Dünya Bankası, sonbahar dönemine ait “Bölgesel Ekonomik Görünüm” raporunu açıkladı.  Avrupa ve Orta Asya bölgesinin 2018’de yüzde 3,2 oranında gerçekleşen büyümesinin 2019’da yüzde 1,8’e gerileyeceğini belirten rapor, bu sert düşüşte Türkiye ve Rusya’nın etkisi olduğuna yer verdi.  Independent Türkçede yer alan habere göre, gerekçe olarak Türkiye’deki “finansal piyasalardaki akut stres” ve Rusya’daki petrol üretimindeki kesintiler gösterildi.  “Türk ekonomisindeki düzelme Ağustos 2018’deki şoktan sonra kademeli olarak devam ediyor” denilen açıklamada Türkiye’nin 2019 büyümesi yüzde 0 olarak açıklandı.  Dünya Bankası’nın haziranda yayınladığı raporunda yıl sonunda yüzde 1 küçülme öngörülüyordu.  Büyüme tahminleri 2020 ve 2021 için yüzde 3 ve yüzde 4 şeklinde açıklandı.Yoksullar ordusuna 180 bin kişi eklenecek  Sektörel güvenin geçen senedeki dip seviyelerinden toparlandığını belirten rapor, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bazı risklere de yer verdi.  Bunlardan biri yoksulluk.  Yoksulluğun 2019 sonu itibariyle artmasının beklendiğini söyleyen rapora göre 2018’de 7,35 milyon ölçülen yoksul kişi sayısı, 2020 sonu itibariyle 7,53 milyona yükselebilir.  Haziran 2018 ve Haziran 2019 arası 770 bin kişinin işini kaybettiğinin hatırlatıldığı raporda “Hükümet Ocak 2019’da asgari ücreti yüzde 26 yükseltmiş olsa da işsiz ve yasal olmayan çalışan kesim, yoksullukla karşı karşıya kalacak” denildi ve şu ifadelere yer verildi:  “Düşük gelirli hanehalklarının istihdam edildiği sektörlerde işsizlik yükselmeye devam edecek. Bu durum, gelir kaybı ve artan kırılganlıkla sonuçlanabilir.  Orta vadede karşı eğilimlerin devam etmesi yoksulluğu artırabilir, bu durum da yoksulluğun azaltılması için son 10 yılda gelinen noktayı riske sokabilir. Fiyatlardaki baskının azalmasına rağmen enflasyon yüksek kalmaya devam edip, düşük gelirlileri orantısız şekilde etkileyecek.”8,1 milyar dolarlık batık kredi için talimat  Dünya Bankası’na göre Türkiye’nin önündeki bir diğer risk ise jeopolitik gelişmeler. ABD tarafından gelebilecek muhtemel bir yaptırım, bunların başında yer alıyor.  Raporda ayrıca, “Gelişmekte olan piyasalardaki volatilite ve trendin aşağı yönlü seyredeceği algısı, dış finansman ihtiyacı ve belirsiz görünüm nedeniyle Türkiye’yi sert şekilde etkileyebilir” denildi.  Batık kredilere de değinilen raporda bankalardan, 2019 sonuna kadar 8,1 milyar dolarlık batık kredinin yeniden sınıflandırmalarının istendiği belirtti.  Dünya Bankası, bu durumun batık kredi oranını yüzde 6,3 seviyesine yükseltebileceğini söyledi. Kredilerin yüzde 12’si takipte  Yüzde 12’lik kredinin yakın takipte olduğunu belirten rapor, “Türk bankacılık sisteminin kârlılığı, azalan iş hacmi, yüksek fonlama ve finansal koruma maliyetleri nedeniyle sıkıntıya düşecektir” ifadelerine yer verdi.  Bankaların kısa dönem borçları için yeterli dövize sahip olduğunu söyleyen rapor, sermaye yeterlilik oranının yüzde 17’nin üzerinde olduğuna yer verdi.  Ancak bankacılık sektörü varlık kalitesindeki bozulmaya ve muhtemel para birimi dalgalanmalarına karşı oldukça açık.  İthalat talebinin yılın ikinci yarısında toparlanmasıyla Türkiye, 2019 sonunda ılımlı bir cari açık vereceğini söyleyen Dünya Bankası, “Konjonktür karşıtı harcamaların artmasıyla kamunun bütçe açığı 2019’da zirve yapabilir” dedi.