Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), bir sonraki İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce hükümet kurma yasasını değiştirmeyi planlıyor. Söz konusu plan, seçimlerde bakanlıkların adaylar arasında paylaşılmasını ve adayların koalisyon hükümeti kurmalarını hedefliyor. Yürürlükte olan kanun değişirse, oyların yüzde 10’unu alan adaylar, bakanlıklara adaylığını koyabilecek. 2017 seçimlerinde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin seçildiği mevcut yasaya göre; dışişleri, savunma ve güvenlik bakanlarını kendisi seçen cumhurbaşkanı; yükseköğretim, eğitim, kültür ve medya bakanlıkları adayları Devrim Rehberi ile (Hamaney) de koordinasyon kuruyor. Devrim Muhafızları ise Ruhani’nin politikalarını ve parlamento bloklarının inadını görmezden gelerek hükümetin oluşumunu cumhurbaşkanına ait ‘tek bir odaktan’ ayırmakta ısrar ediyor. İran rejiminin lideri "Rehber" Ali Hamaney’e yakın akımlarla iç uzlaşmaya varması beklenen planın, parlamento sisteminin gözden geçirilmesini talep edenler ve İran cumhurbaşkanlığı sisteminin destekçileri arasında da orta yolu bulması bekleniyor. Hamaney’in cumhurbaşkanlığı seçimlerinde geniş yetkileri var. Seçimlerdeki adayların likâyatlarını değerlendirmekten sorumlu birim olan İran Anayasa Koruma Konseyi’nin (Şurayı Nigehban) 12 üyesinden yarısı, Hamaney tarafından din adamları arasından seçiliyor. Diğer yarısı ise yine Hamaney’in rehberlik ettiği yargı başkanı tarafından hukukçular arasından seçiliyor. Hamaney, geçtiğimiz hafta Devrim Muhafızları liderlerini dört duvar arasında kalmayıp sınır ötesi görüşüne sahip olmaları konusunda uyarmıştı. Hükümetin cumhurbaşkanlığı adayları arasında paylaşımı planı, Devrim Muhafızları’nı terk ettikten sonra siyasete atılan adayların yıllar süren başarısızlığının ardından geldi. Tahran eski Belediye Başkanı Muhammed Bakır Galibaf, Devrim Muhafızları saflarından cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılan adaylardan sonuncusuydu. Ancak Galibaf, Hamaney’in makamı ve hilafeti için önde gelen adaylardan olan İran Yargı Başkanı İbrahim Reisi lehine geri çekilmişti. Galibaf, 2013 seçimlerinde 6 milyon oy alarak, 18 milyon oy alan Ruhani’nin ardından ikinci olmuştu. Galibaf’tan önce ise, Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Genel Sekreteri ve İran Devrim Muhafızlarının eski Komutanı Muhsin Rızai, art arda üç cumhurbaşkanlığı seçiminde aday gösterilmişti. Rızai, 2005 seçimlerinde ‘koalisyon hükümeti’ sloganını, 2009 seçimlerinde ise ‘kapsayıcı hükümet ve umut toplumu’ sloganını ortaya atmıştı. Ancak her iki seçimde de o sırada Hamaney’e yakın olan eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad tarafından mağlup edilmiş, 2013’te ise Ruhani tarafından yenilmişti. Önceki seçimlerde Galibaf’ın ismi, olası bakan olarak düşünülüyordu. Reformcu gazeteler ise bu konuda daha da ileriye gidip Galibaf’ın İshak Cihangiri’nin yerine İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı olma olasılığı hakkında bilgi aktarmıştı. Meclis Başkanı Ali Laricani de Karayolu ve Ulaştırma Bakanlığı’nın Galibaf’a verilmesini önermişti. İranlı yetkililer, Yeşil Hareketi protestolarının devam ettiği dönemdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mahmud Ahmedinejad zaferinin ilan edilmesi ve reformist taraflar Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi’ye Şubat 2011’de ev hapsi verilmesinin ardından gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin çekişmelerinden korkuyor. 2011 yılının Ekim ayında Hamaney’in, başbakanlık görevlerinin gözden geçirilmesi hususundaki açıklamaları başkanlık sisteminin parlamenter sistemle değiştirilmesi konusunda birçok spekülasyona yol açmıştı. Söz konusu açıklamalarda Hamaney, “Günün birinde parlamenter sistemin hükümet yetkililerini seçmede daha iyi olduğunu düşünürsek mevcut mekanizmayı değiştirmekte sorun olmaz” demişti. 2017 yılı Ekim ayının başında, Hasan Ruhani’nin ikinci başkanlık dönemi için anayasa yemini etmesinden iki ay sonra parlamento üyeleri, anayasanın gözden geçirilmesi ve başkanlık sisteminin parlamenter sistem ile değiştirilmesi konusunda Hamaney’e bir mesaj yollamıştı. Parlamento İç Hukuk Özel Komitesi Başkanı İzzetullah Yusufyan Molla ise hükümet ile parlamento arasındaki ilişkilerin doğası hakkında korkularını dile getirerek “Parlamentodaki mevcut yasa ve kuralların denetlenmesi konusu, hükümetle yüzleşmek anlamına geliyor. Pek çok kişi, parlamenter ilişkilerin sorumluluk ve güven üzerinde kurulduğunu düşünüyor” dedi. Muhafazakar hareket, sistemin değiştirilmesine itiraz etmiyor. Ancak Hamaney, mayıs sonunda yaptığı açıklamada “Parlamenter sistem, başkanlık sisteminden çok daha sorunlu” diyerek anayasanın gözden geçirilmesi için ayrıntılı bir tartışma gerçekleştirildiğine atıfta bulundu. İranlı analistler ise, İran birimlerinin yapısında köklü bir değişikliğin çok da uzak olduğunu düşünmüyor. Başkanlık sisteminden parlamento sistemine geçilecek olması, hükümet oluşturmak için başbakanı parlamentonun seçeceği anlamına geliyor. Şuan ki sistemde ise seçilmiş başkan, kabine kurabiliyor. Ruhani, çarşamba günü yaptığı açıklamada, parlamento seçimlerine herkesin katılması çağrısında bulunarak “Bütün akımlara zafer duygusunu tattırmalıyız. Herkesin seçimlere katılma fırsatı olmalı” dedi. Anayasa Koruma Konseyi sözcüsü ise “mevcut başkanın eski başkanlardan daha fazla yetkisinin olduğunu” ifade ederek Ruhani’yi eleştirdi. İranlılar, cumhurbaşkanlığı seçiminden ve Ruhaninin görev süresinin bitmesinden bir yıl önce Şubat 2020de yeni parlamento seçimleri için sandık başına gidecek. Geçtiğimiz cumartesi günü; Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi ve Anayasa Koruma Konseyi temsilcileriyle beraber hükümet ve yargı temsilcileri kapalı kapılar ardında ‘ülkedeki yasama sisteminin kapsamlı politikaları’ üzerinde görüştü. Politikalar, parlamentonun çıkardığı yasaları rejimin genel politikalarına uygun hale getirmeyi ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi ve Anayasa Koruma Konseyi ile işbirliği yapmayı amaçlıyor. Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi (DMTK) ve Anayasa Koruma Konseyi’nin ‘İran’ın Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu’na (FATF)’ katılması hakkında çekinceleri bulunuyor. İran Hükümeti ise FATF standartlarına uyarak İran ve uluslararası bankacılık ilişkilerini kolaylaştırmak istiyor. Devrim Muhafızları liderleri, ABD yaptırımlarının sıkılaştırılmasıyla daha da kötüleşen İran ekonomisinde artık yalnızca radikal çözümler alınması konusunda hemfikirler.
مشاركة :