General Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu (LUO), başkent Trablus’taki Mitiga Uluslararası Havaalanı’nda bulunan silah depolarını imha ettiklerini açıkladı. LUO, milislerin bu depolarda Türkiyeden alınan silahlı insansız hava araçlarına (SİHA) ait ekipman ve füzelerin bulunduğunu ileri sürdü. Öte yandan Trablus merkezli Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), LUOyu Trablus’un güneyindeki Selahaddin bölgesinde sivil yerleşim alanını hedef alarak, 2 çocuğun ölmesine neden olmakla suçladı. LUO sözcüsü Tuğgeneral Ahmed el-Mismari, yaptığı açıklamada “Orduya bağlı hava kuvvetleri, Mitiga Uluslararası Havaalanı’ndaki askeri bir bölgede bulunan silah depolarına saldırı düzenledi. Depolar, milisler ve silahlı terörist gruplar tarafından Türkiye’ye ait SİHAların ekipman ve füzelerini depolamak amacıyla kullanılmaktaydı” ifadelerini kullandı. Mismari, “Bu hava saldırıları, ekiplerin ve istihbarat servislerinin sıkı çalışmaları ve silahlı kuvvetlerin keşiflerinin bir sonucu olarak ortaya çıkarıldı” dedi. LUO, Ahmed el-Mismari aracılığıyla “LUOnun ve sivillerin güvenliğini tehdit eden ve yurtdışından her türlü silah ve mühimmat getirip, bunları silahlı kuvvetlere veya sivillere karşı kullanmak üzere saklayan tüm silahlı grup veya milislere” uyarıda bulunarak, “Bu silahlar ve teçhizatlar her zaman, her yerde hedef alınacaktır” dedi. Öte yandan UMH tarafından yürütülen Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı) operasyonu basın merkezi, LUO kuvvetlerinin Trablus’un güneyindeki Selahaddin bölgesinde bulunan sivil yerleşim alanını hedef aldığını belirtti. Merkez, saldırı sonucunda 10 yaş altındaki 2 çocuğun hayatını kaybettiğini ve ebeveynleri de dahil 3 çocuğun yaralandığı aktardı. Burkan el-Gadab operasyonu basın merkezi, saldırıyla ilgili bazı görüntüler de yayınlarken, merkezden yapılan yazılı açıklamada ise “siviller arasında teröre yol açmayı amaçlayan sistematik suçların” işlendiğine dikkat çekildi. Açıklamada, UMH’deki yetkili makamların bu suçları belgelediği ve faillerini adalete teslim etmek üzere insan hakları ve insani yardım kuruluşlarıyla koordinasyon sağlayacağı vurgulandı. Açıklamada ayrıca, “Savaş meydanındaki yanıtımız sert olacak. Savaş kurallarına ve Cenevre anlaşmasına bağlıyız” ifadelerine yer verildi. Geçen hafta da bir hava saldırısı sırasında Trablus’ta 3 çocuk ölmüş ve 5 kişi de yaralanmıştı. UMH, saldırıdan LUO’yu sorumlu tutarken, ordu komutanlığı ise suçlamaları yalanlamıştı. LUO ayrıca, UMH’yi suçu orduya yıkmak amacıyla sivil yerleşim alanını bombalamakla suçlamıştı. Aynı şekilde Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), 22 Ekim’de yayınladığı bir raporda, sivillerin Libya’daki acımasız savaşın sonucu olarak acı çektiklerini belirtti. Amnesty, LUO’nun geçen Nisan ayında başkent Trablus’a karşı başlattığı askeri operasyondan bu yana UMH’ye bağlı milislerle devam eden mücadele sırasında yüzlerce sivilin öldüğünü açıkladı.   Örgüt, “hava saldırıları, topçu bombardımanları ve sivil alt yapının hedef alınması” nedeniyle ölen sivillerin yanı sıra onlarca vatandaşın da evlerinden göç etmek zorunda kaldığına dikkati çekti. Libya kamuoyu Erdoğana tepkili Öte yandan “Eski coğrafyamız” ifadesiyle ülkesinin çeşitli ülkelerde var olma hakkına değinen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan’ın açıklamaları, özellikle de ülkenin doğusundaki birçok Libyalı tarafından öfkeyle karşılandı. Erdoğan, geçen pazartesi günü TRT World Forum 2019’un açılışında yaptığı konuşmada “Eski coğrafyamız” ifadelerini kullanarak, ülkesinin Libya da dahil birçok Arap ülkesinde var olma hakkına sahip olduğunu belirtti. Açıklama, Libya’daki birçok politikacının, milletvekilinin ve kabile şeyhinin tepkisini çekti. “Libya’nın evlatları” grubu, eski diplomatların, akademisyenlerin ve aktivistlerin de imzasının bulunduğu bir bildiri yayınlayarak, “Erdoğan’ın ısrarı ve iddialarının nedeni, Trablus’taki yönetici otoritenin ve İslamcı müttefiklerinin Ankara ile müttefik olmasıdır” ifadelerini kullandı. Tarhuna Şeyhler ve Alimler Konseyi de Erdoğan’ın ifadelerinin “partisinin sömürge politikasını açıkça yansıttığını” belirterek, “Erdoğan, eski Osmanlı saltanatı coğrafyasını ele alırken, ülkesinin Suriye de dahil diğer ülkelerin yanı sıra, Libya’da hakkı olduğunu iddia etti. Konsey, "BM Libya Destek Misyonu’na (UNSMIL), Türkiyenin Libyadaki sömürgeci eylemlerini durdurmaya çalışması ve ülkemize dair sömürü niyetleri hakkında gerçekleri ortaya koyması çağrısı yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Tarhuna Şeyhler ve Alimler Konseyi bildirisinde, “Ülkemizdeki Osmanlı mirası sadece kan, yoksulluk, cehalet, vergi, yağma, yamyamlık ve dedelerimizin öldürülmesini hatırlatıyor. Türklerin, Cevazi kabilesindeki halkımızın haklarını gaspetmesi, Osmanlı Devleti’nin tarihinde kara bir sayfadır. Bugün Türkiye, Cumhurbaşkanının ‘Türkiye’nin onarılması gereken tarihi bir mirasa sahip olduğu” ifadeleriyle Arap bölgesindeki varlığına ilişkin gerçek niyetlerini ortaya koymuştur” ifadelerine yer verdi.