Rüzgar gücü şu anda dünya enerji tüketiminin sadece yüzde 0,3ünü (binde üçünü) karşılıyor ancak azalan maliyetler ve artan yeşil politikalar sayesinde büyüyerek bir trilyon dolarlık bir endüstri olma yolunda ilerliyor. Önemli bir endüstri raporu, bu enerji biçiminin nihayetinde, dünyadaki herkese 18 kez yetecek kadar temiz elektrik enerjisi sağlama potansiyeli taşıdığını öne sürdü. Dahası bu değişim rüzgarı son sürat esiyor. Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) raporuna göre 2040la birlikte küresel açık deniz rüzgarının kullanım kapasitesi 15 kat artabilir ve sektöre toplamda bir trilyon dolar civarında kümülatif yatırım çekebilir. IEA; kurulum maliyetlerinin düşmesinin, teşvik edici hükümet politikalarının ve (daha büyük tribünlerle yüzen platformlar gibi) parçalardaki "dikkate değer teknolojik gelişmenin" bu patlamayı ortaya çıkaracağını söylüyor. Independent Türkçede yer alan habere göre, Birleşik Krallıkın (BK) da dahil olduğu Avrupa ülkelerinin öncülük ettiği belirtilen hızlı değişimi özetleyen raporda, küresel açık deniz rüzgarı piyasasının 2010 ve 2018 arasında her yıl yaklaşık yüzde 30 arttığı belirtiliyor. Şu anda dünya çapında gelişmekte olan yaklaşık 150 yeni açık deniz rüzgar projesi bulunuyor ve aralarında 2018de kapasitesini diğer tüm ülkelerden daha fazla yükselten Çin de yer alıyor. Yazarların, “Bugünün açık deniz rüzgar piyasası henüz tüm potansiyelini göstermeye yaklaşmış bile değil" diye yazdığı raporda şu ifadeler yer aldı: Çoğu büyük pazarda bulunan yüksek kaliteli kaynaklarla birlikte açık deniz rüzgar gücü, dünya çapında yıllık 420 bin terawatt saatten fazla (elektrik) üretme potansiyeli taşıyor. Bu miktar bugünkü küresel elektrik talebinin 18 katından fazla. Öte yandan ajans, temiz enerji devriminin meyve vermeye başlaması için yapılması gereken "çok iş" olduğunu söylüyor. IEAnın icra direktörü Dr. Fatih Birol, “Açık deniz rüzgârı şu anda küresel enerji üretiminin yalnızca yüzde 0,3ünü sağlıyor ancak muazzam bir potansiyele sahip" diye konuştu: Bu potansiyelin zaman içinde daha da fazlasına ulaşmak mümkün. Ancak temiz enerjiye geçişin kalıcı olması için hükümetlerin ve endüstrinin yapması gereken çok iş var. Rapor ayrıca, iklim krizine dair artan farkındalığın ve çevresel kaygılara verilen siyasi tepkilerin de sektörün büyümesine katkıda bulunduğunu belirtiyor. Avrupa Birliğindeki açık deniz rüzgar kapasitesi şu anda yaklaşık 20 gigawatt düzeyinde. Birliğin mevcut politikaları uyarınca, bu miktar 2040a kadar 130 gigawatta çıkacak. Ancak IEAya göre, AB ülkeleri sıfır karbon hedefine ulaşırlarsa açık deniz rüzgar kapasitesi 2040a kadar 180 gigawatta kadar çıkarak tek başına Avrupanın en büyük elektrik kaynağı haline gelebilir. Ancak raporun yazarları bu miktarın daha da artırılabileceğini ifade ediyor. Hükümet politikalarının açık deniz rüzgarının ürettiği temiz hidrojen talebini artırdığı daha da iddialı bir vizyon, Avrupanın açık deniz rüzgar hacmini "ciddi ölçüde büyütebilir." Böyle bir senaryoda, rüzgar türbinlerinin ürettiği elektrik, su moleküllerinin hidrojen ve oksijen atomlarına ayrışması için kullanılabilir ve açığa çıkan hidrojen gazı depolanabilir. Bunun ardından hidrojen gazı, diğer gaz kaynaklarıyla harmanlanarak evleri ısıtmak veya araçlara yakıt sağlamak için kullanılabilir. Bu gaz aynı zamanda daha temiz bir elektrik elde etmek için geri dönüştürülebiliyor. Diğer yandan Çin, açık deniz rüzgarından en çok enerjiyi üreten BKyi geçmeyi hedefliyor. IEAnın “Çin muhtemelen 2025e kadar Birleşik Krallıkı geçerek tüm ülkelerden daha geniş bir açık deniz rüzgar donanımına sahip olacak" açıklamalarında bulunduğu raporda şu ifadeler yer aldı: Çin’in bugün 4 gigawatt olan açık deniz rüzgar hacmi, 2040la birlikte 110 gigawatta ulaşacak. Küresel sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşmak için belirlenen politikalar bunu 170 gigawattın üstüne bile çıkarabilir. Bu teknoloji, hava kirliliğini azaltma yolunda büyük çabalar gösteren Çin için özellikle cazip bir seçenek. Aynı zamanda açık deniz rüzgar tarlası ülkenin başlıca nüfus merkezlerine yakın konumlarda inşa edilebilir. IEAya göre açık deniz rüzgar enerjisindeki en önemli teknolojik ilerlemelerden biri, denizde daha açığa yerleştirilebilecek yüzer türbinlerin geliştirilmesi.Ajans konuyla ilgili şunları söyledi: Yüzen türbinler teorik olarak, Avrupa, ABD ve Japonyanın da aralarında bulunduğu, kilit önemdeki pek çok elektrik pazarının tüm elektrik talebini birkaç kez karşılayabilir.
مشاركة :