Hong Kong’da güvenlik müdürü John Lee, şehrin finans merkezinde toplanan kalabalıkların şiddete devam ettikleri takdirde ‘hayal bile edilemeyecek’ sonuçların doğabileceği hususunda uyarıda bulundu. Protestoların kesintisiz üçüncü günü olan dün, devlet okullarındaki dersler iptal edildi. Hükümet karşıtı protestocularla polis arasındaki eşi benzeri görülmemiş çatışmaların ardından dün bir düzine öğrenci, üniversitelerinden tahliye edildi. Çevik kuvvet polisi ise Salı günü finans merkezine düzenlediği baskında göz yaşartıcı gaz kullandı ve birçok protestocuyu tutukladı. Aynı zamanda, protestocuların dağılmasının ardından sokakları temizledi. İş elbiseleriyle ofis çalışanları da siyah giyinmiş üniversiteli protestocuların yanında durarak polisten korunmak için koruyucu gözlükler ve şemsiyeler kullandı. Polis, protestocuların kurduğu barikatları kaldırmaya çalışarak göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullanırken protestocular ise polisin kampüse girmesine engel olmak için polisin açıklamalarına göre 400’den fazla molotof kokteyli attı. Söz konusu açıklamalara göre kampüs bir silah fabrikası haline geldi. Şehirdeki tüm okulların ulaşım ve güvenlik nedeniyle bugün askıya alınacağını bildiren Hong Kong Eğitim Ofisi, tüm protestocuları şiddeti durdurmaya çağırdı. Zira hükümet karşıtı protestolar, şehrin bazı bölgelerini üç gün boyunca felç etti. Bu yüzden birçok ulaşım aracı durduruldu ve işletmeler kapatıldı. South China Morning Post’un (SCMP) haberine göre, Hong Kong Şehir Üniversitesi yakınlarında bir tren boşaltıldı ve yolcular yürümek zorunda kaldı. Hong Kong polisi, konuyla ilgili yaptığı açıklamada bin 567’den fazla göz yaşartıcı gaz bombası, bin 213 plastik mermi ve 126 sis bombası kullandığını, 142’den fazla kişiyi ise tutukladığını bildirdi. Hong Kong Özel İdari Bölgesi Baş Yöneticisi Carrie Lam, bu haftanın başlarında, protestocuların taleplerine şiddet yoluyla ulaşamayacaklarını açıklamıştı. Bloomberg’in haberine göre, geçen hafta iki kişinin ölümüne sebep olan protestoların şiddetlenmesinin ardından Hong Kong’da kaos meydana geldi. Haziran ayından bu yana devam eden protestolar, Hong Kong’da muhalefetten aranan kişilerin Çin’e iade edilmelerini kapsayan yasa tasarısı ile başlamıştı. Tasarının sonradan iptal edilmişti. Buna rağmen protestocular; polis eylemlerine dair bağımsız soruşturmalar yapılması, tutuklananlar için af çıkartılması ve tümüyle bağımsız seçimler yapılması gibi çeşitli demokrasi taleplerini arttırarak protestoları daha da şiddetlendirdi. Aynı bağlamda Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen, çevik kuvvet polisinin Hong Kong’daki birkaç üniversiteye baskın düzenlemesinin ardından dün yaptığı açıklamada uluslararası toplumu Hong Kong’u desteklemeye davet etti. Aynı zamanda Hong Kong hükümetini geri adım atmaya ve vatandaşlarına şiddet uygulamamaya çağırdı. Ing-wen, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, “Demokrasi ve özgürlük değerlerinin destekçileri ve uluslararası toplum harekete geçmeli ve Hong Kongdaki kontrolden çıkan vaziyete odaklanmalı” ifadelerinde bulundu. Demokratik İlerleme Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Lin Fei-fan ise Hong Kong’un artık bir polis şehri olduğunu öne sürdü. Bir basın toplantısında “Hong Kong davası, uluslararası bir konudur” diyen Fei-fan, kampüsleri savaş alanına dönüştürdüğü ve uygunsuz tutuklamalar yaptığı için Hong Kong polisini kınadı.