Geçtiğimiz ay hapisten çıkan Brezilya’nın eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula Da Silva, şimdiki Devlet Başkanı Jair Bolsonaro hükümetinin aşırı sağcı politikasına karşı radikal bir sol stratejiyi takip edeceğini açıkladı. Bu durum, son cumhurbaşkanlığı seçimindeki yenilginin ardından İşçi Partisi’nin (PT) itidale kayacağını düşünen birçoğunu hayal kırıklığına uğrattı. PT yıllık konferansı açılışında dikkatlice yazılmış bir konuşma yapan Lula, “74 yaşındaki aşık bir adamın karşısında kendilerini neyin beklediğini bilmiyorlar” ifadelerinde bulundu. Lulanın serbest bırakılması, son cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana derin uykuda olan Brezilya solunun damarlarına kan enjekte etti. Söz konusu seçimlerde Jair Bolsonaro, sol partilerin ayrıldığı siyasi sahneye egemen olarak iktidara gelmişti. Ardından sol kesim de kendisini yenilemeye çağırmış ve şu açıklamayı yapmıştı “Yüzleşmekten çekinenlere tüm cesaretimizle şunu söylüyoruz: Bolsonaro’ya karşıyız ve yarı yolda çekilemeyiz.” Lula, Yüksek Mahkeme’nin suçu kesinleşmemiş sanıkların tüm temyiz aşamaları bitinceye kadar serbest kalması kararının ardından, 580 gün geçirdiği cezaevinden ayrılmıştı. Çıktığında ise şu sözleri söyledi: “İşçi haklarını çiğneyen, işsizliği arttırıp asgari ücretleri azaltan, açlık kabusunu yeniden yaşatan, çevreyi yok eden, kadınlar, zencileri, eşcinselleri ve ona fikirde karşı çıkan herkesi şeytanlaştıran Bolsonaro hükümetine karşıyız, öyle de kalacağız”. Gözlemciler, Lula’nın dönüşünün ardından, Bolsonaro’nun iktidarda kalan üç yılının siyasal ve sosyal açıdan hararetli bir döneme dönüşeceğini düşünüyor. Lula, geçmişte izlediği radikal politikayla ilgili kendisine yöneltilen ağır eleştirilere karşı ise şu açıklamalarda bulundu: “Evet radikaliz. Ulusal egemenliği ve bağımsızlığımızı korumakta radikaliz; herkes için ücretsiz devlet üniversiteleri ve sağlık sigortası hizmetleri sunma niyetimizde de radikaliz. Düşmanlarımız ise bilimsel kanıtları reddeden ve görmezden gelen kişiler” Şarku’l Avsat’ın haberine göre Brezilya yasaları Lula’nın başkanlık ya da yasama seçimlerine yeniden adaylığını koymasını engelliyor. İşçi Partisi ise Lula’nın davasına bakan hakim ve şu anki Adalet Bakanı Sergio Moro’nun tarafsızlığına güvenerek bu engelin kaldırılmasını umuyor. PT, hala Brezilya parlamentosundaki en büyük blok olsa da, diğer güçlerle müttefik olmak için seçimi kazanması gerekiyor. Bu güçlerin birçoğu ise son zamanlarda itibarını kaybetmiş olan Lulanın ima ettiği siyasi savaşlar konusunda istekli gözükmüyor. Bu yüzden Lula, söz konusu konferansa katılan diğer parti liderlerine seslenirken “Tek bir partiyle sınırlı kaldığı takdirde, ülkeyi kurtarmak imkansız bir iş” ifadelerinde bulundu. Buna rağmen, İşçi Partisi’nin seçim ittifakı konusunda merkeze, Sosyalizm ve Özgürlük Partisi’ne (PSOL) ya da Komünist Partisi’ne (PCdoB) yakınlaşıp yakınlaşmayacağı ise henüz belli değil. Gözlemciler, Bolsonaro’nun onu seçimlere aday çıkartan partiyi terk edip “Brezilya İçin İttifak” adlı aşırı sağcı parti kurmasının solun yararına olacağını düşünüyor. En azından Bolsonaro’nun yeni partisi 2020 Ekim ayında yapılacak yerel seçimlere hazır olacağa benzemiyor. 2022 başkanlık seçimlerinde adaylığını koyup koymayacağı belli olmayan Lula ise bu kararını mahkemenin hakkındaki nihai kararından önce açıklamaktan kaçınıyor.   2003’te Brezilya’nın PT’li ilk başkanı olan Lula, gelecek seçimlerde 77’nin üzerinde olacak olmasına rağmen hala daha “70 yıllık deneyimim, 30 yıllık enerjim ve 20 yıllık azmim var” diyor.