Hizbullah, Lübnandaki hükümet krizinin "Ulusal Mutabakat Hükümeti" ile aşılabileceğini savunuyor. (Şii) Hizbullah, Temsilciler Meclisindeki Direnişe Vefa Bloğu Başkanı Milletvekili Muhammed Raad aracılığıyla, Lübnan krizinin ancak, Taif Anlaşması formülü uyarınca bir "Ulusal Mutabakat Hükümeti" kurulmasıyla çözülebileceğini, aksi halde kurulacak hükümetin görevini yerine getirememesi nedeniyle tehdit altında olacağını açıkladı. Ayrıca (Şii) Emel Hareketi ve (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) milletvekilleri, bu hafta meclis istişarelerine başlanacağına inanıyor. Öte yandan Maliye Bakanı Ali Hasan Halil, Lübnan’ın güneyindeki siyasi bir toplantıda, “bölgesel ve mezhepsel bölünme aşamasına geri dönmeye izin verilmeyeceğini” belirtti. Geçen ay yaşananların, talep edilmiş eylemler olmadığını söyleyen Hasan Halil, “Kriz basit değil. Size ve bize karşı kullanılan silah; nakit, bankalar, para birimi farkı, ekonomik ve yaşamsal baskı silahlarıdır. Biz aç insanlarız. Ama saygınlığımızı da satmıyoruz. Ulusal kararlarımızı alabilmek için, kimsenin bizi hayatımızla tehdit etmesini kabul etmeyeceğiz. Mesele, ülkenin parası olmadığı meselesi değil. Hayır, para var ama bu para gelmiyor. Ve iktidarda olan da biziz” dedi. Aynı şekilde Meclisteki Kalkınma ve Özgürlük Bloğu Milletvekili Enver Halil, halk ve halk hareketinin istediği tablo çerçevesinde hükümetin bu hafta doğacağına inandığını belirtti. Halil, yaptığı açıklamada “Sınırlı bilgilerimiz, kurma sürecinin, görevlendirme sürecini takip edeceğini gösteriyor. Eğer bu doğruysa bu hafta, uzun süredir beklediğimiz haber Lübnanlılara verilecek. Bu hükümetin, halkın istediği ve halk hareketinin talep ettiği tabloya binaen olmasını umut ediyoruz. Yetkili bir hükümet olmadan çözülmesi mümkün olmayan ekonomik, finansal ve bankacılık meselelerine dair ilgili sorunlarımızı unutmadık. Kurulduktan sonra hükümet, derhal ekonomik konuyu ele almalıdır. Başbakan Saad Hariri’nin sunduğu bir reform listesi var” dedi. Devletin dış borçları ödeme meselesine de değinen Enver Halil, “Her zaman vurguladığımız şey şu; Lübnan, Yunanistan gibi değil ve bir kez bile dış borç ve masrafları ödeyememe sıkıntısına maruz kalmadı. Bu yüzden herkes, hızla ekonomik durumun iyileşmesine katkı sağlayacak bir hükümetin kurulması için çalışmalı” ifadelerini kullandı. ÖYH Milletvekili İbrahim Kenan ise, “Cumhurbaşkanı, yalnızca hükümetin şekline dair bir diyalog değil, gelecek aşamanın kapsamı ve şekline dair de diyalog talep etti. Özgür Yurtsever Hareket, yarın olmadan düzenlenecek gerekli meclis istişarelerinin yanındadır. Ama bu istişareler, hükümetin kurulması için mi olacak? Ortada hangi amaç var ve hangi çalışma programı var?” şeklinde konuştu. Bir televizyon kanalına açıklamada bulunan Kenan, “Cumhurbaşkanı Avn, anayasal yetkileri dahilinde, ülkenin ihtiyaç duyduğu bu hızlı sürecin koşullarını güvence altına almaya çalışıyor. Bu hafta, eğer niyetler doğruysa, görevlendirme yapılacak ve hükümet kurulacak” dedi. Milletvekili Muhammed Raad gibi İbrahim Kenan da hükümetin canlandırılmama sorumluluğunu Saad Hariri’ye yüklerken, “Yeni hükümetin kurulması için iş çevirme hükümetinin çalışmalarının canlandırılması gerekiyor. İlgili yetkili, bulunduğumuz durum ve kamu tesislerinin devamlılığı dolayısıyla 24 saat çalışmak zorundadır. Çöküşü durdurmak için el ele vermeliyiz” dedi. Kenan, “Devrim, mevcut yönetimin siyasi performansına karşı, genel sloganlardan uzak şekilde olmalıdır” ifadelerini kullandı. Lübnan’a yardım edici dış girişimlere ilişkin bir soruya yanıt veren İbrahim Kenan, “Krizin çözümüne ilişkin tek girişim, yerel girişimdir. Dış toplantılar, daha önceden aşamalı çözümler sağladı. Gerekli olan, uluslararası açıdan sunduğumuz bir Lübnan projesidir, Lübnan’ı pazarlayan dış projeler değil” değerlendirmesinde bulundu. Öte yandan (Sünni) Müstakbel Hareketinden bir milletvekili de Hariri’nin, hükümeti kurma sürecinin gecikmesinden sorumlu tutulmasına ilişkin olarak, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, “Diğer taraf Hariri’yi yönetimde istiyorsa, Hariri’nin şartlarını biliyor” dedi. Milletvekili, Hariri’nin başbakanlığı üstlenmek için teknokratlar şartına bağlı olduğunu da vurguladı.