Belçika’daki Müslümanlar, dinleri ve etnik kökenleri nedeniyle ayrımcılık ve ırkçılığa maruz kalıyor. Bu durum özellikle de 2016 yılında gerçekleştirilen 32 kişinin ölümü ve 300 kişinin yaralanmasına neden olan saldırının ardından daha da belirgin bir hal aldı. Ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele eden bir kurum olan Unia Müdürü Els Keytsman, Şarkul Avsat’a yaptığı açıklamalarda, Belçika toplumunun 2016 yılında meydan gelen ve herkesi etkileyen saldırıdan sonra değiştiğine dikkat çekti. Söz konusu saldırılardan her kesimin zarar gördüğü ancak en çok Müslümanların etkilendiğine işarette bulundu. Keytsman, “Müslüman öğrenciler, öğretmenlerinin kendilerine terörist imasında bulunmaları nedeniyle okula gitmeyi reddediyor. Ayrıca, kadınlar başörtü takmaları nedeniyle sokaklarda saldırıya uğruyor, iş bulma sıkıntı yaşıyor. Başörtülü olmaları nedeniyle genç kızların okullara girmesi engellenirken, bazı sakallı Belçika vatandaşları, berberlerine kendilerini Müslüman benzetmemelerini tembihliyor. Müslüman azınlığın barınma ve iş bulma şansı azaldı” şeklinde konuştu.Avrupa’da ırkçılık Keytsman, Belçikadaki ırkçılık tezahürlerinin Avrupadaki diğer ülkelerle karşılaştırılması konusunda ise “Avrupa’daki çeşitli ülkelerde bir takım sorunlar bulunuyor. Bizi endişelendiren gruplar arasında nefret söylemleri ile kutuplaştırma girişimlerinin varlığı. Çeşitli Avrupa ülkelerinde bulunan azınlıkların yaşam şartları çok zorlaştı. İşgücü piyasası, konut ve hatta sağlık sigortası gibi alanlarda yeterli imkânlara sahip değiller. Bu yüzden nefret söyleminin arttığını ve Müslümanlar, Yahudiler ve diğerlerine yönelik şiddet tezahürlerine dönüştüğünü söylüyoruz. Yani genel olarak Avrupada, nefret söylemindeki artıştan dolayı, gerek basın gerek de sosyal medya platformlarında toplumun bileşenleri arasındaki ayrılıkların genişlediğini görüyoruz” dedi. Keytsman, geçtiğimiz aylarda Brüksel’de merkezin ırkçılığa ilişkin yıllık raporu hakkında bir basın toplantısı gerçekleştirerek, kuruluşun, 2018 yılında ırkçı içerikli yaklaşık 7 bin 500 şikâyet aldığına değindi. Şikâyetler işgücü piyasasında, ulaşımda, barınmada, insani ve sağlık hizmetlerinde yapılan ayrımcılık çerçevesinde gelmişti. Keytsman, engellere meydan okumak için gerekli şartların bulunmadığını ve Müslüman kadınların başörtüsü takmaları dolayısıyla işlerinden çıkartıldığını belirtmişti. Yetkili ayrıca sosyal paylaşım siteleri üzerindeki faaliyetleri nedeniyle merkeze dava açanların olduğuna da dikkat çekmişti.Merkez, toplam 33 dava açtı Rapora göre merkez, dini ve etnik kökenle ilgili gerekçelerle keyfi olarak işten çıkarılmalara, sosyal paylaşım sitelerinde nefret söylemlerinin yayılmasına ve şiddet eylemlerine karşı yapılan ırkçılıkla ilgili 2 bin 200 şikâyeti değerlendirmeye alarak, toplam 33 dava açtı. Raporu, hükümet kurumlarının yanısıra bölgesel parlamentolara ve Belçika federal parlamentosuna da sunduklarına dikkat çeken Keystman, “Bu kurumlarla şikâyetleri ele alma şeklimiz ve yaptığımız kampanya hakkında diyalog ve toplantılar gerçekleştiriyoruz. Daha fazla ırkçılığın önüne geçmek için yetkililere bir takım önerilerde bulunuyoruz” dedi. Geçtiğimiz Eylül ayında, Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı tarafından 15 Avrupa ülkesinde 10 binden fazla Müslüman hakkında yapılan bir kamuoyu yoklaması, söz konusu Müslümanların yaklaşık yüzde 92sinin çeşitli biçimlerde etnik ayrımcılığa maruz kaldığını ortaya koydu. Sonuçlar Avrupadaki Müslümanların yüzde 53ünün bir ev bulmaya çalışırken isimleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını gösterdi. Rapora göre yüzde 39’u ise iş ararken dış görünüşleri nedeniyle ayrımcılık ve ırkçılığa maruz kalıyor. Bunun çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Öte yandan 2015 yılının Eylül ayından 2016 yılının Temmuz ayına kadar geçen süreyi kapsayan bir çalışmaya katılan başörtülü kadınlardan yüzde 94’ünün fiziksel, sözlü saldırı ve tacize maruz kaldığını ortaya koydu.Saldırılar arttı 1 Ocak 2019 tarihinde İsveç medyasında yer alan haberlerde Malmö şehrinde bir camiyi hedef alan saldırı gerçekleştirildiği bildirilmişti. Olayda herhangi bir can kaybı veya yaralanma meydana gelmemişti. Yılbaşında gerçekleştirilen saldırı öncesinde 2018 yılının Ramazan ayının başlarında Hässleholm kentinde bir cami kundaklanmıştı. İsveç polisi tarafından yapılan açıklamada, 2017 yılında ülkede 767 nefret suçu işlendi. Bunlardan üçte biri Müslümanları, üçte biri Afrikalılar diğer üçte biri ise Yahudileri hedef aldı. İngiltere’deki Müslüman aleyhtarı olayları kaydeden ulusal bir proje olan Tell MAMA’ya göre, 2018 yılının Ocak ve Haziran ayları arasında İngiltere’de ırkçılıkla ilgili 685 olay içerisinde 608 İslamofobi vakası yaşandığı tespit edildi. Irkçılık, en çok Almanya’daki Müslümanları etkiledi. Alman yetkililer, 2017 yılında Müslümanlar ve camiler gibi İslami tesisleri hedef alan en az 950 saldırının meydana geldiğini belgeledi. Bu çalışma, Yeni Zelanda’daki iki camiyi hedef alan terör saldırısından kısa bir süre önce yapılmıştı.
مشاركة :