Eski Dışişleri Bakanı ve eski Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, yeni partisinin Ocak ayında kurulacağını açıkladı. Babacan, T24ten Şirin Payzına  yaptığı açıklamada, “Biz her şeyi göze aldık. Kararlılığımız tam. Hiç kimse bizi bu yoldan geri çeviremez” diyerek, yeni partisinin Ocak ayında kurulacağını bildirdi. Yeni partiyi kurma çabalarının beklenenden fazla zaman aldığını dile getiren Babacan, “Sağolsunlar Türkiye’nin her yerinden isim önerileri geliyor. Partinin ismini muhtemelen milletimiz koyacak” dedi. Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Şehir üniversitesi konusunda Davutoğlu ve kendisi hakkındaki açıklamalarına şu ifadelerle yanıt verdi: “Cumhurbaşkanımız beni iyi tanır. Ben onu açıkçası kızgınlıkla söylenmiş veya belli duygular içinde söylemiş bir ifade olduğunu düşünüyorum. Aksi halde beni 6 ay önce birlikte çalışmak için niye çağırsın. Hemen siyasi bir polemik haline getirmenin doğru olmayacağını düşündüm. Bugüne kadar bunlar söylenmiş olabilir, ilerde daha ağır şeyler de söylenecek olabilir. Biz her şeyi göze aldık. Kararlılığımız tam. Hiç kimse bizi bu yoldan geri çeviremez. Geçmişle ilgili her şeyin hesabını vermeye hazırız. İftiralar, çamur atanlar olabilir. Ama şu var ki çamur atanların eli pislenir ve o pislikten de kolay kolay kurtulamazlar.” Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Babacan ve Mehmet Şimşek’i Halkbankı dolandırmaya çalışmakla suçlayarak şöyle konuşmuştu: “Halk Bankası’ndan kredi talebinde bulunuyorlar. Halk Bankası bunlara ciddi bir kredi veriyor fakat maalesef Halk Bankası’na ödemelerini yapmıyorlar. Tabi Halk Bankası’na ödemelerini yapmayınca, banka da bu defa kendilerini sürekli olarak uyarıyor. Şu anda Halk Bankası’na olan borçları aklımda kaldığı kadarıyla 417 milyon noktasında. Şimdi ‘Yapılandıralım’ diyorlar. Halk Bankası’na teminat bile vermediniz.” Davutoğlu ise bu suçlamaları reddederek, “Hayatını bu ülkeye hizmete adamış bir başbakana dolandırıcılık iftirasında bulunulmuştur. O zaman şu anda görev yapanlar da dahil olmak üzere yaşayan bütün Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, kamu bankalarının bağlı olduğu bakanlar ile onların birinci ve ikinci derece hısımlarının ve akrabalarının mal varlıklarını ve bu varlıklardaki değişimi, bu kişilerin siyasete girdikleri günden bugüne kadar araştırmak ve soruşturmak üzere TBMMnde gerekli komisyonlar oluşturulmalı” şeklinde tepki göstermişti. Babacan, söz konusu televizyon programında, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi tabloyu değerlendirerek, “Memlekete bakınca içim kan ağlıyor, yeni bir tek adam partisine ihtiyaç yok. Bu durumu hak etmiyoruz. Şunu da biliyoruz ki çok daha farklı politika ve adımlarla bu ülke çok daha iyi bir pozisyonda olabilir” dedi. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutuksuz yargılanması gerektiğini de savundu. Babacan’a yakın kaynaklar, Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi ile aralarında rekabet olduğuna ilişkin bir izlenim yaratmamak için yeni partisini Ocak ayı ortasında kuracağını düşünüyor. Babacan, Davutoğlu gibi gelenek ve özgürlüklere saygılı olma, adalet kavramı içinde fırsat eşitliğini sağlama, toplumun tüm kesimlerine saygı duyma ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönme sözü verdi. Babacan ve Davutoğlu birçok konuda ortak görüşe sahipken, iş metodolojisi konusunda aynı fikirde değiller. Davutoğlu muhafazakar bir partiye yönelirken, Babacan partisini gençliği çekecek kapsayıcı ve liberal bir parti olarak görme eğiliminde. Babacan, televizyon programında eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gü’ün partiye katılıp katılmayacağına ilişkin gelen bir soruya ise, “Sayın Gül Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra aktif siyaset yapmayacağını söyledi. Ama kendisiyle ayda bir iki defa görüşüyoruz,  birikim ve tecrübelerinden istifade ediyoruz. Fakat kararları biz burada, Ankara’da alıyoruz ve bu ilişki şeklinden de gayet memnunuz. O da bilgisi ve tecrübesi ile başarılı bir siyasetçi sıfatı ile destek veriyor” şeklinde yanıt verdi. Ali Babacan, geçtiğimiz Temmuz ayında AK Parti’den istifa ederek, Sadece ilkelerde değil değerlerde de sapma meydana geldi. Türkiyede her alanda sorunlar büyüdü. Ülkenin karanlık bir tünele girdiğini hissettik” diye konuşmuştu.