Irakta askeri vesayet endişesi

  • 12/31/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Ahmed es-Suheyl Irak’ta Bina Koalisyonun, daha önce aday gösterdiği Esad el-İdani’yi geri çekerek yerine Terörle Mücadele Kurumu Eski Başkanı Korgeneral Abdulgani el-Esedi’yi aday göstermeye hazırlandığı iddia edildi. Askeri geçmişi olan Esedi’nin başbakanlık koltuğu için zikredilmesi sonrasında, birçok darbeye sahne olan Irak’ın uzun yıllar boyu askeri vesayetin gölgesinde diktatörlükle yönetilmesine işaret eden bazı çevreler, bu acı hatıralara rağmen yeniden asker kimliğe sahip bir ismin yönetimin başına getirilme çabalarından duyduğu endişeyi dile getiriyor.Destekleyenler ve itiraz edenler Askeri yönetimi destekleyenler, güvenlik güçleri içinde bölünmelerin yaşandığını, yönetimin silahları devlet elinde toplamaya gücü yetmediğini ve bu durumun bölgesel ve uluslararası müdahalelere kapı araladığına işaret ederek, bu nedenle asker kimliğine sahip bir ismin yönetimin başına gelmesi halinde güvenlik güçlerine çeki düzen verebileceğini savunuyorlar. Iraklı siyasi partiler eliyle demokratik yollara olan güvenin sarsılması ve meydandaki göstericilerin dillendirdiği taleplerin karşılanması hususunda içine düşülen ümitsizlik de, askeri yönetimi talep edenlerin argümanları arasında aynı yer alıyor. Askeri yönetime karşı olan cephenin gerekçeleri ise akla daha yatkın geliyor. Nitekim bu grupta yer alanlar, geçici bir başbakanın yönetimi ele geçirdikten sonra darbe ilan ederek demokratik kanalları kapatmasından endişe duyduklarını belirtiyor. Bu gruptakiler ayrıca diktatörlük dönemlerine dönülmesinden kaygılandıklarını ifade ediyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, asker kimliğine sahip bir kişinin başbakanlık koltuğuna oturmasını reddeden çevreler, bu senaryonun gerçekleşmesi halinde söz konusu kişinin protestocuların talepleri başta olmak üzere ülkenin temel meselelerine yaklaşım biçiminin nasıl olacağı sorusunu soruyorlar. Aynı şekilde bu kişinin bölgesel ve uluslararası ilişkilere, demokratik ilkelere, çoğulculuğa ve özgürlüklere karşı nasıl bir pozisyon benimseyeceği sorusu yine bu grupta olanlar tarafından dile getiriliyor. Askeri geçmişi olan bir başbakana muhalefet edenlerin belki de en can alıcı sorusu şudur: Söz konusu şahıs, geçici hükümetin süresi sona erdikten sonra başbakanlık makamını terk etme güvencesi verebilecek mi? Hadi el-Amiri liderliğindeki Bina Koalisyonu, daha önce önerdiği Esad el-İdani’nin hem meydandaki protestocular hem de Cumhurbaşkanı Berhem Salih tarafından reddedilmesinin ardından başbakanlık makamı için yeni bir aday arayışı içine girdi. Bu noktada Irak basınında, Bina’nın adaylık için Terörle Mücadele Kurumu Eski Başkanı Korgeneral Abdulgani el-Esedi’yi gündemine aldığı yönünde haberler çıktı. Esedi, hem Irak sokağında hem de Bina Koalisyonu içinde büyük bir kabul görüyor. Bina Koalisyonu çatısı altındaki Sadikun Grubu Milletvekili Abdulemir et-Taiban, “Bina Koalisyonu Cumhurbaşkanı’na sunmak üzere saygın ve tanınmış bir aday arıyor. Bina ve Fetih koalisyonlarında, Esedi’nin aday gösterilmesi yönünde bir eğilim var. Bina Koalisyonu yeni bir ismin belirlenmesi için diğer partilerle istişare toplantılarına devam edecek” dedi.Sadr ve başbakan arayışları Sairun Koalisyonu lideri Mukteda es-Sadr’a yakınlığıyla bilinen gazeteler daha önce Esedi ismini dolaşıma koymuş ancak protestolardan alamayınca bu isim üzerinde durmamıştı. Irak yerel medyasında, Sairun ile Bina koalisyonları arasında Esedi’nin adaylığı için toplantıların yapıldığı şeklinde iddialar ileri sürülmüştü. Ancak Sairun Koalisyonu milletvekilleri bu iddiayı yalanlayarak, meydanların kabul ettiği adayın yanında olduklarını bildirmişti. Sairun Koalsiyonu Milletvekili Gayb el-Umeyri, yaptığı açıklamada, “Sairun, Irak sokağını ikna edecek hiçbir kişinin adaylığı önünde engel değil” dedi. Independent Arabia’ya konuşan Umeyri, Sairun’un başbakan adayı için siyasi partilerle toplantı yaptığı iddiasını yalanladı.Kürtler ‘sivil’ başbakan talep ediyor Görünüşe göre Kürt partiler, asker kimliğine sahip bir ismin başbakanlık makamı için aday gösterilmesi hususunda diğer partilerle farklı bir noktada duruyor. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) yöneticilerinden Said Memu Zini, Kürtlerin daha önce askeri yönetimden mustarip olduklarını ve bu konuda olumsuz tecrübeler edindiklerini söyledi. Ancak Zini, Şii partilerin askeri geçmişi olan bir aday üzerinde uzlaşması halinde buna itiraz etmeyeceklerini kaydetti. Zini, basına yaptığı açıklamada, “Bu günlerde birtakım askeri şahsiyetlerin başbakanlık için aday olacağı söyleniyor. Onlardan biri de Abdulgani el-Esedi. Ülkenin bu zor zamanda, mevcut krizden çıkmak için yetkin, uzman ve halk tarafından kabul gören birine ihtiyacı var. Askeri bir şahsiyetin, Irak halkının şu an sıkıntı çektiği problemlerin üstesinden gelmesi biraz zor. Krizlerle başa çıkma da tecrübeli sivil bir ismi tercih etsek de, Şii partilerin belirli bir isim üzerinde anlaşması durumunda bizim için sorun olmaz” ifadelerini kullandı.Askeri vesayetin dönüşü Gözlemciler, askeri bir şahsiyetin yönetimin başına gelmesinin, siyasetteki durumu daha kritikleştireceği ve hatta rejimin diktatörlüğe dönüşmesine neden olabileceğini belirterek, bu yöndeki isimlerin zikredilmesinin amacının sadece toplum öfkesini dindirmek olduğu görüşünde. Savunma Bakanlığı’nda eski strateji danışmanı Man el-Cuburi, “Askeri bir şahsiyetin hükümetin başına geçmesi çözüm değil ve siyasetteki durumu daha da kritikleştirir” dedi. Cuburi, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Askeri akıl, o şahsiyeti yönetimde askeri hükümler koymaya itecektir ve diktatörlüğe dönmeye başlarız. Askeri bir şahsiyetin yönetime gelmesi bizi darbe dönemlerine döndürür. Siyasetçiler askeri bir şahsiyetin yönetime gelmesinden korkuyor. Fakat bu tür isimleri, eski yüzleri reddeden halkın öfkesini dindirmek için öne sürüyorlar” dedi.Demokratik nesil Gösterici gençler dünyada bu konudaki tecrübelere bakarak askeri geçmişi bulanan bir adayı reddediyor. Göstericiler, belirledikleri kriterlerin askeri bir şahsiyetle uyuşmadığını dile getiriyor. Gazeteci yazar Ziya Velid, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Askeri yönetimin Mısır ve dünyadaki diğer örneklerinden haberdar olan yeni nesil okurların sosyal medya üzerinden böyle bir yönetimi reddettiği görülebilir. Genç eylemciler kaos, mezhepçilik ve devletsizlikten endişe ettikleri ölçüde diktatörlükten de kaygı duymaktalar” diye konuştu. Velid, “Askeri bir şahsiyet diye silahları devlet elinde toplayacak diye bir kural yok. Bu ancak bizim edebiyatımızda olur. Devlet adamlığı vasıflarını taşıyan her başkan, halkın ve etkili çevrelerin de desteğini alarak silahlar konusundaki kontrolsüzlüğü engelleyebilir ve bazı suçluları adalete teslim edebilir” ifadelerini kullandı.DEAŞ savaşı komutanları Gazeteci aktivist Muhammed el-Mahmudi, “Şu anki sürecin askeri bir yönetimi gerektirmediği görüşünde olan protesto meydanları, asker kimliğine sahip bir aday istemiyor. Ancak DEAŞ savaşında komutanlık yapması sebebiyle halk arasında tanınan bazı kişilerin aday gösterilmesini talep edenler var” dedi.Mahmudi, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Sorun, Irak’taki durum için en uygun çözümün silah ve demir yumruk olduğu görüşünden kaynaklanıyor. Bu görüş, 2003 öncesi rejimin geri dönmesini mümkün kılan diktatör ve baskı rejimiyle uyuşuyor. Asıl endişe Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi tecrübesinin Irak’ta tekrarlanmasıdır.” Mahmudi, askeri geçmişe sahip bir başbakanın silahlı grupları kontrol alıp alamayacağı sorusuna, “Silahlı çatışma iç savaş anlamına gelir ki bu durum ülkeye büyük zararlar verir ve toplumsal bölünmeyi derinleştirir. Çözüm siyasette gizli. Bu da Esedi’ye yönelik endişelerimizi artırıyor. İdari ve politik performansı hakkında kesin bir bilgimiz yok” diye yanıt verdi.Silahların kontrolsüzlüğünün arkasında siyasi irade bulunuyor Aktivist Mahmud Humeyd, “Göstericilerin bir sonraki başbakan için dile getirdiği kriterler askeri bir şahsiyetle uyuşmuyor ve böyle bir isim sokağın tepkisiyle karşılaşacaktır. Askeri bir şahsiyetin savaş meydanında başarılı olması silahları devlet elinde toplayabilme gücüne sahip olduğu anlamına gelmez. Silahların kontrolsüzlüğünün arkasında siyasi irade bulunuyor. Bunu kontrol altına almak için politikalara ve yasalara ihtiyaç var. Irak yönetimine dair en büyük endişeler askeri yönetimle ilgili. Zira bu diktatörlüğü ve baskıyı akıllara getiriyor. Bu yönetimin başa gelmesi de demokratik seçimle tutarlı değildi” diye konuştu.

مشاركة :