Dünya, Başkan Donald Trump yönetimi ve İran rejimi arasındaki çatışmaya odaklanmışken, ABD kamuoyu bu hususta ikiye ayrılmış gibi görünüyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve Demokrat Parti’nin Senato’daki en üst düzey temsilcisi Chuck Schumer, Trump’un İran’la savaş macerasını sert bir dille eleştirdi. Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde Trump’ı devirmeyi ümit eden Demokrat adaylar da, ABD Başkanını Trump’ı, General Kasım Süleymani’nin öldürülmesi kararını Kongre’ye danışmadan aldığı için kınadı. ABD muhalefetinin neredeyse tümü, Trump’ı aceleci kararlar almak ve gelecekteki etkilerini hesap etmeden İran’la savaşa yol açabilecek eylemlerde bulunmakla suçluyor. Bu bağlamda Demokrat Parti yetkilileri Kongre’yi Trump’ın üzerindeki yetkilerini kullanması için harekete geçirmeye çalışıyor. Demokratlar ayrıca Trump’un askeri yetkilerini kısıtlayacak bir tasarıyı da gelecek hafta Temsilciler Meclisi’nden geçirmeyi planlıyor. Bu şekilde İran’a karşı yapılacak yeni operasyonların önüne geçilmesi hedefleniyor. Doğrusu Demokrat Parti bir ikilem içinde, zira hiçbir Amerikalının Kasım Süleymani ya da İran rejimini savunmadığının bilincindeler. Amerikalıların çoğu İran hakkında, ABD’nin hasımı olduğu dışında bir bilgiye sahip değil. Dolayısıyla Demokratlar, İran’ı savunur pozisyonda görünmeden Trump’u eleştirmenin bir yolunu arıyor. Amerikalıların genel kaygısı, askerlerinin savaş alanındaki güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili. Demokratlar da muhtemel ABD askeri kayıplarında Trump’un eline koz vermek istemiyor. Cumhuriyetçi Parti’nin ise böyle bir çekincesinin olmadığı görülüyor. 8 Ocakta Politico Gazetesi’nde yayınlanan bir ankete göre, Cumhuriyetçi seçmenin %85’i ABD Devlet Başkanı Trump’ın General Kasım Süleymani’yi öldürme kararını onaylıyor. Cumhuriyetçi liderler de Trump’ın tutumunu savunarak, Süleymani’nin öldürülmemesi durumunda birçok Amerika askerini öldürmeyi planladığını, zaten İran’ın Irak savaşı sürecinde 600 ABD askerinin ölümünden sorumlu olduğunu söylüyorlar. Bu arada Cumhuriyetçi senatörler, başkanın askeri yetkisini kısıtlayacak tasarıyı Kongre’den geçirmemekte kararlı. ABD siyasi tarihi boyunca, Temsilciler Meclisi ile Kongre arasında iktidardaki etki açısından sürekli bir rekabet söz konusudur. Ancak bugün siyasi tartışmaları daha ciddi hale getiren iki konu var.Bu konular ABD’nin dış politikalarını da doğrudan etkileyebilir. Birincisi, Amerikalıların çoğu Orta Doğuda yeni bir büyük savaşa girilmesini istemiyor. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Kasım Süleymani’nin öldürülmesi sonrasında ‘’Amerikalıların daha güvende olduğu’’ yönündeki açıklaması kamuoyunu ikna etmemişe benziyor. Politico Gazetesi’nde yayınlanan ankete göre; Amerikalıların sadece yüzde 32’si bu görüşe katılıyor. Ankete katılanların yüzde 50’si tam tersini düşünüyor, ayrıca yüzde 69’u da ABD ile İran arasındaki olası bir savaştan kaygı duyduklarını ifade ediyor. Fox News haber ağında çalışan ünlü televizyon kişiliği Tucker Carlson, Başkan Trump’ın göç ve ekonomi politikalarını destekleyen biri olarak biliniyor. Buna rağmen Carlson, ABD’nin ağır ağır Ortadoğu’da yeni bir savaşa girmesinden çekindiğini ilan etti. Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul’de Süleymani’nin öldürülmesinin, politik diyalog zeminine zarar verdiği için üzgün olduğunu söyledi. ABD Başkanı Trump’ın seçmen kitlesinin rakiplerine göre azınlıkta olması, eğer yeni bir savaş başlarsa bu kitlenin bir kısmını kaybetmesine yol açabilir, dolayısıyla Kasım ayındaki seçimlerde kazanamamasına neden olabilir. Bu nedenlerden ötürü ABD’nin 2003’te Irak’a yaptığı gibi, İran’a karşı büyük bir kara saldırısı başlatması düşük ihtimal olarak değerlendiriliyor. Trump’ın 8 Ocak’ta yaptığı açıklamada ‘’İran’la savaş istemediği’ yönündeki ifadesi de bunu doğrular nitelikte. İkinci konu ise; Trump bugünlerde bir başka savaşı düşünüyor, o da ABD içindeki ‘politik azil’ savaşı. ABD Kongresinin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi, Trumpı, kişisel kazanımları için Ukraynaya baskı yapmak ve Kongrenin yürüttüğü soruşturmaları engellemeye çalışmakla suçladı. Trump şimdi Senatoda yargılanacak, suçlu bulunması halinde Kasım ayındaki başkanlık seçiminden aylar önce görevden alınabilecek. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin kararına göre, Senato’nun 3/2’sinin bu yönde oylama yapması gerekiyor. Demokratların 48 üyesi var, dolayısıyla 19 Cumhuriyetçi senatöre ihtiyaç duyuyorlar. Bunun da adeta imkânsız olduğu söyleniyor. Yani bazılarının beklediği gibi ‘azil’ gerçekleşmeyecek. ABD medyası son günlerde Trump’ın azledilmesi oylamasına odaklanmış durumda. Kasım ayındaki başkanlık seçimlerini kazanmayı hedefleyen Trump, bu şekilde gündemde yer almaktan hoşnut değil, peki nasıl bir tepki gösterecek? Anketler, Demokrat adayların Trumptan daha fazla desteğe sahip olduklarını gösteriyor. Trump, siyasi çıkarının, İran ve terörizme karşı güçlü bir yaklaşım sergilemesinde olduğunu düşünüyor. Böylelikle Demokrat Partiyi zayıf bir parti olarak göstererek, kitlesini çoğaltmayı umuyor. Trump siyasi konumunu güçlendirmek için Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinden önce İran’a yeni operasyonlar düzenler mi? 8 Ocak’taki açıklamalarında Başkan Trump’un İran’a taviz vermeyeceği izlenimini edindim. Dolayısıyla İran’la süren gerginlik 26 Aralıkta olduğu gibi aynı noktada azalmadan devam ediyor.
مشاركة :