Suudi Arabistan Libyaya yönelik dış müdahaleyi reddettiğini yineledi

  • 1/23/2020
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

Suudi Arabistan, Libya meselesinde radikal unsurların Libyaya taşınmasına, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) ilgili kararlarının ihlal edilmesine, askeri gerilimin artmasına, çatışmanın uzamasına ve kardeş Libya halkının acısının derinleşmesine yol açan dış müdahaleyi reddetti. Suudi Arabistanın BM Daimi Temsilcisi Abdullah el-Muallimi, BMGK’da ‘Ortadoğudaki durum ve Filistin sorunu’ konulu oturumda yaptığı konuşmada, Riyad’ın Libya halkını destekleme, iradelerine saygı gösterme ve Libyalı tüm taraflara eşit mesafede durma konumunu yeniden teyit etti. Suudi Arabistan’ın tüm taraflara itidalli olmakla birlikte ülke topraklarının birliği, bütünlüğü ve egemenliğini dış müdahalelerden koruma çağrısında bulunduğunu aktaran el-Muallimi, BM’nin krize yönelik diyalog ve diplomatik çözümlerle Libya’daki çatışmayı durdurma çabalarına verilen desteği de vurguladı. İsrail yorumu BMGK’ya Ortadoğudaki durumu görüşmek üzere topladığı için teşekkür eden el-Muallimi, İsrail konusuna da değindi. İsrail’in Batı Şeriada işgal altındaki Filistin topraklarının büyük bölümünü ilhak etme arzusunun çözüm kapılarını kapatarak uzlaşmazlığı artırdığını söyleyen el-Muallimi, bölgedeki krizlerin ana nedeni olan bu çatışmayı sonlandırma amacı taşıyan ilgili uluslararası sözleşme ve yasaların da ihlal edildiğini hatırlattı. İsrail’in yerleşim birimi projelerini yasallaştırmak için çalışmaya devam ettiğini ve Filistin halkını haklarından mahrum etmek amacıyla Filistin karşıtı politikalar yürüttüğünü dile getiren el-Muallimi, Suudi Arabistan’ın, ilgili uluslararası kararları uygulaması noktasında uluslararası toplum tarafından İsrail’e baskı yapılması çağrısını yineledi. Suudi Arabistan’ın öncelikleri arasında yer alan Filistin konusundaki kararlı tutumunun değişmeyeceğini söyleyen el-Muallimi, BMGK’nın bağlayıcı kararları ve Arap Barış Girişimi uyarınca 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar Filistin halkının haklarını savunmaya devam edeceğini vurguladı. El-Muallimi, Suudi Arabistan’ın ‘Batı Şeriadaki yerleşim birimlerinin meşru olduğu ve uluslararası hukuku ihlal etmediğine’ dair açıklamaları reddettiğini belirterek, İsrail’in yerleşim birimleri inşa etmesinin uluslararası hukuk kararlarına aykırı olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, İsrail’in bu adımlarının Ortadoğu’da barış ve istikrarın sağlanması ile iki devletli çözümün önünde bir engel teşkil ettiğini dile getirdi.İdlib’teki saldırılara kınama Suudi Arabistanın BM Daimi Temsilcisi, Suriye rejimi tarafından son zamanlarda İdlibdeki sivillere yönelik artan saldırıları kınadıklarını bildirerek, Anayasa Komitesi aracılığıyla diyaloğu tamamlamak için çalışma çağrısında bulundu. El-Muallimi, Suriyeyi dış müdahalelerle değil diyalog ve siyasi çözüm yoluyla kurtarmanın gerekliliğini ifade ederek, “Suriye topraklarının birliği, güvenliği ve istikrarını korumak için tüm yabancı silahlı milislerin Suriye topraklarından çıkmasını istiyoruz” dedi.İran’ın Irak’taki ihlallerine kınama Suudi Arabistan’ın bölgedeki mevcut gerilimin artık sadece diyalog yoluyla çözülebileceğini vurgulayarak, itidal ve diyalog için çağrıda bulunmaya devam ettiğini aktaran el-Muallimi, İran’ın Irak’taki son saldırılarının ülkenin egemenliğinin bir ihlali ve tahmin edilemez sonuçlara yol açabilecek tehlikeli bir tırmanış olduğunu savundu. Suudi Arabistan’ın bu saldırıları kınadığını belirten el-Muallimi, kardeş Irak ve Körfez bölgesinde güvenlik ve istikrarı korumak için tırmanıştan kaçınmaya çağırdı. El-Muallimi, bu hayati öneme sahip bölgenin istikrar ve güvenliğini korumakla birlikte, İran’ı bölgede süren provokasyonlarından caydırmak için uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini de vurguladı. Suudi Arabistan’ın, Saudi Aramco’nun Abkayk ve Hurays petrol tesislerine yönelik Eylül 2018’deki terör saldırısında karşı son derece itidalli davrandığını hatırlatan el-Muallimi, Husi milisler tarafından sorumluluğu kabul edilen saldırının, uluslararası soruşturma ve BM raporlarına göre Yemen topraklarından değil kuzeyden geldiğini dile getirdi.Yemen’deki gelişmelere ilişkin Yemen’in, son dönemde tırmanışın azaltılması ve güvenin artırılması için bölgesel ve uluslararası düzeylerde yürütülen çabaların, askeri, siyasi ve insani durumda bir iyileşmeye yol açtığına dikkat çeken el-Muallimi, Yemen hükümeti ile Güney Geçiş Konseyi arasındaki Riyad Anlaşması’nda ikinci aşamaya geçildiğini dile getirdi.El-Muallimi, Yemen’e dair değerlendirmelerine şu ifadelerle devam etti: “Maalesef, İran destekli Husi milislerinin uluslararası meşruiyet kararlarına, özellikle de BMGK’nın 2216 sayılı kararına aykırı eylemlere devam ettiğini görüyoruz. Bunlardan sonuncusu, Husi milislerinin Marib şehrindeki bir camiye gerçekleştirdiği terör saldırıydı ve burada onlarca insan öldü ve yaralandı. İbadet yerlerini hedefleyen ve Yemenlerin kanını akıtan bu terörist saldırıyı kınıyoruz. Suudi Arabistan ve Arap Koalisyonu’ndaki kardeş ülkelerin Yemen’in yanında olduğunu yineliyoruz. Bu iğrenç terör eylemlerinin siyasi çözüm yolunu kasıtlı olarak zayıflattığını düşünüyoruz.” Abdullah el-Muallimi, konuşmasının sonunda uluslararası toplum ve özellikle de BMGK’ya uluslararası felakete yol açmadan önce bölgedeki gerginliği azaltma adına uluslararası barış ve güvenliğin sürdürülmesindeki ana rolünü yerine getirme çağrısında bulundu.

مشاركة :