İdlib: Suriye savaşında gelinen karmaşık aşama

  • 2/14/2020
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Basil el-Hac Casim  Suriyenin kuzeybatısında gerginlik artarken Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türk heyetinin İdlibdeki durumu görüşmek üzere Moskovayı ziyaret edeceğini açıkladı. Çavuşoğlu, İdlibe yapılan saldırıların bir milyondan fazla sivili evlerini terk etmeye ve Türkiye sınırına göç etmeye sürüklediğini söyledi. Esed güçleri ile Türkiye arasındaki doğrudan çatışmaların yaşanmasının ardından İdlib çevresindeki durum tırmanıyor. Türkiye’nin İdlib’deki askeri varlığını güçlendirmesi, Moskova’nın halihazırdaki durumdan kaygılanması, Washingtonun Şama karşı Ankaranın yanında olduğunu açıklamasıyla eşzamanlı olarak geldi. İdlib son üç yıldır Rusya ile Türkiye arasında Suriyedeki en büyük anlaşmazlık alanlarından biri oldu. Taraflar her seferinde bir ateşkes anlaşmasına ulaşmaya çalışsalar da bu ateşkesler genellikle kırılgan bir yapıda oldu. Eylül 2018’de imzalanan Soçi Anlaşması, İdlib ve çevresiyle birlikte Halep, Hama ve Lazkiye kırsallarına uzanan alanı içerisine alan Astana’dan sonraki en önemli duraklardan biri sayılıyor. Mevcut askeri operasyon başlamadan önce Moskova, Ankaranın ‘muhalif savaşçıları ve terörist grupları ayırarak’ Soçi Anlaşmasının en önemli hükümlerini uygulamadığını söyledi ve bu askeri operasyonların Rus-Türk anlaşmazlığının siyasi düzeyi aştığını gösterdiğini belirtti. Öte yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şamın Türkiye’nin bulunduğu noktalardan güçlerini geri çekmemesi durumunda İdlibde bir askeri operasyon düzenlemekle tehdit ediyor. Bununla birlikte NATO’daki müttefiki Türkiyeye desteğini teyit eden ABD, yaşananlar üzerine hızlı bir şekilde Suriye özel elçisini Ankaraya gönderdi. ABD Dışişleri Bakanlığının Türkiye’nin açıklamasına destek olarak bu anlaşmazlığa karışması, şu anda Suriye haritasında gerçekleşen dönüşümlerin ve bunun çeşitli taraflar arasındaki ittifaklar üzerindeki etkisinin bir göstergesidir. Türkiye ve Rusya, ‘Suriye’de siyasi geçiş, Türkiye’nin desteklediği muhalifler, Moskovanın NATOnun terör listesi içerisinde yer alan ve PKKnın Suriye uzantısı olarak değerlendirilen örgütle olan ilişkisi ve İdlib krizi’ gibi Suriye dosyasındaki bazı sorunların çözümünü ertelediler ve Suriye savaşının şu anki aşamaya gelmesine yol açan bir süreç içerisinde uyumlu bir şekilde hareket ettiler. Kuşkusuz İdlib ve diğer bölgelerdeki Türk askeri noktaların yaygınlaşması Tahranı rahatsız ederken, Rusya Türkiyenin bölgedeki varlığını destekledi. Çünkü Rusya olaylara farklı bir perspektiften bakıyor. Bu, Türk-Rus anlayışının Suriye dosyasını ve karmaşıklıklarını aştığını gösteriyor. İdlibdeki durum iç açıcı değil. Avrupa başkentleri Türkiye’nin denetiminde çözüme daha yakındırlar. Böylece bölgenin yeni bir iltica dalgasına sahne olmasını istemiyorlar. Almanya, mülteci yerleşimleri kapsamında Türkiyeye 60 milyon dolar sağlayan ilk ülke oldu. Aynı zamanda Fransa, Almanya, Rusya ve Türkiye’nin yer aldığı dörtlü bir zirve gerçekleştirildi. Ancak Türkiye’nin önünde, Heyet Tahrir eş-Şam’ın içerisindeki yabancı unsurların akıbetiyle ilgili büyük bir zorluk var. Her ne kadar bu örgütleri terörist kategorisinde değerlendirse de Türkiye, bu örgütlerle doğrudan münferit bir çatışmaya girmek istemiyor. Suriyedeki duruma bir çözüm bulma süreci büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Çünkü bölgedeki çeşitli tarafların bu çözümün niteliği ve çıktıları ile ilgili farklı pozisyonları var. Radikal ve ayrılıkçı bazı terör örgütlerinin ortaya çıkması durumu daha da karmaşıklaştırdı. Bu durum Suriye’de çatışan tüm tarafların önceliklerini değiştirdi. ABD’li yetkililer her ne kadar İdlib konusunda Türkiyeyi destekleyen açıklamalarda bulunmuş olsa da Ankara müttefiki olan ABD, özellikle PKKnın Suriye uzantıları ile ilgili olarak Türkiyenin karşısında bulunuyor. Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin Twitter hesabı üzerinden yapılan bir açıklamada, ABDnin Türkiye ile ilişkisindeki çelişkisini gösteren iki fotoğrafının yanında şu sözler yer aldı: “Takdiri size bırakıyoruz” Bunlardan birinde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “Türk askerlerinin öldürüldüğü İdlib saldırısı sonrasında NATO müttefikimiz Türkiye ile birlikteyiz” ifadesini kullanıyor. Diğer fotoğrafta ise Washington tarafından YPG’ye sağlanan silahların miktarı ve türlerinin yanı sıra Pentagon’nun Kongreden örgüt unsurlarından askeri birlikler oluşturmak için özel bir bütçe talep etmesi yer alıyor. Türk Twitter kullanıcıları Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin bu paylaşımına ilişkin çeşitli yorumlarda bulundular. Bazıları Rusyanın PKKyı ve yan kuruluşlarını terör örgüt olarak sınıflandırmaması gibi bir paradoksunu dile getirirken, diğer bazı kimseler, ABD ve Rusyaya güvenin olabilecek en kötü seçenek olduğunu ifade ettiler. Mevcut zorluklara ve halihazırdaki savaşın Türkiye ve Rusya için en büyük tehditlerden biri olması bir kenara İdlib, büyük olasılıkla Moskova ile Ankara arasında bir ayrılık istasyonu olmayacak. Her iki ülke arasındaki işbirliği devamlılığını sürdürecek kadar derindir. Suriyede Türkiyenin karşı karşıya olduğu zorluklar, çatışmayla veya anlaşmayla ABD ve Rusya gibi iki dev oyuncu devre dışı bırakılarak çözülemez. Türkiye, bu iki ülke olmaksızın oradaki vizyonunu gerçekleştiremez. Bununla birlikte gerek takip edilen yol gerekse de ilişkiler ve öncelikler açısından Ankara, Moskova ve Washington arasında pek çok anlaşmazlığın bulunduğu gizli değil.*Independent Arabiadan Şarkul Avsat için tercüme edilmiştir

مشاركة :