Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu, Kızıldeniz’deki bomba yüklü teknelerin imha edildiğini açıklarken, Sana’daki Husilere ait noktaların da vurulduğunu belirtti. Koalisyon sözcüsü Albay Turki el-Maliki, balistik füzeler, insansız hava araçları ve bomba yüklü teknelerin ‘Husilerin kasıtlı bir tırmanışa’ ne tür bir yatırım yaptıklarını gösterdiğini ifade etti. Koalisyon sözcüsü, 23 Şubat’ta Sana’da balistik füzelerin depolandığı, kurulduğu ve fırlatıldığı ana noktaların hedef aldığını belirtti. Maliki, Suudi Arabistan merkezli al-Ekhbariya kanalına yaptığı açıklamada, koalisyonun, Suudi Arabistan’a balistik füzeler fırlatmaktan sorumlu olan taraflara bunun bedelini ödeteceğini vurguladı. Albay Turki el-Maliki, Husi milislerin saldırılarına kararlı bir şekilde karşılık vereceklerini söylerken, “Koalisyona bağlı ortak kuvvetler, savaş kabiliyetleriyle birlikte tehdidi hedef alacak ve barbar saldırıların ardındaki terör unsurlarını sorumlu tutulacaktır” dedi. Yetkili, İran rejiminin de ‘balistik füzeler, insansız hava araçları, bomba yüklü tekneler ve seyir füzeleri gibi özel yeteneklerle Husilere destek vermeye devam ettiğini’ söyledi. Sana’daki askeri depolar Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’nın yayınladığı bir bildiriye göre Maliki, “Koalisyona bağlı Ortak Kuvvetler Komutanlığı tarafından 21 Şubat 2020 Cuma günü Husi milislerin şehirleri ve sivilleri hedef alan, Suudi Arabistan’a yönelik balistik füze saldırısı düzenlediği belirtildi. Ortak Kuvvetler Komutanlığı, 23 Şubat’ta İran balistik füzeleri ve Sana’daki insansız hava araçlarının depolama, kurulum ve fırlatma noktalarını yok etmek için bir askeri operasyon gerçekleştirdi” açıklamasında bulundu. Albay Turki el-Maliki, operasyonun, ‘başkent Sana’nın, şehirlere ve sivillere kasıtlı ve sistematik şekilde saldırmak amacıyla balistik füzeler ve insansız hava araçlarını depolamak ve fırlatmak için bir yer haline gelmesi’ sonrasında gerçekleştiğine dikkati çekti. Fag Attan, el-Amed kampı ve Cebel Haddayn’da depolama, kurulum ve fırlatma alanlarının hedef alındığını söyleyen Maliki, ortak kuvvetlerin sivillerin korunması için gerekli tüm önlemleri aldığını ifade etti. Sözcü, “Ortak Kuvvetler, tüm askeri operasyonlarda uluslararası insan hakları hukukunu uygulama, şehirlere ve sivillere yönelik Husi ihlallerine karşı kararlı ve sert önlemler alma taahhüdünde bulundu” dedi. Bomba yüklü tekneler imha edildi Husi milisleri, Hudeyde şehrinden bomba yüklü bir tekne ve uzaktan kumandalı bir cihaz kullanarak Kızıldeniz’in güneyinde terörist eylemler gerçekleştirmeye çalışıyor. Elde edilen istihbarat bilgilerinin ardından Yemen’deki meşruiyeti destekleyen koalisyon kuvvetleri, bomba yüklü tekneleri imha etmeyi başardı. Maliki, Husi milislerin eylemlerinin, deniz taşımacılığı ve küresel ticaretin yanı sıra bölgesel ve uluslararası güvenlik için bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Koalisyon kuvvetleri sözcüsü, 23 Şubat’ta yayınladığı bir bildiride, “Deniz Koalisyon Kuvvetleri, 23 Şubat’ta sabahın erken saatlerinde Kızıldeniz’in güneyinde, bomba yüklü ve uzaktan kumandalı tekneler kullanarak, Husilerin yapmaya yöneldiği düşmanca girişimlerini tespit etti. Deniz taşımacılığı ve küresel ticaretin yanı sıra bölgesel ve uluslararası güvenlik için bir tehdit oluşturan bomba yüklü tekne, koalisyon deniz kuvvetleri tarafından imha edildi” ifadelerine yer verildi. Maliki, “Son 24 saat boyunca, Babu-l Mendep Boğazı ve Kızıldeniz’de 3 deniz mayını keşfedildi ve imha edildi. Şu ana kadar keşfedilen ve imha edilen, Husi milislerinin döşediği deniz mayınlarının sayısı 150’ye ulaştı” dedi. Albay Turki el-Maliki, “Husi milisler, Hudeyde şehrinde balistik füzeler, insansız hava araçları, bomba yüklü ve uzaktan kumandalı tekneleri kullanmak için bir mekan arayışına girdi. Deniz mayınları, gelişi güzel şekilde yerleştirildi. Bu durum, uluslararası insan hakları hukukuna, Stockholm Sözleşmesi’ne ve Hudeyde’deki ateşkes anlaşması hükümlerine açık bir ihlal teşkil ediyor” değerlendirmesinde bulundu. Maliki, koalisyon kuvvetleri komutanlığının, bu milislere karşı sert önlemler almaya, bölgesel ve uluslararası güvenliği tehdit eden bu tür girişimleri etkisiz hale getirmeye devam ettiğine dikkati çekti.Vakaa: Husiler, İran’ın bölgedeki bir projesidir Siyasi analist Dr. Nayef el-Vakaa, Husi milislerin her şeyden önce İran’ın Yemen’deki kolu olduğunu ifade etti. Vakaa, “Tahran, son zamanlarda açık bir izolasyondan mustarip. Yemen’deki Husiler, terörizmi yaymaya ve bölgenin güvenliğini yok etmekte kararlı İran’ın bölgedeki bir projesidir” dedi. Siyasi analist, İran Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin, İran’ın, Husi kartını bölgede çeşitli terör eylemleri aracılığıyla canlandırma girişimi ile Lübnan’daki Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın sesini kıstığını söyledi. İran’ın ABD’nin ablukasından mustarip olduğunu ifade eden Vakaa, Tahran’ın, uluslararası toplumun tüm itirazlarına rağmen bölgeyi ve dünyayı istikrarsızlaştırma faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade etti. Tahran’ın yaşadığı abluka ve tecridin, kendisine zarar verdiğini ve ona bir darbe vurduğunu söyleyen Dr. Nayef el-Vakaa, “İran rejimine karşı kararlı bir uluslararası duruş sergilenmeden Husi milislerin tırmanışı durdurulamaz” dedi.