​​Moritanya: Sahel ülkelerinde güvenlik ve kalkınma zirvesi

  • 2/28/2020
  • 00:00
  • 2
  • 0
  • 0
news-picture

Moritanyanın başkenti Novakşot, 5 Sahel ülkesi (Moritanya, Nijer, Mali, Çad, Burkina Faso) tarafından düzenlenen zirveye ev sahipliği yaptı. Zirvede Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian da hazır bulundu. Dörtte üçü çöl olan bir ülkeye başkanlık eden Muhammed Veled el-Gazvani’nin dönemi, ilk kez bir zirveye tanıklık etti. Moritanya, komşu ülkelerdeki terör saldırılarının alevlenmesinin ardından jeopolitik ortamında aktif bir rol oynamaya yönelik kararlı bir tutum benimsiyor. Devlet Başkanı Muhammed Veled el-Gazvani, iktidarda olduğu 7 ay içerisinde, Moritanya ordusunun komutanı olduğu sıralar temellerini attığı askeri stratejiyi sürdürdü. Sınır kapılarını silahlı gruplara ve çeşitli şekilleriyle kaçakçı çetelere kapatmaya dayanan bu strateji, şimdiye kadar başarılı oldu. Bununla birlikte Moritanya’nın ortağı olan Sahel ülkeleri, Moritanya’nın iki ana faktörü entegre etme başarısının ardından bu deneyime hayranlık ve korku karışımı bir duyguyla bakmaya başladılar. Bu iki kilit unsur; askeri kararlılık ve şiddet yanlısı radikal fikirlerle diyalogdur. Bununla birlikte bir diğer husus ise ilgili hareketleri finanse eden kaynakların kurutulması ve bu hareketlerin örgütsel yapılarının çökertilmesidir. Terörizmin en ölümcül versiyonlarıyla mücadele eden Mali ve Burkina Fasodaki siyasi ve askeri seçkinler, özellikle de en ölümcül örgütlerin liderleri olan İyad Ag Gali ve Ahmadu Kufa ile gerçekleştirilecek bir diyaloğun -Fransız ve Amerikan kuvvetlerinin varlığının büyüklüğüne rağmen- şifa verecek bir merhem olabileceğini düşünüyorlar. Muhammed Veled el-Gazvani, 5 Sahel ülkesinin liderinin önünde terörizm tehlikeleriyle başa çıkmada stratejisinin faydalarını ve risklerini açıklamak için yeterli bir zaman buldu. Askeri istihbarat ve saha komutanlığı alanında uzun süreler görev yapan ve dini ve yasal kültürün derinliği hakkında bilgi sahibi olan el-Gazvani, sivil nitelikleri ile askeri yeteneklerini birleştirerek başarılı bir plan yaptı. Fakat bugün Sahel devletleri için şu soruların sorulması gerekiyor: Silahlı gruplar ile muhtemel ve gerekli diyaloğun sınırları nelerdir? Egemen taraflar ile yasadışı örgütler arasındaki diyalog ya da müzakerelerin riskleri nelerdir? Ayrıca bu ülkeler Moritanyanın başardığı şeye ulaşabilirler mi? Sahel ülkelerinin halkları, Nuakşot’ta toplanan liderlerin ve uzmanların müzakerelerinden çıkacak olan neticeleri bekliyorlar. Halkların bu beklentileri, liderlerin askeri durumun zorluklarını takdir etmesi ve bu ülkeleri tehdit eden risklerin büyüklüğünün belirlenmesinden ibaret değil. Bilakis halklar, ülkelerdeki ekonomik ve sosyal kalkınma programlarından elde edilecek yakın ve uzun vadeli kazançların teyit edilmesini de dört gözle bekliyorlar. Nuakşot’da gerçekleştirilen zirveye katılımı bir yana Fransa, yıllarca kendisini doğrudan ilgili bir taraf olarak sundu ve tarihsel nedenlerle Batı Afrikadaki geleneksel rolünü oynamaya çalıştı. Fransa bugün, terörist gruplar karşısında işbirliğini güçlendirmek olarak ilan ettiği bahsi kazanmaya çalışıyor. Ancak Fransanın geçen ay ortaklarıyla birlikte çağrıda bulunduğu ve Fransa’nın güneybatındaki Pau kentinde düzenlenen zirvede, katılımcı ülkelerle (Mali, Moritanya, Nijer, Çad, Burkina Faso) bölgedeki terörist operasyonların artması karşısında askeri işbirliğini güçlendirmek üzere bir anlaşmaya varılması birkaç saatten fazla sürmedi. Fransa ve Sahel ülkeleri arasındaki bu fikir birliği zirvenin nihai bildirisine de yansıdı. Ayrıca bildiride, Fransa’nın Barkan Operasyonu çerçevesinde 2014 yılına kadar uzanan askeri rolüne devam etmesi üzere Sahel ülkelerinin arzusu da dile getirildi. Barkan Operasyonu, askeri faaliyetlerin derhal Mali, Nijer ve Burkina Faso arasındaki sınır bölgelerine odaklanmasını gerektiriyor. Pau kentinde düzenlenen zirvenin sonuçlarından biri de Paris’in Sahel’deki askeri varlığını destekleyen açık bir resmi tutum benimsemesinin ardından Fransız askerlerin sayısının 5 bin 100’e yükseltilmesiydi. Bununla birlikte bu karar, Mali ve Burkina Fasoda “Fransız varlığına karşıt protestoların” arttığı bir zamanda geldi. Halkın öfkesine karşılık Fransa ve Avrupa’nın ‘kurtarıcı’ imajının yeniden düzeltilmesi zorunlu hale geldi. Bundan dolayı özelikle uzak ve sınır bölgelerindeki nüfusun trajik yaşam koşullarıyla karşı karşıya kalmalarından ötürü kalkınmacı rolün alanı genişletildi. Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Mali, Nijer ve Burkina Fasoda terör sebebiyle ölenlerin ve mağdur olanların sayısının ‘şok edici’ olduğunu söyledi. Macron’un Pau’da elde ettiği başarı, nispeten sınırlıydı ve Sahel hükümetlerinin Fransanın yürüttüğü savaş yönelik desteği içeriyordu. Ancak dünyanın bu fakir ve ihmal edilmiş bölgesinde yedi yıl boyunca Fransız askeri varlığı tarafından eritilen halk desteğinin yokluğu görmezden gelindi. Novakşot Zirvesinin oturum aralarında, bölgedeki kalkınma sorunlarıyla ilgili uluslararası bir koalisyon olan Sahel koalisyonu tarafından bir toplantı düzenlendi. Koalisyon, birkaç yıl önce Fransa ve Almanya tarafından kuruldu. Toplantıda Sahel devletleri tarafından bir yıldan fazla bir süre önce ilan edilen kırk kırk projenin uygulanmasındaki ilerleme görüşüldü. 2,2 milyar Euro tutarında olan söz konusu projelerle sınır bölgelerinde bir yerel kalkınma hedefleniyor. Novakşot Zirvesi’nin önünde cevaplanması gereken birkaç soru duruyor: Bu zirve güvenlik ve ekonomik istikrar ile ne ölçüde ilişkili? Terörle mücadeledeki askeri operasyonlarla eşzamanlı ve gerekli adımlar olmaları itibariyle, bölge hükümetleri gerekli kalkınma planlarını benimsemeye nasıl ikna edilecek? Bu oldukça zorlu bir iştir. Çünkü Afrikada Fransız karşıtlığı yükseliyor ve bu durum her bir ülkenin politikaları için bir karışıklığa sebep oluyor. Fransanın halihazırda kritik bir durumda olan Sahel halkının güvenini kazanması gerekiyor. Bu nedenle Fransa, ‘vehimler’ üreten yahut kendisine karşıt ‘pozisyon’ takınan kimseler ile terör gruplarının çıkarı doğrultusunda ‘bilinçsizce’ hareket eden kişileri eleştiriyor. Ayrıca Avrupalıları bölgeden uzak tutmak isteyen Fransa’nın, kendisine özel ve ‘paralı askerleri’ içeren bir gündemi var. Tedirgin veya belki biraz abartılı görünen bu Fransız pozisyonu, dolaylı olarak bölgede bulunan Rus paramiliter gruplara oklarını yöneltiyor. Nitekim Nijer, Çad ve bölgedeki diğer ülkeler arasındaki yakınlaşmaların yanı sıra özellikle Rusya ve Mali arasındaki yeni yakınlaşma ve iki ülke arasında bir savunma anlaşması imzalanması bunu gösteriyor. Fransa’nın Afrika sahilindeki sıkıntıları Ruslarla sınırlı değil. Bilakis Pentagonun Afrika kıyılarındaki askeri varlığını azaltma olasılığını ima etmesinden sonra Fransa, müttefiki olan ABD tarafından da bir engelle karşı karşıya kaldı. Nitekim Fransa cumhurbaşkanı bunun ardından, Saheldeki terörün ortadan kaldırılması hususunda yaşanacak başarısızlığın terör eylemlerinin yayılmasına yol açacağı yönünde bir uyarıda bulundu. Novakşot Zirvesi, “vizyonu ve tahlilinin yanı sıra güvenlik ve ekonomik öncelikleri ele alma şeklinde” tamamen bağımsız görünüyor. Moritanyalılar yeni ve dinamik olan yeni başkanlarından, ilgili sorunlar karşısında bir “Moritanya-Afrika Okuması” bekliyorlar. Bununla birlikte Muhammed Veled el-Gazvani, Mali, Nijer ve Burkina Faso arasındaki sınır üçgeninde güvenlik sorunlarının tırmandığı oldukça önemli bir zamanda Sahel devletleri grubunun dönem başkanlığını devraldı. Bu da göz önünde bulundurulmalı.

مشاركة :