Hastalık mevzubahis olduğunda, başkasının acısına sevinmek söz konusu olmaz. Musibet dört bir tarafa yayıldığında insanlar tek yürek haline gelir; aralarındaki dini, etnik, kültürel ayrımlar ise uçup gider. Tüm dünyanın korkulu rüyası haline gelen koronavirüs; Türkiye-Suriye, Libya, Yemen, Irak savaşlarını, Demokratların ve Obama taraftarlarının Trump ve Cumhuriyetçilerle her gün süren mücadelelerini geride bırakarak dünyadaki en önemli haber haline geldi. Bu noktada, hem ülkelerin gerçek yetenekleri hem de bu musibetle rasyonel, ihtiyatlı ve sorumlu bir şekilde nasıl baş ettikleri ön plana çıkıyor. Nitekim, bir devletin toprakları üzerindeki vatandaşların, sakinlerin ve ziyaretçilerin sağlığı, devletin sorumluluğu altındadır. Bu hususta, İran devletinin bu tehlikeyi ele alış biçimiyle Suudi Arabistan’ın ele alış biçimini karşılaştırın. Buradaki amaç, iki ülke arasında devam eden siyasi savaşta hastalığı kullanmak (Maazallah) değildir hayır. Asıl amaç; karşılaştırmalı, gerçek, sahtelikten uzak bir sahne sunmak ve gerek oradaki gerek buradaki yaklaşımları çokça açığa çıkarmaktır. Oldukça hassas ve dakik bir örnek vermek gerekirse, bu da her şeyden hatta dini yükümlülüklerden de önce muhafaza edilmesi gereken insan ve insan hayatı sağlığıdır. Uzmanların ve Dünya Sağlık Örgütünün uyarıları, yoğun insan topluluklarından kaçınmanın koronavirüs salgınını önleyeceği yönünde. Suudi Arabistan ise, sınırları içerisinde bulunan iki kutsal caminin koruyucusu ve mesulü. Bu doğrultuda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, umre ya da Mescid-i Nebevî ziyareti niyetiyle Suudi Arabistana girişlerin geçici olarak askıya alındığını, koronavirüs salgınının tehlike arz ettiği ülkelerden gelenler için turist vizesi ile ülkeye girişlerin durdurulduğunu açıkladı. Bakanlık; alınan son önlemlerin hem vatandaş ve sakinlerinin, hem de umre ibadetlerini eda etmek, Mescid-i Nebevî ziyaretinde bulunmak ya da turizm kapsamında Krallık topraklarına gelmek isteyen herkesin güvenliğinde maksimum koruma sağlama çabaları kapsamında olduğunu ifade etti. Müslümanların kıblesi, inanların hac yeri, farz kılınmış bir ibadet yeri, umresini eda etmek isteyen milyonlarca Müslümanın varacağı nokta olan Mekke’den bahsediyoruz. Özellikle de Ramazan ayında. Aynı şey Mescid-i Nebevî ve şehirdeki diğer dini yerler için de geçerli. Yani bu tüm Müslümanları ve tüm mezhepleri ilgilendiren bir konu. Nitekim akıl sahipleri de Suudi Arabistan’ın bu kararını tebrik etti. Bu durumu bir de İranlı yetkililerin Meşhed’deki İmam Rıza Türbesi ya da Şii din eğitimin kalbi olan Kum’daki Fatıma-ı Masume Türbesi’nin Şii Müslümanlar ziyaretçilerinin sağlığını ciddiye almamasıyla karşılaştırın. Bildiğimiz gibi Kum, korona nedeniyle yalnızca İran, İran halkı ve ziyaretçileri için değil, aynı zamanda Ortadoğu bölgesi için de ciddi bir sağlık sorunu haline geldi. Peki İranlı yetkililer Kum ve Meşhede yapılan dini ziyaretleri niçin durdurmadı?! Hasan Ruhani neden İran halkına karşı bir komplo düzenlendiğinden bahsediyor?! Peki ya İranlıların ve İran ziyaretçilerinin sağlığından kim sorumlu?! Trump yönetimi mi Ruhani hükümeti mi!
مشاركة :