ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, Washington ile Taliban arasındaki barış anlaşmasının hemen ardından gerçekleşen son hava saldırılarının neden olduğu gerginliğe rağmen ABD’nin Taliban ile Afgan hükümeti arasındaki esir alışverişini kolaylaştırmaya kararlı olunduğunu vurguladı. Taliban tutuklularının serbest bırakılması konusunda İcra Kurulu Başkanı Abdullah Abdullah ile rakibi Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani arasında anlaşmazlıkların patlak vermesinin ardından açıklama yapan Halilzad, “En fazla sayıda mahkumun serbest bırakılması için her iki tarafı destekleyeceğiz” dedi. Gani hükümetinin taraf olmadığı anlaşma, Afgan hükümetinden bin, Taliban’dan ise 5 bin kadar mahkumunun10 Marta kadar serbest bırakılmasını öngörüyor. Halilzad, Çarşamba akşamı Taliban hareketi siyasi yetkililerinden Molla Abdulgani Birader ile “açık” bir görüşme yaparak mahkum takası ve şiddeti azaltma ihtiyacını tartıştıklarını belirtti. Halilzad, artan şiddetin barış anlaşması için tehdit teşkil ettiğini, derhal azaltılması gerektiğini vurguladı. Abdullah Abdullah, sözcüsünün açıklamasına göre Taliban ile hükümet arasında barış görüşmelerine başlamadan önce binlerce Taliban esirinin serbest bırakılması talebini destekliyor. Zirâ mahkumların serbest bırakılması konusundaki tartışmanın ABD kuvvetlerinin bölgeden çekilmesi anlamına gelen barış çabalarını tehdit ettiğini savunuyor. Abdullah’ın sözcüsü Feridun Havazun, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Barış görüşmelerini ileriye taşımak için güven ortamı oluşturmak son derece önemlidir. Bu yüzden, talep edildiği gibi 5 bin Taliban mahkumun ve Afgan Savunma ve Güvenlik Kuvvetleri’ne bağlı bin mahkumun serbest bırakılması gerekiyor.” Diğer yandan Gani ise mahkumların takası konusunda üzerinde varılan anlaşmayı reddederek bu konunun müzakere edilmesi gerektiğini vurguluyor. Zirâ hükümetten üst düzey bir yetkili, mahkumların serbest bırakılmasının pratik olmadığını, Afganistan görüşmeleri için herhangi bir önkoşulun bulunmadığını bildirmişti. İsmini vermek istemeyen yetkili Reuters’a yaptığı açıklamada “Zaten yıllarca iyi niyet göstererek yüzlerce isyancıyı serbest bıraktık. Ancak barışın sağlanmasına katkısı olmadı. Hükümetin bu takası barış görüşmelerini garanti edecek şekilde kullanması gerekiyor” dedi. Abdullah ile Ganinin bu konuda ters düşen tutumları, Taliban ile önerilen görüşmelerde tek bir konum sergilemeye odaklanmaları gereken bir zamanda aralarındaki şüpheleri artıracak gibi görünüyor. Zirâ Gani ve Abdullah, uzun süredir birbirine sert rakipler konumundalar. Her ikisi de ABD arabuluculuğundaki güçler ayrılığı anlaşması gereğince önceki hükümette rol almıştı. Abdullah, Dışişleri Bakanı iken İcra Kurulu Başkanlığı’na geçmişti. 28 Eylül’deki devlet başkanlığı seçimlerinin sonuçları konusundaki anlaşmazlıkları, ABD’nin 18 yılı aşkın süredir devam eden savaşın ardından güçlerini çekmeye hazırlandığı süreçteki kaos olasılığını artırıyor. Zirâ Seçim Komisyonu söz konusu seçimleri Gani’nin kazandığını duyururken Abdullah ise asıl kazananın kendisi olduğunu, 19 Mart’ta görevi teslim almak için Gani’ninkine paralel bir tören düzenleyeceğini açıklamıştı. Havazun ise Halilzad’ın bu törenin ertelenmesini talep ettiğini ancak üst düzey bir yetkilinin açıkladığına göre Gani’nin böyle bir erteleme niyetinde olmadığını belirtiyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), ABD askerlerinin Afganistan’da 2003’ten bu yana savaş suçları işlemiş olma ihtimaline yönelik soruşturma yapılmasına dün erken saatlerde onay verdi. UCM Başsavcısı Fatou Bensouda, 2017 yılında böyle bir soruşturma açılması talebinde bulunmuş ancak bu talep yargıçlar tarafından reddedilmişti. UCM Temyiz Dairesi ise dün bu reddi geri çekti. Alınan karar; ABD askerleri, Taliban güçleri ve ABD Merkezi Haber alma Teşkilatı’na (CIA) karşı birçok suçlama içeriyor. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise dün yaptığı açıklamada UCM’nin bu yeni kararını ‘sorumsuz’ olarak nitelendirdi. Mahkemenin kararının hemen ardından bir basın toplantısında konuşan Pompeo konuya dair şunları söyledi: “Yasal bir organ kılığına bürünen sorumsuz bir siyasi kurum tarafından verilen tam anlamıyla şok edici bir karar” ifadelerini kullandı. Siyasi bir gündem yaratmak amacıyla ABD vatandaşlarının zorla bu siyasi kurumun önüne çıkarılmasını engellemek için gerekli tüm önlemleri alacağız.” Soruşturma talebi, nisan ayında UCM ilk derece dairesi tarafından reddedilmiş, savaşın parçaladığı bu ülkede eş suçlar için soruşturma açılmasının adaletin çıkarlarına hizmet etmediği öne sürülmüştü. Yargıçlar, soruşturma açılması için yeterli bilgilerin olduğunu ancak üzerinden çok uzun zaman geçtiğini, Afganistan’ın iş birliği yapmama ihtimali bulunduğunu ve bunun da başarılı bir soruşturma yürütme ihtimalini düşürdüğünü bildirmişti. Bu yeni karar ise ABD’nin Başsavcı Fatou Bensouda’ya vize kısıtlaması getirmesinden birkaç hafta sonra alındı. Nitekim Trump hükümeti, UCM’nin Afganistan hakkında soruşturma açmasına şiddetle karşı çıkıyordu. Afganistan, ABD’nin aksine UCM’ye üye devletler arasında yer alıyor. Mart 2019’da bu uluslararası yargı sistemine karşı benzeri görülmemiş yaptırımlar çıkardığını açıklayan ABD, kendi askeri personeline karşı açılma ihtimali olan bu soruşturmadan doğrudan sorumlu olan herkese vize kısıtlamaları getirmişti. Başsavcı Bensouda ise soruşturma hakkında UCM tarafından alınan önceki ret kararına karşı çıkmıştı. Afganistandaki durum hakkında 2006 yılında ön çalışmalara başlayan Başsavcılık ofisi, soruşturmanın tekrar açılması çağrısında bulunmuştu. UCM Temyiz Dairesi ise soruşturmanın adaletin çıkarlarına hizmet etmediğini düşünerek hata ettiğini dile getirmişti.
مشاركة :