​Ruhani, Macron’dan ABDnin yaptırımları hafifletmesi için arabuluculuk yapmasını istiyor

  • 4/8/2020
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bir kez daha İranlı mevkidaşı Hasan Ruhani ile temasa geçerek, iki ülkeyi ciddi şekilde etkileyen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını konusuyla ilgili bir dizi mesajla birlikte son haftalarda yaşanan olaylar dışındaki siyasi meseleleri ele aldı. Bu meselelerin en başında da 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma yer alıyor. Bu meseleyi, Körfez bölgesindeki gerilimler ve son olarak Tahranda 300 gündür tutuklu bulunan İran asıllı Fransa vatandaşı akademisyenin durumu takip ediyor. İki lider arasındaki telefon görüşmesi, Pazartesi günü, Macronun talebi üzerine gerçekleşti. Elysee Sarayından yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Macron, Kovid-19 salgınıyla mücadelede İran halkının ‘yanında’ olduğunu dile getirdi. Macron, telefonda Fransa ve iki ortağının (Almanya ve İngiltere) İran’a tıbbi ekipmanlarla ‘insani yardımda’ bulunmaya hazır olduğunu bir kez daha vurguladı. Uluslararası toplumun Kovid-19’la mücadele için güçlerini birleştirdiklerini belirten Macron, bu görüşmeyi Ruhaniye İranın nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini yeniden yerine getirmeye devam etmesi ve yeni (ihlal içeren) uygulamalara başvurmaktan kaçınması gerektiğini söylemek için bir fırsat olarak değerlendirdi. Macron ayrıca, Ruhani’ye ‘bölgesel gerilimleri sakinleştirmeye’ çalışma çağrısında bulundu. Fransa Cumhurbaşkanı son olarak ülkesinin aylar önce İranda gözaltına alınan Fransız vatandaşının derhal serbest bırakılması talebini yineledi. İran asıllı Fransa vatandaşı Fariba Adelkhah, geçtiğimiz Haziran ayından bu yana ‘ülkenin güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla İran’da gözaltında tutuluyor. Adelkhwah ile aynı gün Fransız akademisyen Roland Marshall da İranlı yetkililer tarafından gözaltına alındı. Ancak İranlı yetkililer, Marshall’ı, ABD’nin talebi üzerine geçtiğimiz Şubat ayında Fransa’nın Nice şehrindeki bir havaalanında gözaltına alınan İranlı mühendis Celal Ruhullah Nejad’ın serbest bırakılması için yapılan takas anlaşması çerçevesinde serbest bıraktılar. Washington, Paristen İranlı mühendisin kendisine teslim etmesini istiyordu. Ancak Fransa, ABD’nin talebine boyun eğmek yerine İran’la takas anlaması yapmayı tercih etti. Öte yandan Elysee Sarayından yapılan açıklamada herhangi yeni bir ifade yoktu. Açıklama, daha ziyade Fransa’nın bilindik tutumlarının bir tekrarı gibiydi. Yeni olan tek konu Avrupalı taraflara ve İran’a bir fırsat sunan koronavirüs salgınıydı. Çünkü İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi’nin Pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre 15 aydır aktifleştirmeye çalıştıkları, İran ve Avrupa arasında ticareti kolaylaştırmayı amaçlayan mali ödeme mekanizması INSTEX’i devreye sokarak Tahrana bir milyon euroluk tıbbi-insani yardımda bulunmayı istiyorlar. Fransa ve İran sadece bu noktada ortak söylemlere sahipler. Tıpkı Ruhaninin ofisinden yapılan ve İran Cumhurbaşkanı’nın küresel işbirliği ve deneyim alışverişi olmadan ‘bu kritik sürecin kontrol altına alınamayacağını’ vurguladığı açıklamada olduğu gibi.  Ancak açıklamaya göre asıl istenilen ‘Tahran’ın arkadaşlarına 18 Kasım 2018den bu yana uygulanan yaptırımların en azından salgınla mücadele sırasında kaldırılması için ABD’ye baskı yapmaları’ çağrısında bulunmak. Ruhani, Macronun İngiltere ve Avrupa Birliği (AB) ile birlikte, , bugüne kadar yaptırımları azaltma veya geçici olarak kaldırma taleplerine kulaklarını tıkayan Trump yönetimini etkileyebileceğini düşünüyor olabilir. Gerçek şu ki Avrupalılar başlarındaki belalarla uğraşıyorlar ve Washington’a baskı yapacak kartlara da sahip değiller. Tek yapabilecekleri İranın ‘cesaretlendirici’ olarak gördüğü mali ödeme mekanizması INSTEX’i aktifleştirmek olacaktır. Ancak bu da yeterli değil. İran’a göre ABD yaptırımları, Tahranın salgınla etkili bir şekilde mücadele etmesini engelliyor. Çünkü bu yaptırımlar, onu, Kovid-19 salgınını durdurmasına yardımcı olacak ekipman ve cihazlardan mahrum bırakıyor. Ne var ki Avrupalı şirketler İranla insani konularda bile iletişim kurmalarının ABD’nin yaptırımlarına maruz kalmalarına neden olmasından çekiniyorlar. Öte yandan İran’ın açıklamalarında Macronun nükleer dosyaya değinmesi ve Parisin bölgedeki ‘istikrarı sarstığını’ düşündüğü İranın bölgesel politikasını ele almasıyla ilgilenmesi dikkat çekti. Aynı şekilde, Adelkhwah davasına şöyle bir değinip geçmeyen İran, Fransa’nın adli işlere ‘müdahalesi’ olarak gördüğü bu durumdan duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi. Bununla birlikte İran, çifte vatandaşlığı tanımadığını ve akademisyenin İran vatandaşı olduğunu vurguladı. Bu nedenle uluslararası anlaşmalarda öngörülen konsolosluk korumasından yararlanamayacağı belirtildi. Avrupalı diplomatik kaynaklar, İranın hem yurtiçinde hem yurtdışında büyüyen salgın krizinden siyasi olarak ‘faydalandığını’ söylüyor. İçeride, sağlık sistemi dahil olmak üzere harap haldeki durumun sorumluluğunu ABD’ye yüklüyor ve böylece vatandaşlarının öfkesini Washingtona yöneltiyor. Bununla birlikte Tahran, Donald Trumpın ikinci kez seçilmemesi ihtimaliyle ABD başkanlık seçimlerini bekleyerek zaman faktörüne bahis oynuyor. Bu bekleyiş, Demokrat adaylar Biden ve Sandersın Beyaz Saraya girdikleri takdirde ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları hafifleteceklerine ilişkin açıklamalarına dayanıyor. Ayrıca bazı kaynaklara göre Tahran, koronavirüs salgınını ABD’nin yaptırımları gevşetmesine veya yumuşatmasına yardımcı olacak bir ‘kaldıraç’ olabileceğini düşünüyor. Bölgesel dosyalar ise olduğu gibi devam ediyor. Paris bu bağlamda bugün tehlikenin Irakta yattığına inanıyor ve orada faaliyet gösteren birliklerini hastalıktan kaçınma bahanesiyle geri çekiyor. Paris, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden bu yana yaşanan gerilimlerin yanı sıra Irak’ta ABD askerlerinin ve uluslararası güçlerin konuşlandığı bölgeleri hedef alan ve sık sık tekrarlanan saldırıları unutmuyor. Paris, ABD’nin Irak’taki bazı üslerden çekilmesini, askerlerini savunabileceği üslere toplamak amacıyla yapılan ‘klasik’ bir plan olarak görüyor.  Öte yandan akdemiysen Roland Marshall, serbest bırakılmasından bu yana ilk kez Fransız medyasına konuşarak, İran’da yaşadığı acı deneyim ve hapishanede geçirdiği günlerden bahsetti. France Inter Radyosu ve Fransa Uluslararası Radyosu (RFI) tarafından yayınlanan röportajında, mühendis Ruhullah Necad’a atıfta bulunarak ‘Fransada tutulan İranlı bir kişi’ nedeniyle İran’da gözaltına alındığını söyledi. Marshall röportaj sırasında, ‘takas yapmak için kullanılan bir metaya dönüştüğünü’ anladığını belirtti. Ne var ki gerçek de buydu. Paris, Marshallın serbest bırakılmasından bir gün önce 20 Martta Ruhullah Necad’ı serbest bıraktı. Paris, her ne kadar reddetse de iki tarafın bu bağlamda bir anlaşmaya vardığı anlaşılıyor. İranın üniversite öğrencilerini, daha sonra faydalı olabilecekleri düşüncesiyle casus olarak görüp gözaltına aldığını söyleyen Marshall, “Bu son derece tehlikeli bir durum. Çünkü bu, daha sonra yapılacak herhangi bir bilimsel işbirliğini tehdit edebilir” diye konuştu. Hapishanede yaşadığı tecrübeden bahseden Marshall, dış dünyadan tamamen kopuk olduğunu ve gün ışığı görmediğini söyledi. Tekdüzeliğin hayatı zorlaştırdığını ifade eden Marshall, “Hangi yasa uyarınca burada tutulduğunuzu ve ne kadar tutulacağınızı bilmiyorsunuz” ifadelerini kullandı. Onu en çok üzense tecrit edilmiş olmanın hafızasını zayıflatmasıydı. Sonuç olarak, bu ‘acı’ bir deneyimdi. Bununla birlikte aynı cezaevinde kalan arkadaşı Fariba Adelkhah’ı bir gözlemci eşliğinde kısa süreliğine sadece üç kez görmesine izin verildi. Birçok kez sorguya çekilen Marshall, 30 yıl önce yazdığı metinleri hatırlaması ve 20 yıl önce katıldığı toplantılarda neler olduğunu anlatmasının istendiğini, ancak bunun ‘gerçeküstü’ bir durum olduğunu söyledi. Onu sorgulayanlar, Fransız ve Amerikan istihbaratına çalıştığı suçlamalarını yapmakta da gecikmediler. Marshall’a göre asıl suçu, masum insanları aylarca gerçek olmayan nedenlerle gözaltında tutan rejime karşı yargı sisteminin ‘keyfiliğini’ vurguladığı siyasi analizler yapmasıydı. Fariba Adelkhah’ı cezaevinde olmasının ardındaki nedenlerle ilgili olarak ise Marshall bunun nedeninin ‘Adelkhah’ın İran rejiminin imajını Batıda pazarlamak istediği gibi değil, İran toplumunun gözünden yansıtan konuşmalar yapmasından’ kaynaklandığını söyledi. Fariba Adelkhah, 300 gündür hapishanede tutuluyor.

مشاركة :