200 bin Filistinli ve İsrailli ‘Barış Halkası’nda bir araya geldi

  • 4/29/2020
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

İsrailli ve Filistinli ailelerin koordineli olarak çalıştığı ve barış isteyen onlarca aileden oluşan ‘Aileler Halkası Forumu’nun (Parents Circle Families Forum - PCFF), dün iki halkın savaş kurbanlarını anmak için sosyal ağlar üzerinden dijital ortamda düzenlediği ortak etkinliğe, yaklaşık 200 bin kişi katıldı. Katılımcıların sayısının çokluğu, barış umutlarını arttırırken, barış yararına daha fazla etkilik yapılması gerektiği vurgulandı. Etkinliği organize eden Bassam Aramin ve Rami Elhanan, “Koronavirüs salgını ve birçok olumsuzluk nedeniyle bu kadar büyük bir katılım olmasını beklemiyorduk. Öyle görünüyor ki Filistinlilerin ve İsraillilerin aynı siperde ortak bir düşmana karşı olmaları, insanlara insani duygularını ve insanlığını yeniden hatırlatırken, hayatın ne kadar değerli olduğunu ve onu barış içinde korumamız gerektiğini gösterdi. PCFF, son 15 yıldır olduğu gibi dün gece de İsrail-Filistin çatışmasına kurban giden Yahudiler ve Filistinliler anısına bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe bu kez Birleşmiş Milletler (BM) Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Nikolay Mladenov da daha önce kaydedilmiş bir video ile katıldı. Video kaydında etkinliğe katılanları selamlayan Mladenov, “Ülke halkının onlarla aynı şeyi yapacak liderlere ihtiyacı var. Her iki tarafta da İsrailliler ile Filistinliler arasındaki köprüleri yakmak ve uçurumu daha da genişletmek isteyen aşırılık yanlıları bulunuyor. Yaptıklarınız bu insanları engelliyor ve hepimiz için bir ilham ve ümide dönüşüyor” ifadelerini kullandı. İsrailli bir dernek tarafından 1995 yılında kurulan PCFF, daha sonra Filistinlilerle ortak bir yapı haline geldi. Bugün iki halktan 600 acılı aileyi bünyesinde barındırıyor. PCFF, 2005 yılından bu yana, öldürülen evlatlarını anmak için bir etkinlik düzenlemeye başladı. İsrail hükümeti de çatışmalarda ölenlerin anısına törenler düzenliyor, ancak bu törenler yeni askeri tehditlerin fitilini ateşleyen platformlara dönüşüyor. Acılı aileler ise savaş faaliyetleri hakkında övünmek yerine barış çağrısı yapmak amacıyla bu etkinliği başlatmayı tercih ettiler. PCFF son yıllarda İsrail toplumundaki aşırılık yanlısı güçlerden vatana ihanet suçlamaları noktasına varan sert bir karalama kampanyasıyla karşı karşıya kaldı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, son iki yıldır Batı Şeria ve Gazze Şeridinden Filistinli aktivistlerin Tel Avivdeki bu etkinliğe katılmalarını engellerken Yüksek Mahkeme müdahale etti ve aktivistlere izin verilmesi için baskı yaptı. İsrailli aşırı sağcı eylemciler salona girişte gösteriler düzenlerken acılı ailelere hakaretler ettiler.  Dün akşam ise etkinlik sosyal medya siteleri üzerinden yapıldı ve onları kimse durduramadı. PCFF ailelerinden oluşan dört heyet ve Yahudi yazar Sami Sheetrit’in konuşmacı olduğu etkinlikte Sheetrit, “Birbirinden uzak ve uyumsuz görünen iki halkın bireyleri, koronavirüs salgını karşısında daha yakınlaştıklarını söyledi. Sderot ve Ramallahta bu etkinliğin düzenlenmesini istemeyen İsraillilere rastlayabilirsiniz. Fakat bu toplantıda, iki halkın hayat damarlarını besleyen barış için büyük bir umut görüyorum” ifadelerini kullandı. 2018 yılında bir Yahudi yerleşimci tarafından arabasına taş atılması sonucu yoldan çıkıp şarampole yuvarlanan aracında karısını kaybeden, işgal altındaki Doğu Kudüsün eteklerindeki Bidiya köyünden Yakub er-Rabi de konuşmasında, “Buradan, yaramın ta derinliklerinden İsraillilere ve Filistinlilere sesleniyorum; aramızdaki çatışma insan yapımıdır. Bu nedenle ancak insanlar buna son verebilir. Hepimiz bunu istiyoruz” dedi. 2003 yılında Filistinliler tarafından gerçekleştirilen bir silahlı saldırıda kız kardeşi Yael’i kaybeden ve Kudüslü bir Yahudi olan Tal Kefir ise, “İçinde yaşadığımız tüm çelişkilere rağmen, hepimiz iki halkın da hayatlarını koruyan tek çözümün barış olduğunu biliyoruz. Eksik olan, insanlara bu savaşın kirli olduğunu ve bitmesi gerektiğini dürüstçe söyleyecek cesur liderlerdir” şeklinde konuştu. 2000 yılında İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu kızı Alaa’yı kaybeden, el-Halil yakınlarındaki bir mülteci kampından olan Yusra Mahfuz, tüm annelere seslenerek, “Anne olarak rolümüz, çocuklarımızı barış ruhu içinde yetiştirmektir” dedi. 2002 yılında Cenin’in işgali sırasında asker olan kardeşi Eyal’i kaybeden Tel Avivden Hagai Yuel ise sadece bu etkinliğe katıldıkları için hain gözüyle bakılmasını reddettiğini, bu katılımın gerçek bir milli samimiyet olduğunu vurguladı.

مشاركة :