Denise Rahme Fahri ABDde Cumhuriyetçi Partili Teksas Senatörü Ted Cruz, Washington yönetimine, Hizbullah’ın etkisinde veya kontrolünde olan herhangi bir hükümete yardım sağlamasını yasaklayan bir yasa tasarısı sundu. Lübnan’ın Washington Büyükelçiliğindeki konunun takibinden sorumlu bir kaynağa göre ‘S.3691’ olarak bilinen tasarı henüz netlik kazanmış değil ve içeriği bilinmiyor. Çünkü henüz senatörlerin çoğuna dağıtılmış değil. Kaynak, ABD Kongresinin resmi sayfasında bile tasarıya ait başlıkta tam metinin bulunmadığını ifade etti. Peki, bu tasarı, ABD’nin Hizbullah’a ve Hizbullah üzerinden de İran’a yönelik baskıyla bağlantılı, Lübnan hükümetinin performansına göre gelecekte oluşacak koşullar çerçevesinde daha da genişleyebilecek ve şimdiden yapılmış bir uyarı mı? Tasarı hazırlayan ve ABD Başkanı Donald Trumpa yakınlığıyla bilinen Senatör Cruz, İsraile de yakın olan ve ABD’deki İsrail lobisi etrafında dönen Hizbullaha yönelik katı ve kararlı tutumlarıyla biliniyor. Cruz, ABDnin Lübnana yardım konusunu ilk kez gündeme getirmiyor. Daha önce de ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesindeki tartışmalar sırasında, Lübnan ordusuna yapılan, ancak Hizbullah’ın yararlandığını düşündüğü yardımların durdurulması çağrısında bulundu. Lübnan asıllı ABD vatandaşı Amer el-Fahuri’nin İsrail adına ajanlık yapma suçlamasıyla başkent Beyrut’taki Uluslararası Refik Hariri Havalimanı’nda tutuklanmasının ardından, Ekim ayında Cruz, Lübnan asıllı meslektaşı Senatör Jeanne Shaheen ile birlikte Kongre’ye ABD vatandaşlarını gözaltına alan Lübnanlı yetkilileri cezalandıracak, ‘Global Hostage Act’ olarak bilinen bir yasa tasarısı sundu. Cumhurbaşkanı’nı ve Hizbullah’ı zaman aşımı nedeniyle suçlamanın düştüğünü öne sürerek Fahuri’nin serbest bırakılmasına ikna etmeye çalışan eski Dışişleri Bakanı Cibran Basil’in de aralarında bulunduğu Lübnanlı yetkililerin, Fahuri’nin tutuklanması halinde kendilerini de etkileyebilecek yaptırımların uygulanmasından çekinmesinin ardından tasarı geri çekildi. Ancak Fahuri’nin serbest bırakılmasını ve ABD’ye geri dönmesini sağlamak olan asıl amacına da ulaştı. Lübnanlı bir diplomat kaynağa göre Cruz’un yeni yasa tasarısı, Temsilciler Meclisinde benzer tasarıya paralel olarak senatörlerden geniş destek alabilir ve yeterli oyu toplayabilir. Böylece iki yasa tasarısı da ABD Başkanı tarafından imzalanıp yürürlüğe konabilir. Ancak Lübnan’a yardımı durdurma tasarısının, ABD vatandaşlığı olan Lübnanlıları cezalandırmaya yönelik bir yasa tasarısı olarak kabul edilip desteklenmeme ihtimali de söz konusu. Ancak kesin olan bir şey var ki tasarı, sonunun ne olacağı netleşene kadar Amerikalıların elinde Lübnan hükümetinin başta Hizbullahın resmi kurumlardaki rolünün sınırlandırması olmak üzere yerine getirmesi gereken ekonomik ve siyasi reformlar konusunda baskı yapacakları bir kılıç olacaktır. Manidar zamanlama Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, ABD’li Senatörün tasarısı, tamamı ABD’nin Hizbullah’a yönelik baskısı kategorisine giren bir dizi olay, tutum ve gelişmeden ayrı tutulamaz. Cruz’un tasarısı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterresin BM Güvenlik Konseyinde (BMGK) Lübnan hükümetine ve ordusuna Hizbullahı silahsızlandırmaya’ ve ‘Hizbullah ile diğer silahlı grupların silah satın almasını ve devlet idaresi dışında paramiliter imkanlar kazanmasını engellemek için gerekli tüm önlemleri almasını’ çağrısında bulunduğu bir zamana denk geldi. Cruz tasarısı ile ilgili söylemler, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeonun yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle seyahat ve diplomatik ziyaretleri askıya alma kararını ihlal ederek İsraile gerçekleştirdiği ziyaretle de çakıştı. ABD’deki bu yasa tasarısı aynı zamanda Almanyanın Hizbullah’ı askeri ve siyasi kanatları dahil olmak üzere bir terör örgütü olarak sınıflandırmalarının Avrupa, Batı ve Arap ülkelerini üzerindeki etkisiyle birlikte ortaya çıktı. Peki bu, ABD’nin nasıl hareket edeceğine karar vermesi için kendisine fırsat tanınan Hassan Diyab hükümeti üzerindeki tutumunda bir değişiklik anlamına mı geliyor? ABD Dışişleri Bakanının Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Yardımcısı David Schenker birkaç gün önce yaptığı açıklamada, ‘Washington yönetiminin Lübnan hükümetinin ekonomik planıyla ilgilendiğini, ancak Lübnan hükümetinin yardım almak için gerekli adımları atmaya istekli olması gerektiğini’ söyledi. Daha da önemlisi Schenker, “Sınırların kontrolü, yasadışı geçişlerin engellenmesi ve gümrük kaçakçılığıyla mücadele, uluslararası toplumun talep ettiği ve Hizbullahın nüfuzunu zayıflatabilecek reformların bir parçasıdır” diyerek, ABD şartları için bir yol haritasını belirledi. Aynı tutum, 4 Nisanda Cumhurbaşkanlığı sarayında düzenlenen Lübnan İçin Uluslararası Destek Grubu toplantısında ABDnin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea tarafından Cumhurbaşkanı Mişel Avna da iletildi. Büyükelçi Shea, Lübnan halkının taleplerini karşılayan gerçek reformlar gerçekleşmedikçe ve özellikle Hizbullah veya müttefiki (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareketi’nin (ÖYH) elinde bulunan Suriye ile liman, hava ve kara geçişleri ve elektrik sektöründe gerçek icraatlar yapılmadıkça ABD yardımının yardımını alamayacaklarını söyledi. ABD tutumunda kararlı Independent Arabia’ya konuşan Washington yönetiminden diplomatik kaynaklar göre ABD’nin Lübnan’a yönelik tutumunda herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Washington yönetimi, Cruzun özellikle Lübnan ordusuna yardımın durdurulması önerisine katılmıyor. Bu nedenle ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesinde konuya ilişkin net bir karar alınamıyor. Ancak aynı kaynaklar ABD yönetiminin Cumhuriyetçi Senatörün tasarısından yararlanabileceğini ve Lübnan hükümetini reformları uygulamaya ve Hizbullah’ın limanlar ve sınır geçişleri üzerindeki hakimiyetinden kurtulmaya teşvik etmek için tasarıya sıcak bakabileceğini vurguladılar. Bu durum, başta (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) olmak üzere yasadışı geçişlerin ve kaçakçılığın durdurulmasını isteyen siyasi bir ekip ile Hizbullah Genel Sekreteri Hassan Nasrallah arasındaki mevcut çatışmada yansıtılıyor. Nasrallah son olarak kaçakçılık konusunda Suriye rejimi ile koordinasyon çağrısında bulunmuş, Suriyeden Iraka ve ardından da İrana güvenli bir geçiş sağlayan geçişleri kapatmayı reddetmişti. Öte yandan Beyaz Saray koridorlarında, Başkan Trumpın koronavirüs salgını bittikten sonra, başta Hizbullah dosyası olmak üzere siyasi meselelere geri döneceği konuşuluyor.
مشاركة :