Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in kuzeni Rami Mahluf’un evinde yapılan ‘aile içi arabuluculuk’ çabalarının sonuçsuz kalmasının ardından Suriyeli iş adamına karşı yeni adımlar atıldı. Şam Menkul Kıymetler Borsası, Rami Mahlufun Bank Audi, Byblos Bank, Arab Bank ve Fransabank’ın da aralarında olduğu 12 banka ve özel finans kurumundaki hisselerine el konulması kararı aldı. Maliye Bakanı Mamun Hamdan’ın geçtiğimiz Pazartesi günü açıkladığı ve Şarku’l Avsat’ın bir kopyasına ulaştığı karar, Rami Mahluf’un ‘taşınır ve taşınmaz tüm mal varlığına tedbir amaçlı el konulmasına’ dayanıyordu. Karar, Şam Menkul Kıymetler Borsası’nın da İletişim Bakanlığı’nın önerisine dayanarak benzer adımlar atmasını öngörüyordu. Ayrıca kararın Mahluf’un yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Syriatel adlı GSM şirketinin Telekomünikasyon ve Devlet Posta Düzenleme Kurumu’na 185 milyon dolar ödemesinin sağlanması çerçevesinde alındığı ifade edildi. Telekomünikasyon ve Devlet Posta Düzenleme Kurumu tarafından Sryiatel’den 185 milyon dolarlık ödemenin yapılması için verilen sürenin 5 Mayıs’ta sona ermesinden bu yana, Mahluf’a karşı şirketinin üst düzey çalışanlarına yönelik tutuklamaların ve onlarca yıldır sahip olduğu ayrıcalıklardan mahrum edilmesinin de yer aldığı bir baskı kampanyası başlatıldı. Ancak müzakere ile bir çözüme ulaşmak ve belirli koşulların kabulü için açık bir pencere de bırakıldı. Son bir deneme Mahlufun Şam kırsalı Yafur bölgesindeki evinde yapılan son görüşmede, Mahluf’tan GSM şirketi Sryiatel’i ‘Şehitler Fonu’na bırakması ve ‘derin ekonomik krizin çözülmesine katkıda bulunacak olan’ yabancı bankalardaki milyarlarca dolar olduğu tahmin edilen paralarının büyük bir kısmını ülkesine geri getirmesi istendi. Buna karşın ‘daha önce eşi benzeri görülmemiş bir inatçılık’ gösteren ve ‘dini söylemlere’ başvuran Mahluf, Sryiatel’den hükümete taksitler halinde yaklaşık 185 milyon dolar tutarında ödeme yapmaya razı oldu. Mahluf aksi takdirde ‘yolun sonuna geleceklerini’ söyledi. Mahluf ayrıca Syriatel Başkan Yardımcılığından istifa eden kardeşi İhab’ın yerine yurtdışında ikamet eden oğlu Aliyi atadığını açıkladı. Ancak Mahluf oğluna imza yetkisi vermedi. Salı günü müzakerelerin son turunun uzlaşı sağlanamadan sona ermesinin ardından Rami Mahluf’a karşı yeni tedbirler uygulandı. Tedbirler arasında, Başbakan İmad Hamis imzalı ‘Rami Mahlufun 5 yıl boyunca kamu kurumlarıyla sözleşme yapmaktan men edilmesi’ kararı ve Maliye Bakanı Mamun Hamdan imzalı Mahluf ve ailesinin mal varlığına el konulması kararı yer aldı. Mahluf, geçtiğimiz salıyı çarşambaya bağlayan gece Facebook hesabından yaptığı açıklamada, “Telekomünikasyon Düzenleme Kurumu’na işlemlerinin yasa dışı olduğunu belirtmemize rağmen bize başka bir hukuksuzlukla karşılık verdiler. Benim, eşimin ve çocuklarımın mal varlığına el koydular. Ayrıca beni şirketin başından uzaklaştırıp başka birini getirmek için mahkemeye başvurdular. İstedikleri tutarı ödemediğimizi öne sürdüler, ancak sizin de bildiğiniz üzere söyledikleri doğru değil” ifadelerini kullandı. Öte yandan sosyal medya kullanıcıları, Adalet Bakanlığı’nın Esma Esed’in kardeşi Firas el-Ahras’ı Syriatel şirketine ‘kayyum’ olarak atadığını öne sürdüler. Ancak Adalet Bakanlığı bu iddiaları reddetti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Esma Esed ve Rami Mahluf arasında bir rekabet oluşturulmaya çalışıldığına işaret edilerek ‘söylentinin kaynağının kötü niyetli dış güçler olduğu’ belirtildi. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın Rami Mahluf’un yabancı bankalardaki mal varlığını takip etme kararıyla ilgili bir açıklama yayınlandı. Mahluf’un ağlarının dağıtılması Mahluf ayrıca Salı akşamı, ülkenin altı noktasında ihtiyaç sahibi kişilere kredi veren ‘Nour Mikrofinans’ kurumunun çalışmalarını kolaylaştırmak için Suriye Merkez Bankasına müdahale eden Başbakan ile yazışmalarını yayınladı. Mahluf, Facebook’taki hesabından konuyla ilgili şunları yazdı: “Yazışmamızda; ‘hükümet halkın hizmetinde mi yoksa devletin hizmetinde olan insanların mı?’ diye sorduk. Verdikleri cevap; Rami Mahlufun beş yıl boyunca kamu kurumlarıyla çalışmasını engelleyen resmi bir mektup oldu.” Nour Mikrofinans, Mahluf’un ağlarını dağıtmaya yönelik bir kampanyanın başlatıldığı geçtiğimiz Ağustos ayından bu yana kısıtlamalara maruz kalan kurumlardan biri. Hükümetin el koyduğu, Mahluf’un çalışmalarındaki ‘insani yanını’ oluşturan ‘Al-Bustan Derneği’ de bulunuyordu. Al-Bustan Derneği’ne el konulduktan sonra ona bağlı milisler de lağvedildi. Bununla birlikte Mahluf’un, aralarında es-Suk el-Hurra’nın da bulunduğu birçok şirketine el konuldu. Ayrıca Mahluf ailesinin eskiden beri üyesi oldukları ve hem hükümette hem de mecliste temsil ettikleri Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi’nin ruhsatı iptal edilirken partinin fonlarına da el konuldu. Kaynaklar dün Al-Bustan Derneği bünyesinde bulunan bazı milislerin tutuklandığını bildirdi. Mahluf’a karşı atılan tüm bu adımlar, Suriye lirasının ABD doları karşısında değer kaybetmesine ve emtia fiyatlarında artışa yol açtı. Paralel piyasadaki (karaborsa) döviz kurunda 1 dolar bin 650 lira olurken resmi döviz kurunda dolar 700 liradan işlem gördü. Suriye Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, “İster kurumlardan ve şirketlerden ister bireylerden olsun, Suriye lirasına yönelik herhangi bir manipülasyon girişimine karşı gerekli adımları atmaktan çekinmeyeceğiz” ifadeleri kullanıldı. Suriye, yerel para biriminin art arda çöküşüyle birlikte yaşanan ciddi bir ekonomik krize tanık oluyor. Dünya Gıda Programının (WFP) Suriye’de gıda fiyatlarının bir yılda yüzde 107 artacağını tahmin ettiği bir dönemde Birleşmiş Milletler (BM) Suriyelilerin büyük bir bölümünün yoksulluk sınırının altında yaşadıklarını açıkladı. Öte yandan Mahluf, liradaki değer kaybının kendisine karşı alınan tedbirlerle bağlantılı olduğunu belirterek, Suriye’de ‘ekonomik bir felaket’ yaşanabileceği konusunda uyardı. Analistler liradaki değer kaybının Suriye’nin komşusu Lübnandaki ciddi ekonomik krize ve dolar kıtlığına bağladılar. Bununla birlikte yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan önlemler kapsamında ekonomik faaliyetlerin durdurulması da ülkedeki ekonomik durumu daha da kötüleştirdi. Diğer yandan Suriye Devlet Başkanı Esed, 5 Mayıs’ta yaptığı bir açıklamada, salgının yansımaları nedeniyle ‘ülke ekonomisini canlandırmanın zorluğundan’ bahsetti. Esed, “Dokuz yıllık savaş, son haftaların sadece birkaçına eşdeğer. Alınan önlemler, toplumun çeşitli kesimlerinde vatandaşı genel olarak iki durum arasında bıraktı; açlık ve yoksulluk, hastalık karşısında çaresizlik” ifadelerini kullandı. Esed, ‘gerçek bir felaket’ uyarısını yineledi.
مشاركة :