Abbas’ın İsrail ile anlaşmalardan geri çekilmesi sonrası yaşanan karmaşıklık

  • 5/21/2020
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail ve ABD ile tüm anlaşmaların sonlandırıldığını açıkladı. Filistin Kurtuluş Örgütü’nden (FKÖ) yetkililerin uygulamanın derhal başladığını belirtmelerine rağmen zeminde hızlı değişikliklerin yapılacağına dair bir beklenti yok. Bazı taraflar ise söz konusu kararı yeni bir manevra olarak nitelendiriyor. Filistin Otoritesi, uygulamaya pratik olarak başlamadan önce dünyayı ‘kararın nedenleri ve ayrıntıları’ hususunda ikna etmek için ‘uluslararası arenaya yönelik son bir uyarıyı temsil eden’ bir kampanya başlatmış gibi görünüyor. Filistin Devlet Başkanı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirirken kendisine ‘işgal güçleri ile imzalanan tüm anlaşmalardan geri çekilme kararının nedenleri’ hakkında bilgi verdi. Abbas’ın ofisinden yapılan açıklamada, Devlet Başkanı’nın ‘dünyadaki tüm ülkelerini söz konusu adımın içeriği hakkında bilgilendirmek ve ilhak kararına karşı uluslararası pozisyonları seferber etmek’ için Arap ve uluslararası liderlerle her düzeyde temaslarını sürdüreceğini kaydedildi. FKÖ Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Saib Erekat da Almanya Dışişleri Bakanlığı Ekonomik İlişkiler Başkanı Miguel Berger ve Vatikan Dışişleri Bakanı Paul Gallagher ile temasa geçerek Filistin’in kararlarıyla ilgili görüşmeler gerçekleştirdi. Aynı şekilde Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye de Norveç Dışişleri Bakanı Ine Eriksen ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Erekat, liderliğin İsrail hükümeti ve ABD yönetimiyle olan anlaşmalarından geri çekilme kararının, Mahmud Abbas’ın konuşması ve kararı ilan etmesi sonrasında derhal yürürlüğe sokulduğunu duyurdu. FKÖ Yürütme ve Merkezi Komiteleri üyesi Fetih Azzam el-Ahmed de dahil üst düzey yetkililer, Oslo Anlaşması’nın sonlandırılmasının Filistin Otoritesi’nin sonlanması anlamına geldiğini ancak yönetimin şu anda izlediği yolun buymuş gibi görünmediğini bildirdi. Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada böylesine büyük bir ilanın nasıl uygulanacağını görüşmek üzere ayrıntılı toplantılar düzenleneceğini kaydetti. Filistin Başbakanı da 20 Mayıs’ta İsrail ile anlaşmaları ve bunların nasıl sonlandırılacağını görüşmek üzere hükümeti acil toplantıya çağırdı. Aynı şekilde Başbakan, güvenlik anlaşmalarını ele almak için Filistin güvenlik hizmetleriyle de bir araya gelecek. Bu çerçevede Iştiyye yaptığı açıklamada, “İsrail ile yapılan tüm anlaşmalardan geri çekilmeye karar verdik. Çünkü birçok durumda İsrail, Batı Şeria’nın bazı alanlarını ilhak edeceğini duyurdu” diyerek durumun tüm imzalanan anlaşmaların feshi ve iki devletli çözümün iptali anlamına geldiğini vurguladı. Iştiyye, İsrail tarafıyla imzalanan anlaşmayı feshetmeye yönelik siyasi kararın uygulanmasının yanı sıra birçok ülkenin temsilcisi ve Arap diplomatlarla bir dizi toplantı düzenlemek için iç temasların gerçekleştirildiği bilgisini verdi. Filistin Otoritesi, söz konusu kararı ilan etmeden önce birçok danışma toplantısı düzenledi. Adalet Bakanı Muhammed eş-Şelalde de kararın Uluslararası Adalet Divanı’nın görüşlerine dayandığını söyledi. Ulusal otoriteyi inşa eden anlaşmanın, Filistin Devleti ve ‘Filistin halkı adına anlaşmayı imzalayan’ FKÖ’nün yasal kapasitesini etkilediği göz önüne alındığında Filistin Devleti, Oslo Anlaşması’nı feshetme hakkına sahip. Viyana Anlaşması’nın mağdur tarafa cevap verme hakkı tanıdığını belirten Şelalde, işgalci gücün Oslo Anlaşması’nı ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle Filistin’in halkın çıkarlarına zarar verenlere ve toprakları üzerinde Filistin egemenliğini ihlal edenlere cevap verme hakkına sahip olduğunu vurguladı. Ancak anlaşmaların nasıl feshedilebileceği bilinmiyor. Öyle ki Filistin Otoritesi, İsrail’den ve onun aracılığıyla elektrik, yakıt ve çeşitli hizmetler satın alıyor ve otoritenin Filistinlilerin çıkarlarına, hareketlerine ve seyahatlerine hizmet edebilmek için güvenlik ve sivil koordinasyona ihtiyacı var. Abbas, kararını ilan ettiği toplantıda söz konusu soruları yanıtlamaktan kaçındı. Filistin Otoritesi kurumları şu an İsrail’in tanınması, zemindeki güvenlik koordinasyonunun akıbeti ve ekonomik ilişkiyle ilgili bazı temel sorunları çözmek zorunda. Aynı şekilde Filistin devletinin yasal, siyasi ve egemen yargı yetkisini tüm Filistin topraklarına yayma, nüfusun ve toprakların kaydını işgalci sivil yönetimden alma ve boykot olasılığı da şu an gündemde bulunuyor. İsrail’in Filistinlilerin yaşamlarının tüm yönlerini kontrol etmesi, kararların uygulanmasını oldukça karmaşık bir mesele haline getiriyor. Ramallah’tan siyasi analist Hani el-Masri, Facebook üzerinden yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Somut, açık ve acil mekanizmalar ve prosedürler olmadan anlaşma ve ilişkilerden geri çekilmek ne anlama geliyor? Bu, otoritenin bu anlaşmalara bağlılıktan geri çekildiği, onları değiştirdiği veya olduğu gibi bıraktığı veya yeni sömürgeci bir durumla yaşadığı anlamına mı geliyor? Bu, İsrail’in tanınması kararını geri çekmek, güvenlik koordinasyonu ve güvenlik toplantılarını durdurmak ve Paris Protokolü’nü iptal etmek anlamına mı geliyor? Takas malları ve yakın zamanda üzerinde uzlaşı sağlanan kredi ne olacak? Kısacası yarın itibariyle yeni uygulamalara tanık olmazsak bu, aynı yerde beklemek anlamına gelir.”

مشاركة :