ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Ceaser Yasası kapsamında uyguladıkları yaptırımların ‘Suriye halkını ve Suriyelilere yapılan gıda ve insani yardımları hedef almadığını’ söyledi. Jeffrey, bu yaptırımlarla Suriye’de rejim değişikliğini değil, siyasi süreci başlatmaya zorlamayı hedeflediklerini belirtti. Washington merkezli düşünce kuruluşu Ortadoğu Enstitüsü tarafından önceki gün düzenlenen panele video konferans yoluyla katılan Jeffrey, “Suriye’de rejim değişikliği istemiyoruz derken, ABD veya uluslararası toplumun askeri harekatı ile değişikliği istemediğimizi kastediyorum. Fakat Suriye halkı rejimi değiştirmek istiyorsa -ki bu talep 2254 sayılı karara dayanıyor- bu Suriye halkının kararıdır. Suriye’yi kimin yöneteceğine karar vermek Suriye halkına bağlıdır… Şu an onların sesi yok fakat siyasi süreç onlara bu imkanı sunabilir” diye konuştu. ABD Başkanı Donald Trump’ın imzaladığı Ceaser Yasası kapsamında yer alan yaptırımların hem ABD Temsilciler Meclisi hem de Senato’dan büyük bir konsensüsle kabul edildiğinin altını çizen Jeffrey, bu önemli gelişmenin Suriye’ye yönelik politikanın sağcısından solcusuna, Demokratından Cumhuriyetçisine, ABD sistemindeki tüm gruplar tarafından desteklenmesinin bir yansıması olduğunu belirtti. Ceaser Yasası’nın Esed ve ailesini destekleyen yakın çevresinin takibi için daha çok araç sunduğunu kaydeden Jeffrey, yasa kapsamında uygulanan yaptırımların amacını şu sözlerle anlattı: “Bizim amacımız Suriye ekonomisini yıkmak değil. Suriye dinarını değersiz hale getiren Esed bu konuda zaten elinden geleni fazlasıyla yapıyor. Asıl amaç, Esed’i çevreleyen kişilere hakiki bir acı tattırmak ve politikalarını değiştirmedikleri sürece bu acının son bulmayacağını göstermektir. Rejimle olan bağlarını koparmasını sağlamaktır. Aynı şekilde, Suriye rejiminden, kontrolündeki bölgelerde terör örgütlerinin büyümesine izin vererek komşu ülkeleri tehdit etmeye ve kimyasal silah kullanımına son vermesini bekliyoruz.” Yaptırımların Suriye halkını ve Suriyelilere yapılan gıda ve insani yardımları hedef almadığını vurgulayan Jeffrey, “Ceaser Yasası, insani yardım alanında gerçekten güçlü talepler ve güçlü bir içerik barındırıyor ve biz bunlara bağlı kalacağız. Rejim kontrolündeki alanlar da dahil olmak üzere Suriye’nin herhangi bir yerinde insani yardımları baltalayacak herhangi bir şeyi hedef alma niyetimiz yok” dedi. ABD’li Temsilci, Suriye’ye bugüne kadar 10,6 milyar dolar değerinde ulaştırılan yardımların yanı sıra ülkenin insani ihtiyaçlarını karşılamak için büyük Amerikan katkısının gerçekleşmesini güvence altına alacaklarını söyledi. Jeffrey, “Washington, Suriyenin kuzeydoğusunda istikrarın yeniden sağlanması için bu bölgeye yardımları artırmanın yollarını arıyor. Nitekim Suriyenin kuzeydoğusundaki azınlıklara ve dini gruplara yönelik 54 milyon dolarlık yardım niyetimizi Kongreye bildirdik ve bu yardım duruma tamamen yardımcı olacaktır. Aynı şekilde yardım için başka yollar da arıyoruz” diye konuştu. Yaptırımların kara para aklama, Suriye Merkez Bankası, askeri havacılık sektörü, enerji ve inşaat sektörlerini hedef aldığı vurgusunu yineleyen Jeffrey, “Esed Suriye’sini inşa etmeye çalışan herkes için şunu açıklığa kavuşturmak istiyoruz: Siyasi çözüme ulaşılana kadar Ceaser Yasası’nın varlığında bu olmayacak” dedi. Jeffrey, Suriye’deki askeri ve ekonomik durum, yaptırımlar ve hesap verebilirliğin ABD’ye, 2254 sayılı karar uyarınca uzlaşmacı bir çözüm sağlaması için Rusya üzerinde baskı kurmasına imkan sağlayacağını düşündüğünü belirtti. ABD’li Temsilci, “Ruslar, İranlılar ve rejim, bizim gündemimizi biliyorlar. Ne yapmalarını ve bu yönde hangi adımlar atmalarını istediğimizi de biliyorlar” diye konuştu Yaptırımların Rusya ve diğer Arap ülkelerine uzanma ihtimali hakkında değerlendirme yapmayı reddeden Jeffrey, “Yaptırım uygulama hususunda ABD yönetimi için sınır çizildi ve her şey bu çerçevede yaptırımlara tabi tutulacak” ifadelerini kullandı. Jeffrey, konuşmasının sonunda, Kasım’da düzenlenecek başkanlık seçimlerinden sonra ABD yönetiminde herhangi bir değişiklik olsa bile Suriye politikasında düzenleme yapılmasına ihtimal vermediğini söyledi.