Bilim adamları, Afrika’da Kovid-19 hastaları arasındaki ölüm oranının düşük olmasının sebeplerini araştırıyor

  • 9/30/2020
  • 00:00
  • 5
  • 0
  • 0
news-picture

Bilim adamları, Afrika’da sağlık sistemleri üzerindeki aşırı yük, test yapma imkanlarının yetersizliği ve yoksul mahallelerdeki kalabalık nüfus gibi etkenlere rağmen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastaları arasındaki ölüm oranının düşük seyretmesinin sebeplerini araştırıyor. Zira bu gibi etkenler Kovid-19’un şubat ayında Afrika’ya ulaşmasının ardından uzmanları felaket senaryoları yazmaya itmişti. Reuters haber ajansına göre Kovid-19, gelişmiş Asya ve Avrupa ülkelerini kasıp kavururken Birleşmiş Milletler (BM) örgütlerinden birisi nisan ayında yaptığı açıklamada sosyal mesafe önlemleri alınsa dahi bu yıl Kovid-19 yüzünden 300 bin Afrikalının ölebileceğini öne sürmüştü. Mayıs ayında Dünya Sağlık Örgütü (WHO), virüsü kontrol altına alma önlemlerinin başarısızlıkla sonuçlanması halinde kıtada 190 bin kişinin ölebileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Ancak dünya genelinde Kovid-19 yüzünden hayatını kaybedenlerin sayısı bir milyona ulaşırken Afrika’nın beklenenden daha iyi sonuçlar elde ettiği ve hatta diğer kıtalara göre daha düşük ölüm oranına sahip olduğu görülüyor. Reuters tarafından yayınlanan verilere göre pazartesi akşamı itibariyle kıtada 1,4 milyondan fazla vakanın arasından yaklaşık 35 bin kişinin hayatını kaybetmesiyle ölüm oranının yüzde 2,4’e ulaştığı kaydedildi. Bu oran Kuzey Amerika’da yüzde 2,9 iken Avrupa’da 4,5’e ulaştı. İtalya ve İngiltere’deki ölüm oranları sırasıyla yüzde 11,6 ve 9,0’a ulaşırken salgından en çok etkilenen kıta ülkeleri olarak Etiyopya’da yüzde 1,6’ya Nijerya’da yüzde 1,9’a ve Güney Afrika’da ise yüzde 2,4’e çıktığı bildirildi. Afrika ülkelerinin pek çoğunda hastaneler, hastanede tedavi altına alınanların oranında bir düşüş olduğunu söylüyor. Londra Hijyen ve Tropikal Hastalıklar Tıp Okulu’nda (LSHTM) görev yapan ve Zimbabve’nin başkenti Harare’de bulunan Parirenyatwa Hastaneleri’ndeki bir grupla birlikte çalışan Profesör Rashida Ferrand konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Şu ana kadar tanık olduklarımıza dayanarak, gerek vaka gerekse ölüm oranları açısından Avrupa’da gördüğümüz rakamlara benzer bir şey görmemiz olası değil” dedi. Uzmanların bir kısmı, Afrika’daki Kovid-19 kaynaklı bazı ölümlerin muhtemelen gözden kaçtığını düşünüyor. Yaklaşık 1,3 milyar nüfusa sahip olan, kıta test oranları açısından dünya çapında en alt sıralarda yer alıyor ve farklı sebeplerden ölümlerin çoğu kaydedilmiyor. Güney Afrika Tıbbi Araştırma Konseyi’nin Temmuz ayında yayınladığı bir rapora göre Güney Afrika’da mayıs ayının başı ile temmuz ayının ortaları arasında normal koşullarda beklenenden yüzde 59 daha fazla bir artış görülerek doğal nedenlerden dolayı yaklaşık 17 bin ek ölüm kaydedildi. Araştırmacılar resmi verilere göre şu an da 16 binden fazla ölümün görüldüğü Güney Afrika’da Kovid-19 bilançosunun çok daha yüksek olduğunu düşünüyor. Ancak buna rağmen Kovid-19 ölüm oranlarının şu ana dek beklendiği kadar kötü olmadığına dair geniş çaplı bir fikir birliği var. Peki bunun sebebi ne? Bilim adamları ve halk sağlığı uzmanları, kıta nüfusunun büyük bir kısmını genç kuşağın oluşturması ve önceki salgınlardan çıkarılan dersler de dahil olmak üzere bir dizi olası faktörü öne sürüyor. Araştırmacılara göre ayrıca, Afrikalı hükümetlerin havaalanlarında ve yolculardan enfeksiyonların bulaşabileceği diğer yerlerde kısmi izolasyon önlemleri alarak vatandaşlarını salgına hazırlamak için daha çok vakti vardı. Bazı uzmanlar ise birçok Afrika ülkesinde çocuklara verilen tüberküloz aşısının Kovid-19 kaynaklı ölümleri azaltmaya yardımcı olma olasılığı üzerinde duruyor. Uzmanların araştırdığı diğer teoriler arasında eskiden diğer toplumlara nazaran hastalığa karşı daha savunmasız olduğu düşünülen bazı toplumlarda soğuk algınlığına neden olan virüsler de dahil olmak üzere diğer virüs türlerine maruz kalmanın vücutta herhangi bir direnç oluşturup oluşturmadığı da bulunuyor. Güney Afrika’da Kovid-19 ile ilgili konularda hükümete danışmanlık yapan Bulaşıcı Hastalıklar Uzmanı Selim Abdulkerim, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada “Çok fazla ikinci derece kanıt var ancak kesin bir kanıt yok” ifadelerini kullandı.

مشاركة :