İran kamuoyu, son iki buçuk yıldır Tahran ile Washington arasında artan gerilimin gölgesinde Devrim Muhafızı liderlerinin Cumhurbaşkanlığı seçimleri yarışına gireceğine dair spekülasyonlarla ilgili tartışıyor. Tüm bu tartışmanın ortasında, önümüzdeki Haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adayların kimlikleri üzerinde anlaşmak için zamanla yarışılıyor. Nükleer anlaşma taraftarları, anlaşmanın bu haliyle kalmasını ABD başkanlık seçimlerinde kazanan adayın kimliğiyle ilişkilendiriyor. Ayrıca İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin halefinin kimliğiyle de. Ruhani’nin 2013 yılında gelişi ABD ile Tahran arasında iki yıl süren müzakerelerin sır olmaktan çıkarak anlaşmanın imzalanmasıyla aynı zamana denk geliyor. Şarku’l Avsat’ın Bloomberg Tahran muhabirinden aktardığı haberde eski Tahran Belediye Başkanı ve şu anki Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibafın da yer aldığı 5 adaydan oluşan listeye dikkat çekildi. Haberde, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonra muhafazakar ve ordu çevrelerinin seçim listesinde daha etkin olacağı beklentisi vurgulandı. Bu çekilmenin yaşandığı 2018 tarihinden sonra da muhafazakarların nüfuzunun giderek arttığına da dikkat çekildi. Bu tarihte yaşananlar Ruhani’nin “nükleer anlaşma ekonomik refah ve İran’ın uluslararası arenaya kabulü için bir bilet olacağı” vaadini de engellemiş oldu. Ruhani’nin hedefi İran’ın gidişatını değiştirmek ve kapsamlı bir füze anlaşması yapmaktı. Öte yandan İran, nükleer anlaşmadaki temel yükümlülüklere uymaktan çekildi, uranyum zenginleştirme seviyesini yükseltti. Nükleer tesislerinde çalışmak üzere santrifüjleri restore etti ve gelişmiş cihazlar geliştirmeye başladı ancak yaptırımlar kaldırılırsa geri dönüş kapısını da açık bıraktı. Bu bağlamda Bloomberg, Devrim Muhafızlarının ekonomik kolu olan “Hatemu’l Enbiya”nın lideri olan Said Muhammed ile Ruhani’nin ilk hükümetinde eski Savunma Bakanı ve İran dini liderinin askeri danışmanı Hüseyin Dehkan’ın da bulunduğu bir listeden bahsetti. Listede ayrıca eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ve muhafazakar akımın önde gelen liderlerinden İran Radyo Televizyon Kurumu (IRIB) eski Başkanı İzzetullah Zergami de bulunuyor. İran medyası da reformist ve muhafazakar bağlılığına göre bir rekabet ortamına konu oluyor. Ve her iki taraftan da adaylar listesi yayınlanıyor. İran, seçimlerden yaklaşık 10 ay sonra kademeli olarak seçim ortamına giriyor. Listede cumhurbaşkanlığı seçimleri için üst düzey İranlı yetkililerden 40 kişinin ismi yer alıyor. Haber ajansı muhafazakarların önünde hala cankurtaran hattı oluşturabilecek bir anlaşmayı resmen terkedecek bir engel olmadığnı belirtti. Hatta kazanması halinde yeniden nükleer anlaşmaya dönme sözü veren Biden gelse bile muhafazakarlar aynı şartlarda müzakere masasına oturmayabilir. Avrupalıların, Çinlilerin ve Rusların ABD Başkanının veya Washington’un yönelimlerini değiştirmeyi umarak anlaşmaya sarıldığını belirten ajansa göre, İranda, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif gibi "teknik beceri ve diplomatik deneyime sahip ılımlılar", müzakerelerin yeniden başlamasının dışında bırakılmayacak. Chatham House Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Direktör Yardımcısı Sinam Vekil, "Muhtemelen muhafazakar grupların cumhurbaşkanlığı için rekabet ettiğini göreceğiz ve onlar için Donald Trumpın zaferi bir fırsat çünkü ona gücünü pekiştirme fırsatı veriyor." dedi ve ekledi: "Biden kazanırsa sistemin başka bir seçenekle karşı karşıya kaldığını görecek" dedi. Bloomberg haberiyle bağlantılı olarak, İran üniversite öğrencileri haber ajansı ISNA, yayınladığı uzun bir makalede, askeri personelin Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki rolünden bahsetti. Ajansın "Asker, İran cumhurbaşkanlığı için uygun seçenek mi?" sorusunu cevaplayan İslami Vahdet partisinin Merkez Komitesi üyesi Hamid Tarki şunları söyledi: "Askerler, Anayasa Komitesinin kriterlerini ve filtrelemesini geçerse ve gerekli özelliklere sahipse, seçimlere aday olurken sorun yaşamazlar." İranlı siyasi aktivist, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ordunun varlığıyla ilgili dolaşıma sokulanlan haberler hakkında "silahlı kuvvetlerin öncekinden farklı olarak korona salgını gibi kriz ve acil durum olaylarındaki rolü göz önüne alındığında kamuoyundaki algılanmasında bir değişiklik meydana geldi. Tarki, ülkemiz ve hükümetler şu ana kadar pek çok krizle karşı karşıya kaldı. Ancak kriz yönetimi gösterdi ki Devrim Muhafızları ve Ordu olmasaydı bu krizlerin üstesinden gelinemezdi" dedi ve yaklaşan seçimler için en önemli kriterlerden birinin İran dini liderinin açıkladığı gibi "genç devrimci bir hükümet olması ve Anayasa Koruma Komitesi ve parlamento tarafından dini ve siyasi kimliğinin tanınmasıdır" ifadesini kullandı. Üyelerini rejimin lideri “Devrim Rehberi” Ali Hamaneyin seçtiği Anayasayı Koruma Konseyi, parlamento seçimlerinde olduğu gibi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de adaylık başvurularını değerlendiriyor.
مشاركة :