Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci’nin imzasıyla yayınlanan açıklama ile Iraklı yetkililer, Arap Birliği’nin önerdiği, Müslüman Kardeşler Cemaatini terör örgütleri listesine dahil etme kararını kabul etmediklerini deklare ettiler. Açıklama ayrıca Arap Birliği’nin önerisinin, Mısır’ın tavsiyesi olduğunu vurgulamaya önem verdi. Her ne kadar bu karar, Ulusal Güvenlik Kurumu tarafından alınmışsa da Başkanı Araci’nin ideolojik siyasi kimliği de göz önünde bulundurulmalıdır. Kasım Araci, İran’a bağlı Iraklı Bedir Tugayları’nın liderlerindendir. El-Muhendis ve el-Amiri ile birlikte Devrim Muhafızlarının kanatları altında İran’da eğitim görmüştür. Peki, Irak’ta Humeyni ideolojisinin takipçileri neden Müslüman Kardeşleri destekliyorlar? Bunun, Araci veya Bedir Tugayları ya da Haşdi Şabi (Araci kendisinin en büyük savunucularındandır) gibilerinin mezhep dışı eğilimlere sahip olduklarını kanıtladığını söylemek saflıktır. Bunlar ilkel propaganda için kullanılan söylemlerdir. İslami Davet Partisi, Bedir Tugayları ve Hizbullah Tugaylarına bağlı Şii İslamcılar aslında bizzat Humeynici ve sözde İslamcı Şii benliği savunmaktadırlar. Irak İslam Partisi’nin (İhvan) mevcut Genel Sekreteri Reşid Azzavi, Humeyni rejimine tabi olmasa da onun dostudur. Irak’taki mevcut İhvancı İslami liderler, Humeyni rejiminin en önde gelen savunmacıları arasında yer alıyorlar. Sözgelimi, Sünni Vakfı Başkanı Abdullatif el-Humeyim, Ümm Al Tabul Camisi Vaizi Şeyh Mehdi Sumaydi’nin yanı sıra partinin bir dizi lideri, bazı milletvekilleri ve bakanlar gibi. Halihazırda Irak’taki İhvancıların bir bölümü Katar’ın yardım ve finansmanı ile Erdoğan Türkiyesi’ne, bir bölümü de Humeyni İranı’na sadıktır. Ancak, son tahlilde Erdoğan ile Humeyni rejimleri arasında bir fark yoktur. Bu dönemde ikisi, zaten yakın bir ittifak ve derin gizli anlaşma içindeler. İranlı İslamcılar ile Müslüman Kardeşler arasındaki ilişki, Nevvab Safevi, Seyyid Kutub ve Müslüman Kardeşlerin Suriye kolu günlerine kadar uzanmaktadır. İran’da Humeyni devriminin başarılı olması, Irak-İran Savaşı ve sözde Arap Baharı dönemlerinden geçerek bugüne ulaşmıştır. Müslüman Kardeşlerin uluslararası ilişkilerinden sorumlu Yusuf Nada, Humeyni’yi bizzat tebrik etmek için Tahran’a giden Müslüman Kardeşler heyetinin içinde yer alıyordu. Müslüman Kardeşlerin eski mürşidi Mehdi Akif, Mısırlı yetkililerin Hizbullah’ın bir hücresini ortaya çıkarmaları üzerine yaptığı yorumda, “Mısır, hakkında soruşturma başlatmak yerine Hizbullah’a teşekkür etmelidir” demişti. Müslüman Kardeşlerin liderlerinden ve teorisyenlerinden Lübnanlı Fethi Yeken “Uluslararası Değişkenler” adlı kitabında örgütün düşüncesini şöyle açıklıyor: “İslami Uyanışın (Sahva) inanç, bilgi ve kavramlar konusunda referans aldığı okullar, üç okulla sınırlıdır. Hasan el-Benna, Seyyid Kutub ve İmam Humeyni okulları.” Ürdünlü bir İhvancı olan Yusuf el-Azm ya da bilinen lakabı ile Aksa şairi, Humeyni’yi yücelten şiirinde şöyle diyor: Ölümden korkmayan liderimiz ve imamız Humeyni Yıktı zulmün kalesini Bizler de kanlarımızdan bir nişan sunarak İlerliyoruz onun yolunda Irak-İran Savaşı patlak verdiğinde, Müslüman Kardeşler Irak’a karşı İran’ın tarafını tutmuşlardı. Yayınladıkları eski bir bildiride, Irak’ın savaşma nedenini şöyle açıklamışlardı: “Irak, İslami hareketleri hedef almak ve İran’dan yükselen İslami kurtuluş meşalesini söndürmek istiyor.” Kısacası, Şii’si ve Sünni’si ile İslamcıların hepsi tek millettir.
مشاركة :