Kovid-19’u atlatanların ve aşı olanların enfeksiyonu bulaştırma riskine yönelik uyarı yapıldı

  • 5/27/2021
  • 00:00
  • 5
  • 0
  • 0
news-picture

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (ECDC) tarafından yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlangıcından bu yana toplanan verilere göre enfeksiyonu atlatanlarda ve aşı olanlarda enfeksiyon sayıları oldukça sınırlı ve  coğrafi bölgelere, yaş gruplarına ve aşılara göre yüzde 1 ile yüzde 10 arasında değişiyor. Veriler, söz konusu kişilerin çoğunda herhangi bir hastalık belirtisi olmadığı yönünde. Diğer yandan İspanya’daki Barselona Üniversitesi, İtalya’daki Torino Üniversitesi ve ABD’deki Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yapılan geniş kapsamlı bir çalışma,  iyileşenlerin ve aşı yolu ile bağışıklık kazananların, hastalığın klasik semptomlarını taşımadıkları ancak bulaştırmak için yeterli viral yük taşıdıklarına işaret gösteriyor. Araştırmacılar zamanla daha da kötüleşebilecek bu riski kontrol altına almanın en iyi yolunun, olabildiğince geniş çapta sürü bağışıklığına ulaşılması olduğunu vurguluyorlar. Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırma ekibi, geçen ay New England Journal of Medicine dergisinde bir araştırma yayımladı. Araştırmaya göre aşı olan sağlık personelleri arasında enfeksiyon oranı yüzde 1,19 olarak tespit edildi. Bu oranın nüfusun geri kalanında ise yüzde 0,97 olduğu belirtildi. Bu iki veri, aşı kullanımının onaylanması için Pfizer ve Moderna şirketleri tarafından sunulan, klinik deneylerin nihai sonuçlarındakilerden daha yüksek bir orana işaret ediyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından yürütülen ve Nature dergisinde geçen ay yayınlanan bir diğer araştırma, gerçek vaka sayılarının resmi verilerde belirtilenden daha yüksek olabileceğine dikkat çeken benzer sonuçlar içeriyordu. Zira vakaların çoğu herhangi bir belirti göstermiyor. Enfekte olanlar da virüse karşı bağışıklık kazanmış olarak değerlendiriliyor ve test yapılmıyor. ABD’deki Nevada Üniversitesi Halk Sağlığı Laboratuvarı Müdürü Mark Banduri ve San Diego Üniversitesi’nden araştırmacı Jocelyn Kierna, vaka sayılarına ilişkin haberlerin gerçek verilerin altında olduğunu onaylıyorlar. Bu durumu vakaların takip edilmesi için gerekli olan ve yüksek seviyede doğruluk oranına sahip ekipmanların sağlanmasının zorluğuna bağlıyorlar. Barselona Üniversitesi’nden viroloji alanında çalışmalar yürüten araştırmacı Lopez Leuk, Lancet tarafından yayınlanan bir araştırmada aşının veya doğal bağışıklığın, ikinci enfeksiyonda hastalığın tehlikeli semptomlarının ortaya çıkmasını engellediğini ancak virüsün bulaşmasını önlemediğini vurguladı. Leuk bu durumun nedeninin viral yük, yani kanda bulunan virüs miktarı olduğunu belirtti. Bu viral yükün bazen enfeksiyonun ardından bağışıklık sisteminde oluşan korumayı veya aşının ürettiği antikorları aşabileceğini kaydetti. Leuk sözlerine şöyle devam etti: “Vücudun aşı veya enfeksiyon sonrası bağışıklık geliştirmesi için genellikle 10 gün ila iki haftaya kadar bir süreye ihtiyacı oluyor. Bu süre içerisinde virüs, bağışıklığı güçlü bir seviyeye ulaşmamış olan hücrelere zarar verebilir. Dolayısı ile bulaşma riski artıyor. Bu da büyük ölçekte, toplum bağışıklığı kazanılana kadar önleme ve izolasyon önlemlerini gerekli kılıyor.” Araştırmacılar, toplum bağışıklığına ulaşılmasında yaşanan gecikmenin, daha hızlı bulaşan ve mevcut aşılara karşı direnç gösterme yeteneği olan virüs mutasyonlarının ortaya çıkmasına yardımcı olduğu konusunda uyarıda bulunuyorlar. ABD, Almanya ve Hollanda’da son zamanlarda yapılan araştırmalar, hızlı biçimde gerçekleşen virüs mutasyonlarının antikorları devre dışı bırakarak aşının sağladığı bağışıklıktan veya enfeksiyondan kurtulabilen varyantları oluşturabildiğini gözler önüne serdi. Araştırmacıların dün Dünya Sağlık Asamblesi’ne sundukları raporda yer alan başlıca önerilerde, tüm yaş gruplarını hedefleyen yoğun aşılama kampanyalarının önemi vurgulandı. Zira yapılan çalışmalar, Araştırmalar, Kovid-19 enfeksiyonlarının özellikle iyileşmelerine rağmen yeniden hastalığa yakalanmaya yatkın olan ve başkalarına bulaştırabilen genç nüfusta meydana geldiğini gösteriyor. ABD Donanması Özel Kuvvetleri’nin 3 bin 249 personeli üzerinde yapılan bir araştırma, söz konusu kişilerin yaklaşık yüzde 10’unun aşı olduktan veya iyileştikten sonra yeniden enfekte olduklarını gösterdi.

مشاركة :