İsrailin Suriyeye yönelik saldırılarına ilişkin Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan son açıklamalar, Moskovanın "Suriye egemenliğine yönelik devam eden saldırılara" verdiği yanıtlarda eşi görülmemiş bir değişikliğin işaretlerini taşıyordu. Moskova, geçtiğimiz yıllarda yapılan saldırıları çekingen bir üslupla eleştirmekle yetiniyordu. Ancak Moskovanın Suriye hava savunmasını modern ekipmanlarla ve Rus uzmanlarla güçlendirmesinin ardından geçen hafta Rus Savunma Bakanlığı, bölgeyi kalkındırmak ve yeni teamül kuralları koymak için devreye girdi. İsrail saldırıları hakkında daha önce yorum yapmayan Rusya Savunma Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde biri Halep kırsalındaki bir araştırma merkezini, diğeri de Humus yakınlarındaki Al-Kusayrda İran güçlerinin konuşlandığı bir bölgeyi hedef alan iki İsrail saldırısının ardından iki ayrı açıklama yaptı. Suriye hava savunmasının iki saldırıya cevap verme ve füzeleri düşürme konusundaki başarısından söz edilen ilk açıklamadaki tonu İsraile "doğrudan mesajlar" barındırıyordu. Rusya Savunma Bakanlığı, önceki gün yayınlanan ikinci açıklamasında, Suriye hava savunma sistemlerinin baskın sırasında İsrail savaşçıları tarafından ateşlenen 4 füzenin tamamını vurduğunu duyurdu. Rusyanın Suriyedeki Uzlaşma Merkezi Başkan Yardımcısı Vadim Kolet, iki İsrail F-16 uçağının 22 Temmuzda Lübnan hava sahasından 01:11 ile 01:19 arasında, Humus şehrindeki bazı bölgelere 4 füze fırlattığını ancak tüm bu füzelerin Suriye Hava Savunma Kuvvetlerinin Rus yapımı Buk M2E sistemleri tarafından imha edildiğini bildirdi. Suriyedeki Rusya Uzlaşma Merkezi daha önce, 19 Temmuz’daki İsrail baskını sırasında ateşlenen 8 füzeden 7’sinin Suriye hava savunması tarafından etkisiz hale getirildiğini açıklamıştı. İsrail ile ilgili olarak Rusya’nın üslubundaki değişiklik, Suriye hava savunmasının son iki İsrail saldırısıyla başa çıkmaktaki niteliksel değişimin nedeninin yanı sıra birtakım soruları da gündeme getirdi. Yaşananları yakından takip eden bir Rus kaynak dün Şarkul Avsata verdiği demeçte bunun, Başkanlar Vladimir Putin ve Joe Bideni geçen ay bir araya getiren ilk zirvenin ardından ABD ile başlatılan görüşmelerle doğrudan ilgili olduğunu söyledi. Kaynak açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Moskova geçmişte ölçülü tepkiler veriyordu çünkü Tel Aviv tüm hareketlerini Washington ile koordine ederken Rusyanın ABD ile iletişim kanalları kesilmişti. Amerikan taraflarıyla yapılan mevcut temaslarından Moskovanın Washingtonın da İsrailin sürekli saldırılarını hoş karşılamadığına dair teyit aldığı ortaya çıktı. Bu nedenle İsrailin Suriyenin egemenliğini hedef alan ve uluslararası kararları ihlal eden herhangi bir askeri eyleme karşı Rusya’nın üslubu açıkça sertleşti. Ancak en önemli husus şu; İsrailliler, Suriyedeki hava savunmalarının etkinleştirildiğini hissettiler. Fırlatılan füzelerin neredeyse tamamının imha edilmesi gerçeği, bu dosyayla başa çıkma mekanizmalarında temel bir değişikliği gerekli kıldı. İsrail hava kuvvetleri o zamandan beri Suriye hava sahasına girmedi ve komşu topraklardan saldırılar gerçekleştirmedi. Zira bu saldırıların artık etkili olmadığını gördü. Çünkü Suriye uçaksavar ağının yakın zamanda güçlendirildi. Moskova, Şama modern hava savunma teçhizatı ve Rus uzmanlar tarafından doğrudan denetim sağlayarak takviyede bulundu.” Kaynak, Rus askeri uzmanların şu an bu görevlerde Suriye ordusuna yardım ederken geçmişte de İsrail saldırılarını püskürtmeye katılmadıklarını kaydetti. Ayrıca söz konsu gelişmenin İsraillilere durumun değiştiğine ve sahadaki yeni gerçeklikle başa çıkmanın gerekli olduğuna dair doğrudan mesajlar taşıdığına inandığını aktardı. Moskovanın, İran bölgeleri hedef alınırken çoğunlukla sessiz kaldığına ancak Moskovanın doğrudan denetlediği Suriye komuta ve kontrol sitelerinin ve araştırma merkezlerinin hedef alınmasını eleştirdiğine işaret eden kaynağı bu değişikliğin "Suriye topraklarındaki tüm olası hedefleri kapsadığını" düşünmesi dikkat çekici. Son gelişmeler, Moskovanın İsrail saldırılarını ele alışında niteliksel bir değişimi yansıtırken, Moskovanın "sabrının tükendiğinin" gösteriyor. Çünkü Rusyanın Suriye topraklarında teamülleri için net kurallar koyma çağrıları Tel Aviv tarafından görmezden gelinmeye devam ediyor. Yılın başında Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, İsraillilere Suriyedeki hareket için "yeni kurallar" üzerinde anlaşmanın önemine ilişkin bir mesaj göndererek ülkesinin, İsrail tarafıyla "yakın koordinasyonu" sürdürdüğünü, Suriye topraklarının İsrail’e karşı kullanılmasını kabul etmediğini söyledi. Aynı zamanda Suriyeyi bölgesel taraflar arasında bir çatışma alanına dönüştürmemesi çağrısı yaptı. Lavrov söz konusu dönemde ülkesinin İsraile, Suriye topraklarından kaynaklanan güvenlik tehditleri hakkında kendilerine bilgi vermelerini teklif ettiğini ve böylece Suriyeyi bölgesel çatışmalar için bir arena olmaktan kurtarabileceklerini söyledi. Lavrov açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "İsrail’in dedikleri gibi Suriye topraklarından gelen güvenliğine yönelik tehditlere yanıt vermek zorunda olmasına ilişkin Tel Avivli meslektaşlarımıza birkaç kez şunu söyledik: Bu tür tehditleri tespit ederseniz, lütfen bize bu konuda bilgiler verin. Biz ilgileneceğiz." Ancak Lavrova göre bu teklife İsrail olumlu cevap vermedi. Söz konusu duruma rağmen Rus kaynak dün Şarkul Avsata verdiği röportajda Rusya’nın Amerika ile diyalog kanallarının açılmasına işaret etti: "Moskova, Suriye hava sahasını ve Suriye egemenliğini koruma dosyasıyla ilgilenmesini engelleyen büyük bir engeli ortadan kaldırdı. Washington ile koordinasyonsuzluk ve diyalog kaybı olduğu takdirde durum çok daha karmaşık olabilirdi. Burada, Moskovanın sabırsızlığından değil, siyasi gerçeklerdeki bir değişiklikten bahsediyoruz." Ayrıca Suriye Dışişleri Bakanlığı, İsrailin perşembe sabahı Suriyenin merkezindeki El-Kusayr bölgesini füzelerle hedef alan saldırılarını kınadı. Bakanlıktan şu açıklamada bulunuldu: "İsrail işgal yetkilileri, perşembe günü sabah saat yaklaşık 01:13’te Lübnanın başkenti Beyrutun kuzey doğusundan, Humus şehrindeki El-Kusayr bölgesine ardı ardına füzeler fırlatarak Suriye Arap Cumhuriyeti’ne yeni bir hava saldırısı düzenledi.” Bakanlık açıklamasında, İsrail’in iki gün önce de Halep şehrinin güneydoğusundaki El-Safira bölgesine hava saldırısı düzenlediği kaydedildi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: “İsrail makamlarının bölgede devam eden terör uygulamalarının, birbirini takip eden ABD yönetimlerinin ve bazı Batılı ülkelerin koruması ve suçlarını örtbas etmesi olmaksızın gerçekleşmesi mümkün değildir. Ayrıca uluslararası toplumun bazı üyelerinin son zamanlarda artan İsrail saldırılarını ve suçlarını görmezden gelmeye devam etmesi, Suriye’nin bazı bölgelerinde konuşlanmış silahlı terör örgütlerinin yanı sıra Tel Aviv’i de suç ortağı yapmaktadır. Suriye, anayasası, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve uluslararası hükümlerce güvence altına alınan topraklarını, halkını ve egemenliğini savunma hakkını kullanmaktan çekinmeyeceğini bir kez daha vurguluyor.” Bakanlık yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyini bir kez daha, en önemlisi uluslararası barış ve güvenliğin korunması olan Birleşmiş Milletler Sözleşmesi çerçevesindeki sorumluluklarını üstlenmeye davet etti. İsrail’in 1974 Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması ile ilgili kararlara uyması için zorlanması ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesini ve uluslararası hukuk hükümlerini aleni olarak ihlal eden, terörü destekleyen ve Suriye egemenliğine saldırı düzenleyen tüm tarafların terör ve Suriye halkına karşı işlenen suçlardan hesap vermesi talebinde bulundu.
مشاركة :