Fransa Dışişleri Bakanı Tahran’ın nükleer programı konusunda uyardı: İran, zaman faktörünün lehine işlemediğini anlamalıdır

  • 9/29/2021
  • 00:00
  • 5
  • 0
  • 0
news-picture

İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ve batılılar arasında 12 Eylül’de imzalanan anlaşma uyarınca uluslararası denetçilerin İran’ın nükleer dosyası konusunda görevlerini yerine getirmelerini imkansız hale getiren engeller nedeniyle iki taraf arasında restleşmeler sürerken, ABD’nin Viyana’daki müzakereler dönüşün başarısız olması ihtimaline karşı bir “B Planı” hazırlamak için çalıştığı yönünde haberler sızdırılıyor. Paris ise Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın 76. BM Genel Kurulu’nda sert ifadeler kullandığı konuşması ile kriz hattına müdahil oldu. Le Drian’ın uzun konuşma kaydı, dünya genelini kuşatan ve güvenlik, barış ve istikrarı tehdit eden krizler için kapsamlı teklifler içeriyor. İran’ın nükleer dosyası konusunda uluslararası minberi kullanan Le Drian, İran’a yönelttiği uyarıda iki noktaya odaklandı: Birincisi zaman faktörü, ikincisi ise yeni bir anlaşmaya varılamaması veya bazı düzenlemeler yapılmak kaydıyla (batılılar 2015’te imzalanan nükleer anlaşmada birtakım eksikliklerin bulunduğunu ve bu konularda uzlaşı sağlanması gerektiğini vurguluyor) 2015’teki ilk anlaşmaya dönülmemesinin yol açacağı sonuçlardı. Le Drian, yaptığı konuşmada, “İran nükleer programının sürmesi, bizim en üst düzeyde tavizsiz olmamızı gerektiriyor. İran zaman faktörünün lehine işlemediğini anlamalıdır” dedi. Le Drian verdiği bu birinci mesajla, İran yönetiminde oluştuğu görülen “nükleer programını sürdürme noktasında zaman faktöründen faydalanma ve böylece ABD ve batılıların İran’a karşı vermeyi reddettiği tavizleri koparma” şeklindeki kanıyı dağıtmak istiyor. Batı İran’ın zenginleştirilmiş uranyum üretim çalışmalarına hız vererek gerçek anlamda nükleer sınıra ulaşmak için çabaladığı kanaatinde. Bu bağlamda Le Drian verdiği ikinci mesajında, “İran nükleer programı tehlikesinin artmasıyla birlikte büyük bir krizin patlak vermesi ihtimali de artıyor” ifadesini kullandı. Le Drian’ın ikinci mesajı, ABD ve İsrail’in İran’ın nükleer uygulamalarını sınırlandırmak için diplomasiden uzak bir plan arayışında olduğuna işaret ediyor. Fransa Cumhurbaşkanlığı’ndan bir yetkili dün yaptığı açıklamada, İran’ın herhangi bir gerginlikten kaçınması için görüşmelere dönmesi gerektiğini belirtti ve ekledi, “Yeni şartlar belirleme zorunluluğu yok. Çünkü anlaşmanın kriterleri açık.” Yetkili, Çin başta olmak üzere İran ile müzakere yürüten büyük güçlere, kendilerini ifade edebilmeleri ve daha kararlı bir şekilde davranmaları için “bir olmayı sürdürme” çağrısı yaptı. Fransa’nın bu pozisyonu, daha önce ABD Başkanı Joe Biden yönetiminden üst düzey bir yetkilinin “müzakere kapısı sonsuza dek açık kalmayacak” şeklindeki açıklamasının uygulaması gibi görünüyor. Nitekim ABD basını İran nükleer programına yönelik gelecekte izlenecek plana ilişkin sızıntılar yapmaya devam ediyor. Aynı şekilde İsrail Başbakanı Naftali Bennett, İran’ın bir nükleer güce dönüşerek İsrail’in ‘Ortadoğu’da bu silaha sahip tek ülke’ olmasına son vermesini doğrudan engellemekle tehdit etti. BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında İran’ı ikna etmek için yeni bir girişimde bulunarak üslubunu yumuşatan Le Drian, Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018’de anlaşmadan çekilmesine atıf yaparak “ABD’nin eski pozisyonu İran’ın (2015’te imzalanan anlaşmadaki) yükümlülüklerini ihlal etmesini haklı kılmıyor” dedi. Le Drian’ın açıklaması sırasında verdiği bir haber ise Fransa’nın, Viyana’da İran ile müzakere yürüten İngiltere, Almanya, Rusya, Çin ve Avrupa Birliği (AB) temsilcileriyle birlikte oynadığı rolle yetinmediğini gösterdi. Zira Le Drian, ülkesinin “diyalog için faydalı bir girişimler başlatacağını” duyurdu. Ancak Fransız Bakan bu girişimlerin içeriği ve zamanı hakkında bilgi vermedi. Nükleer anlaşmadaki tüm tarafların, Viyana’daki müzakere masasını terk etmesinin üzerinden yüz gün geçen Tahran’ı masaya döndürmek için çabaladığı biliniyor. Ocak 2022’den başlayarak 6 ay süreyle AB başkanlığını üstlenecek olan Paris’in, Washington ve Tahran arasında arabulucu rolü üstlenmesi uzak bir ihtimal gibi görünmüyor. Paris 2019 sonbaharında düzenlenen G7 Zirvesi’ne başkanlık yaptığı sırada da aynı rolü üstlenmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Irak’a Komşu Ülkeler Zirvesi kapsamında İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile bir araya geldiğine ve iki kez de yeni İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile telefonda görüştüğüne işaret etmekte fayda var. İran-Fransa uzlaşmasının Lübnan’da yeni hükümetin kurulmasını kolaylaştırdığı kanaati, iki taraf arasındaki iletişim kanallarının açık olduğuna işaret ediyor. Nitekim İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan’ın, Macron’un kendisine gönderdiğini söylediği davet üzerine gelecek haftalarda Fransa’yı ziyaret etmesi bekleniyor. Peki, İran bu ziyaretle herhangi bir atılım gerçekleştirebilecek mi? İran tarafı esneklik görmek istiyorsa, bunu isteyeceği ve bunu yapacak tarafın Washington olduğu zira bu tabloda Paris’in iki taraf arasında mesaj taşımaktan öte bir rolünün olmadığı açıktır.

مشاركة :