Libya’da, Ulusal Mutabakat Hükümeti aşamasının bittikten birkaç ay sonra Ulusal Birlik Hükümeti aşaması başladı. Bununla birlikte, bugünlerde Libyanın başkenti Trablusa gelen hiçbir ziyaretçi, bu süreçte sahada meydana gelen somut değişiklikleri, ruhlara ekilen iyimserliği ve dört bir taraftaki olumlu havayı görmeden edemez. Şehirde gezdiğinizde ilk dikkat çeken şey, şehrin sokaklarında ve kaldırımlarında yığılan çöp dağlarının, bunların neden olduğu pis kokunun ve yılın çoğu mevsiminde sebep oldukları hastalıkların yerini tertemiz sokakların almış olması. Ayrıca Merkez Bankasının kasalarına milyarlarca dolar pompalamasıyla bankaların işlem tıkanıklığı azaldı ve önlerindeki uzun kuyruklar ortadan kalktı. Bunun yanı sıra şehrin çeşitli bölgelerinde, kamusal ve özel düzeylerde kentsel yapı sektörüne canlılık geldi, yoğun nüfuslu birçok bölgede yollar genişletildi ve asfaltlandı, geçmiş yıllarda çalınan araziler ve kamu malları geri alındı. Enerji sektöründe de değişiklikler oldu. Hükümet geçtiğimiz yıllarda hizmet dışı kalan elektrik santrallerini onarmak için nihayet fon sağlayabildi. Bu santraller, çatışma ve çarpışmalar sırasında hasar görmüştü. Ayrıca sokakları suçlulardan, uyuşturucu ve alkol kaçakçılarından temizlemeyi amaçlayan güvenlik operasyonları başlatıldı. Uyuşturucu satıcılarına karşı yürütülen son güvenlik operasyonunda, zehir tacirlerinin kaçak yollarla ülkeye soktukları uyuşturucuları sakladıkları depo ortaya çıkarıldı. Ancak en heyecan verici değişiklikler, Başbakan Abdulhamid Dibeybenin, düşük rütbeli memurların ve memur emeklilerinin maaşlarını artırma, fiziksel ve zihinsel engellilere, sosyal güvenlik emeklilerine ve diğer yoksul gruplara sağlanan nakit yardımın miktarını yükseltme konusundaki cesur kararıydı. Başbakanın 50 bin gencin evlenmesine yardım etmek için bir milyar Libya dinarı fon ayrılması yönündeki kararı da yine cesur bir adımdı. Bu kararlar, yıllardır savaşların, katliamların, yıkımların ve yasların musallat olduğu şehrin sokaklarına yeniden umut ve neşe getirdi. Özellikle son zamanlarda alınan kararlar ile Dibeybe, halkın desteğini ve memnuniyetini kazanmasına rağmen eleştirilmekten ve şüpheci yaklaşımlardan kurtulamadı. Eleştirmenler bunu kamu parasının israfı olarak değerlendiriyorlar. Başbakanın niyetlerine şüpheyle bakanlar ise iki ay içinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için hazırlık süreci devam ederken vatandaşların borçlarını satın almanın bir nevi seçim rüşveti olduğunu belirtiyorlar. Onların görüşlerine katılmayan birçok kimse ise kamu parasının yoksulların zor yaşam koşullarını kolaylaştırmak için kullanılmasının, paraların milis liderlerinin ve yurtdışındaki yardımcılarının hesaplarına gitmesinden veya silah sevkiyatı faturalarının ödenmesi için kullanılmasından çok daha iyi olduğunu söyleyerek cevap veriyor. Başkanlık Konseyi başkanı Sayın Faiz el-Serracın liderliğindeki eski Ulusal Mutabakat Hükümetinin talihsizliği, kanlı askeri çatışmaların ortasında, zor, neredeyse olağanüstü siyasi koşullarda doğmasıydı. Buna, Serrac’ın siyasi deneyimsizliği, tecrübe ihtiyacı ve silahlı grupların kontrolünü ele almakta başarısız olması onlara rehin olması ve onların emrine girmesi eşlik etti. Bay Serrac’ın silahlı taburları veya aşiret nüfuzu yoktu. Kitleleri hükümeti etrafında seferber etmeyi başaramadı. Ek olarak, deneyimsizliğinin bir sonucu olarak, hükümetini meşrulaştıran büyük uluslararası desteği, silahlı grupların liderlerini dizginlemek ve onlara siyasi şantaj yapmak için nasıl kullanacağını bilmiyordu. Konumunu korumakla meşgul olması, onu vatandaşların, özellikle de hizmet verenlerin günlük sorunlarını çözmekten alıkoydu. Sokaklardan ve mahallelerden çöp toplama sorunu da dahil olmak üzere hiçbir sorununa çözüm getiremedi. Serrac’ın halefi Abdulhamid Dibeybe ise çok farklı. Dibeybe, büyük bir iş adamı, halkla ilişkiler konusunda bilgili ve hem ulusal hem de uluslararası desteğe sahip. Bunun yanı sıra askeri olarak vurucu bir güç olan Misrata şehrine mensup. Sosyal nezaketi, vatandaşlarla bağ kurması, çeşitli şehir ve köyleri ziyaret etmesi, insanların şikayetlerini dinleme konusundaki hevesi sebebiyle insanlar onu sevdiler ve ona güvenerek etrafında toplandılar. Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir ile verimli bir işbirliği yürüterek ikili ilişkilerini pekiştirmeyi başardığını da unutmamak gerekir. Herkesin bildiği gibi, eğer söylentiler doğruysa Bay Dibeybe Aralık 2021deki bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak istiyor. Onun bu isteği, geçiş dönemi yönetiminden sorumlu kişilerin gelecek seçimlere katılamayacağını bildiren Cenevredeki Libya Siyasi Diyalog Komitesinin kararlarıyla çelişiyor. Ancak - kişisel bir bakış açısından - bu kararlar değiştirilemeyecek kutsal bir metin değil. Kişisel görüşüme göre, Sayın Abdulhamid Dibeybenin şiddetli rakiplerine karşı cumhurbaşkanlığı seçim savaşına girme isteği meşrudur. Onun meşruiyeti, birçok hayati hizmet ikilemini çözmede gösterdiği çabalarla, kamu ve özel bankalara nakit likidite sağlayarak ekonomiye can vermesiyle ve ticaret sektörüne sağladığı kolaylıklarla tesis edilmiştir.
مشاركة :