Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’e ve ülkedeki istisnai tedbirlere muhalefet eden bir grup, 14 Kasım’da yapılacak protesto yürüyüşüne geniş katılım çağrısında bulundu. Kendisini ‘Darbe Karşıtı Vatandaşların Hareketi’ olarak isimlendiren grupta siyaset dünyasından isimler, bazı partilerin üyeleri ve aktivistler bulunuyor. Darbe Karşıtı Vatandaşların Hareketi, dün yaptığı açıklamada, Tunuslu vatandaşları “Yargı otoritesi ile dayanışma içinde Anayasa ve Meclis’in meşruiyetini savunmak amacıyla keyfi olağanüstü duruma son verilmesi için gösteri düzenlemeye” çağırdı. Bu çağrı, Said’in muhalifleri tarafından atılan en son adım olarak biliniyor. Protesto yürüyüşünün Tunus Meclis binasının karşısındaki Bardo Meydanı’nda yapılacağı bildirildi. Bundan önceki protesto yürüyüşü 10 Ekim’de Habib Burkiba Caddesi’nde düzenlenmişti. Darbe Karşıtı Vatandaşların Hareketi, dün gerçekleştirdiği basın toplantısında, Meclis faaliyetlerinin yeniden başlaması, Anayasa’nın askıya alınması durumuna son verilmesi ve bir ulusal kurtuluş hükümetinin oluşturulması taleplerini dile getirdi. Yetkileri dondurulan Meclis’in Birinci Başkan Yardımcısı, Semire eş-Şevaşi, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Meclis Başkanlığı ile yaptığı görüşmede Cumhurbaşkanı’ndan en çok duyduğumuz şey, onun ‘füzeler fırlatma rampalarının üzerinde duruyor’ sözü oldu. En tehlikeli füze cumhuriyete vuran füzeydi. Cumhurbaşkanlığı ülkedeki siyasi ve kurumsal krize yatırım yaptı” dedi. Said’in eski Siyasi Danışmanı Abdurrauf Bittayyib, “Bugün hiç kimse Tunus’un uluslararası alanda izole edildiğini inkar edemez. Bizim Avrupa Birliği, ABD ve G7 ülkeleriyle ortaklıklarımız var. Fakat hepsi de anayasal meşruiyete geri dönmeden işbirliğine dönülmeyeceği konusunda hemfikir” ifadelerini kullandı. Darbe Karşıtı Vatandaşların Hareketi’nin açıklamasında, “Tunus tarihinin dönüm noktasında, bu umutsuz darbenin otoriter eğilimi artıyor. Bu durum ülkeyi siyasi çıkmazın kalbine yerleştiriyor. Bunun en önemli tehlikesi de meşru olmayan hükümetin kurulmasının ardından Tunusluların ekonomik ve sosyal çıkarlarının tehlikeye atılmasıdır. Meşru olmaması hükümeti yükümlülükleri yerine getirme ve yaptırım gücünden mahrum bırakıyor” ifadelerini kullandı. Tunusun en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikaları (TGİS) de dahil olmak üzere siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, Cumhurbaşkanı Said’e reformların çerçevesini çizmek için katılımcı bir plan oluşturması ve 25 Temmuz’dan bu yana süren istisnai tedbirlerin ne zaman sona ereceğini gösteren bir takvim açıklaması çağrısında bulunuyor. Tunusun güneydoğusundaki Tatavin vilayetindeki Kamur Oturma Eylemi Koordinatörlüğü, imzalanmasının üzerinden 5 yıl geçen Kamur Anlaşması ile 8 Kasım 2020’de Meşişi hükümeti ile imzalanan anlaşmanın uygulanmamasına karşı duydukları öfkeyi dile getirmek için dün Tatavin şehir merkezinde protesto yürüyüşü düzenledi. Kamur Oturma Eylemi Koordinatörlüğü Sözcüsü Tarık el-Haddad, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Tatavin sakinlerini, haklarını talep etmeleri için protesto yürüyüşüne katılmaya çağırdı. Göstericilerin devletle savaştığı suçlamasını reddeden Haddad, “Sadece hakkımızı istiyoruz. Kamur Anlaşması’nın uygulanmasını istiyoruz. Üzerinden 5 yıl geçti ama herhangi bir ışık görmedik” dedi. Kamur bölgesinde üniversite diplomasına sahip işsiz gençler, istihdam ve kalkınma talebinde bulunarak, petrol şirketlerini, istihdam yaratma ve kalkınmayı sağlama konusundaki toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyor. Haddad, Cumhurbaşkanı Said’i sert sözlerle eleştirdiği açıklamasında, “Neden Tatavin’e hakkını vermiyorsun? Sarayın kapıları size açık demiştin. Tatavin’in gençleri yoksulluk ve işsizlik sebebiyle ellerinde kor ateş tutuyorlar. İşte şu an kor ateşi tutmaya devam ediyoruz ve sarayın kapıları bize açılmadı. Seni biz seçtik fakat Tatavin’in faydasına hiçbir şey yapmadın” ifadelerini kullandı. Said’in seçim kampanyasında yer alan Ahmed Şaftar, kalkınma programları ve projeleri oluşturmak için bir dizi planlarının olduğunu duyurdu. Şaftar, Said’in siyasi politikasının “siyasi ve sosyal bazı kazanımların sahada karşılık bulmasını, en küçük seçim bölgesine bölünen, bireysel oy sistemine dayanan ve geleneksel siyasi partilerin listelerini tanımayacak yeni bir oylama yolunu kullanarak vatandaşın yönetime katılımını ve öneri sunma hakkını teminat altına alacak bir yönetim sistemini pekiştirmeyi” hedeflediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Said’in son olarak genç kesimlerin katılacağı bir elektronik ortamda referandum düzenleyerek ulusal diyalog gerçekleştirme daveti Tunuslulardan farklı tepkiler aldı. Nitekim bazı partiler bu davetin ‘istişareden ibaret olduğunu, kelimenin tam anlamıyla ulusal bir diyalog anlamına gelmediğini, elektronik ortamda referandum yapılmasına izin vermeyen Seçim Yasasına aykırı bir süreç olacağını ve toplumdaki görüşlerin öğrenilmesi amacıyla bir referandumun yapılma şekline dair kriterlerin Seçim Yasasında yer aldığını’ ifade ediyor.
مشاركة :