İran’a sert mesajlar göndermeyi sürdüren İsrail, nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma yönündeki müzakerelerin başarısız olması halinde ‘yıkıcı bir askeri saldırı’ gerçekleştirileceği tehdidinde bulundu. İsrail Ordusu Kuzey Tugayı Komutanı Tümgeneral Amir Baram, “Bize savaş dayatılırsa, ordu yakında veya uzakta bulunan tüm terör altyapısını tamamen yok edecek” dedi. İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Amikam Norkin de kuvvetlerinin İsrail kasabalarını hedef alacak İran füzeleri tehdidiyle yüzleşmeye hazırlandığını vurguladı. Maariv gazetesinin ordu haberleri departmanında çalışan editörü Tal Lev-Ram’ın haberine göre ordu liderleri, çeşitli senaryoların ele alındığı tatbikatlarda Hava Kuvvetlerinin hazır olup olmadığına odaklanıldığı ve İrandan gelebilecek saldırılara hazırlanıldığını aktardı. Ordu tarafından yapılan tahminlere göre İran’ın tam teşekkülü bir saldırı düzenleme kabiliyetine sahip olmasına en az bir yıl var. Lev-Ram, ordunun İran tesislerine karşı yıkıcı operasyonlar başlatmak için sahip olduğu yetenekleri geliştirme yönünde yoğun bir şekilde çalıştığını ve nükleer programı engelleyecek saldırılarla yetinmeyeceğini vurguladı. Haaretz gazetesinden analist Amos Harel, şu an siyasete odaklanan İsrailli yetkililerin ‘İsrailin kendini savunma hakkını’ kullandığını, askeri tehditleri ise doğrudan orduya bıraktığını bildirdi. Bu hakkı İsrailin nükleer tesislere yönelik hava saldırısına çevirme olasılığının yüksek görünmediğini düşünen yetkililer, bu durumu Viyana müzakere turunun ilerleme olmadan sona erme olasılığı ile ilişkilendirdi. İsrail Başbakanı Naftali Bennettın ABD’nin tutumunu eleştirirken eski Başbakan Netanyahu’nun tonuna dönmekle suçlandığı yönünde değerlendirmeler mevcut. İsrail-ABD ilişkileri konusunda kıdemli bir uzman ise Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi: “Anlaşmazlıklar olsa bile bunlar küçük ve yüzeyseldir. Aslında iki ülke kapsamlı ve derin bir koordinasyon içinde. Washington ve Tel Avivin İran projesine karşı savaşta ortak tavırda olduğunu söylemek istemiyorum. Ancak her birinin tutumunun birbirini tamamladığına eminim. İran tehdidi konusunda aynı fikirdeler.” İsrailli yetkililerin bir kısmı daha önce, İsrail ile ABD arasında bir tutum çatışması olduğu uyarısında bulunmuştu. Aralarından biri bu hafta başlarında İsraili ziyaret eden ABDnin İran Özel Temsilcisi Robert Malley ile yaptıkları görüşmeleri ‘zor ve derin bir hayal kırıklığı’ şeklinde değerlendirdi. Ancak Malley ile ayrı ayrı görüşmelerde bulunan Savunma Bakanı Benny Gantz ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid, Tel Avivin Washington ile iş birliği ve koordinasyon içinde çalıştığını doğruladı. İsrailin tutumunu anladığını söyledikleri Malley’in bunu müzakerelerde ABD heyetine yardım olarak gördüğünü de açıkça belirttiler. Yedioth Ahronoth’ta siyaset yazıları kaleme alan Nahum Barneanın belirttiğine göre Başbakan Bennett, ABDnin nükleer anlaşmaya geri dönüşünü kabul etmiş gibi görünmüyor. Barnea; Malley ile görüşmeyen, nükleer müzakereler yeniden başlamadan önce Beyaz Saray ile ilişkilerde kriz yaratmaya karar veren Bennett’ın bu yönde sert tavır takınmaması sonucu Beyaz Sarayın ‘İsrail’in çıkardığı gerilimin İran nükleer projesini hızlandırdığını’ belirttiğini vurguladı. “Bennett, Obamanın döneminde Netanyahunun yaptığı gibi Başkan Joe Biden ile çatışmayacak. Ancak Tahranda müzakerecilerle durumların iyi gittiğini anlamamaları için politikasını alenen eleştirmeye karar verdi” ifadelerini kullandı. Netanyahu hükümetinde İran dosyasını ele alan eski Mossad şefi Yossi Kohen de Bennett hükümetiyle tutarlı bir tutum sergiliyor. Kohen dün Ynet internet sitesine verdiği röportajda şunları söyledi: “İran varlığımızı tehdit eden bir yola girdiği takdirde İsrailin nükleer tesislere yönelik bağımsız saldırısı masada olmalı. İyi bir anlaşma, İranın nükleer bombaya yönelik başarılar elde etmesini engelleyebilir. Geçmişte imzalanan gibi kötü bir anlaşma ise ideal olmayacaktır. Nitekim, İrandan yeteneklerini çekip almakla yükümlüyüz.” Kohen nükleer meselede ABD’lilere güvenip güvenmediği konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu: “İyi bir anlaşma talep edeceğimize güveniyor, ABDnin kötü bir anlaşmanın ne olduğunu anladığını umuyorum. İran, özellikle de Başkan Donald Trump anlaşmadan çekildiğinden bu yana, son zamanlarda, bizim açımızdan kötü yola girmeye karar verdiği takdirde neler olabileceğini gördü.” İsrail güvenlik birimlerinin dün ABDyi İranın nükleer projesine dikkat etmeye çağırdığı kaydedildi. Aynı zamanda İranın Lübnan’daki Hizbullaha, Irak, Yemen ve Suriye’ye onlarca insansız saldırı uçağı naklettiğine dair yakın zamanda topladığı bilgileri içeren bir raporu Pentagona ilettiği belirtildi. İranın Eylül 2019dan bu yana Ortadoğuda gerçekleştirdiği altı saldırıdan üçünde (aynı ay Suudi Arabistan’a, geçtiğimiz temmuz ayında Mercer Street tankerine, nisan ayında da Hyperion Ray gemisine yapılan saldırılar) insansız hava araçları kullandığı tespit edildi. Resmi İsrail kaynaklarından alıntı yapan Haaretz gazetesinin haberinde şu ifadeler kullanıldı: “İran, nükleer programıyla ilgili çıkarlarını ilerletme amacı güden bir baskı aracı olarak insansız hava araçlarını kullanıyor. Basra Körfezine saldırılar düzenliyor. Sivil hedeflere yönelik saldırıların zamanlaması ile İranın ABD ve büyük güçlerin aynı anda atmasını istediği adımlar arasında birçok ilişki gözlemlendi.”
مشاركة :