Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Âl-i Suud, bölge ülkelerinin karşı karşıya kaldığı en önemli zorluğun hakları için kalkınma, istikrar ve refahın sağlanması olduğunu belirterek, bunun bölgenin güvenlik, istikrar ve tehditlerden korunmadan sağlanamayacağını söyledi. Suudi Bakan dün başkent Riyaddaki Diriye Sarayında düzenlenen 42. Körfez Zirvesi’nin tamamlanmasının ardından düzenlediği basın toplantısı sırasında, başta içişlerine müdahale olmak üzere zorluklarla yüzleşmek için bölge ülkeleri arasındaki işbirliği ve dayanışmanın öneminin yanı sıra bazı tarafların güvenliği ve diğerlerini istikrarsızlaştırmaya yönelik faaliyetlere vurgu yaptı. Bakan açıklamasında, “Bölge ülkelerinin karşı karşıya olduğu en önemli zorluklardan biri vatandaşlarımız için kalkınma, istikrar ve refah sağlamak. Bu Suudi Arabistan, Körfez ve Mısır liderlerinin ana endişesi. Güvenlik ve istikrar olmadan refah ve kalkınma olmaz, bölge güvenli ve tehditlerden uzak” şeklinde konuştu. Prens Faysal, “İçişlerine müdahale, güvenliği istikrarsızlaştırmaya çalışan bazı tarafların faaliyetleri dahil olmak üzere zorluklarla yüzleşmek için işbirliği ve dayanışmaya ihtiyaç var. Yemen’de olup bitenler, İran’ın Husi desteği, Libya’daki paralı askerler, Suriye’deki dış güçler, bütün bunlar endişe veriri ve terörizm bölgedeki bazı ülkeleri için hala tehdit. Hepimiz istikrarlı ülkeler olarak buna karşı koymak adına koordine eme rolüne sahibiz. Körfez ülkeleri ve özellikle Mısır gibi diğer ortaklarımızla güçlü bir koordinasyon var” dedi. İran nükleer dosyasına ilişkin Viyana görüşmeleriyle ilgili bir soruya yanıt veren Suudi Bakan, İran nükleer programının en çok tehdit eden şey olduğu göz önüne alındığında bölge ülkelerinin müzakerelere katılma arzuna değinerek, çözüme yakın şeylerden bahsetti. Viyana’dan gelen haberlerin iyimser olmadığını söyleyen Faysal, “İranın çetin bir pozisyonu var ve görünüşe göre önceki turlarda üzerinde anlaşmaya varılanlar tersine çevriliyor. Bu endişe verici, müzakerelerin başarılı olmasını ve bölgedeki krizi yatıştırmak için daha güçlü ve daha uzun bir anlaşmaya varılmasını, İran tarafıyla işbirliği, bir arada yaşama ve gerçek ortaklıklar kurma yolunu açmasını umuyoruz” dedi. İran’ın, bölge ülkeleriyle olumlu ilişkiler, güvenlik ve istikrarın sağlanmasını arzuladığını açıkladığına değinen Prens Faysal, Tahranı sözleriyle eylemlerini bir tutmaya çağırarak, “B izim için önemli olan eylemler. Bu niyetlerin gerçeğini ortaya çıkarmak için birden fazla Körfez ülkesi ile İran arasında görüşmeler yapılıyor. Şimdiye dek kadar sahada gerçek bir değişiklik görmedik. Karşılıklı fayda sağlayan bir komşuluk ilişkisi arıyoruz ama bu, sözlerin eyleme dönüşmesini gerektiriyor” ifadelerini kullandı. Öte yandan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Nayef el-Hacraf, KİK ülkelerinin 2025 yılına kadar ekonomik birliğe ulaşmayı hedeflediğini belirterek, Ekonomi ve Kalkınma İşleri Kurumu’nun, ortak pazarla ilgili olarak Yüksek Konsey tarafından verilen 99 kararı takip ettiğini ve her ülkenin ulusal mevzuatın çıkarılması açısından yüzde 85i aşan bir başarı oranına sahip olduğunu söyledi. Bu kurumun Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in vizyonunu karşılamak için özel olarak kurulduğunu belirten Hacref, kurumun 2025 yılına kadar ortak Körfez pazarına ulaşmak için tüm dosyaları takip ederek Körfez ortak pazarı ve gümrük birliğinin gerekliliklerini yerine getireceğini bildirdi. KİK ülkelerinin kazanımları ve toplu güvenliklerini korumaya kararlı olduğunu dile getiren Hacref, yakın zamanda Riyad’daki Birleşik Askeri Komutanlığı karargahının açılmasının KİK’in en belirgin kazanımlarından biri olarak, KİK’in güvenlik ve istikrarını herhangi bir dış tehditten korumak için barış ve kararlılık mesajı taşıdığını vurguladı.
مشاركة :