Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye’de devam eden krizde, 2022 yılında iki nedenden dolayı az da olsa değişiklik yaşanacağına ilişkin iyimserliğini dile getirdi. Pedersen’e göre bu nedenlerin ilki, çatışma taraflarının yaklaşık 21 aydır temas hatlarında herhangi bir değişiklik olmaksızın bir çıkmaz içinde devam etmesi, ikincisi de tüm tarafların mevcut durumda bir arada yaşama yükünü taşımak istememeleri. Özel Temsilci iyimserliğine rağmen savaşın parçaladığı ülkedeki insani durumun son on yılda kötüleşmeye devam etiğine dikkat çekti. Pedersen, 20 Aralık’ta New York’ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) verdiği brifingde, temas hatlarının sıklığına rağmen uluslararası toplumun kız çocukları ve kadınlar da dahil olmak üzere sivillere karşı şiddet eylemlerinin ve sistematik insan hakları ihlallerinin devam ettiğine tanık olduğunu vurguladı. Pedersen’e göre açlık ve yoksulluk oranları artarken trajedi ekonomik çöküşle birlikte daha da derinleşti. Suriye’de yardıma ihtiyacı olanların sayısı, çatışma başladığından bu yana en yükseğe, 14 milyona ulaştı. On binlerce kişinin halen gözaltında tutulduğuna, kaçırıldığına veya kaybolduğuna dikkat çeken Geir Pedersen, Suriye’nin içinde ve dışında halen 13 milyon insanın yerinden edilmiş durumda yaşadığını belirtti. “Bunların çoğu, vatanını tanımayan, güvenli ve onurlu bir geri dönüş umutları gelişmeyen çocuklardan oluşuyor” dedi. Özel Temsilci, bu durumun özellikle Suriye’nin komşuları açısından zorluk teşkil ettiğini belirterek Suriye’nin de halen birbirinden uzak bölgelere bölünmüş durumda olduğunu vurguladı. Pedersen sözlerini şöyle sürdürdü: “Otoriteler, emri vaki ile sahadaki kontrollerini sağlamlaştırdı. Beş yabancı ordu Suriye sahasında mücadele etmeyi sürdürüyor. Suriye istikrarsızlık ekmeye devam ediyor ve paralı askerler, uyuşturucu kaçakçılığı ve terörizm için bir sığınak oluşturuyor. BMGK’nın 2254 sayılı kararının kabul edilmesinin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen ne yazık ki halen uygulanmasından oldukça uzağız.” BM Özel Temsilcisi, Suriye’de iki nedenden dolayı az da olsa bir değişiklik olacağı konusundaki iyimserliğini dile getirdiği açıklamasında buna rağmen insanların acılarının devam ettiğini kaydetti. Yerinden edilme krizi, ekonomik çöküş, ülkenin fiili bölünmesi, yeniden artan gerilimin tehlikeleri ve devam eden terör tehdidi ortasında maliyetlerin yüksek olduğunu ifade etti. Suriye çatışmasındaki aktörlerin liderleriyle tüm temaslarında bu koşullar üzerinde durduğunu söyleyen Pedersen, “Her ay, siyasi ve ekonomik adımlara duyulan ihtiyaç konusunda eskisinden daha büyük bir farkındalık olduğunu ve bu adımların ancak birlikte ve adım adım atılabileceğini hissediyorum” ifadesini kullandı. Bölge ülkeleri ve Suriyeli taraflar ile temaslarının ardından yaptığı değerlendirme doğrultusunda ‘tüm taraflar arasında halen büyük bir güvensizlik yaşandığını’ beliren Pedersen herkesin ‘Biz adım attık ama karşı taraf atmadı’ mesajını ilettiğini kaydetti. BM yetkilisi, Cenevre’de iki taraflı olarak farklı Suriyeli ve uluslararası kesimlerin üst düzey yetkililerle istişare etmeye başladığı bilgisi verdiği açıklamasında “Bu istişareler için çalışmalar şu an için devam ediyor. İstişare sürecinin ilk turu ocak ayında gerçekleştirilecek” dedi. Pedersen, şu ana kadar Rusya, Avrupa Birliği (AB), Türkiye ve Katar ile Cenevre’de ikili istişarelere katıldığını belirterek yeni yılda başka taraflarla da görüşmeyi umut ettiğini vurguladı. Ayrıca tüm tarafları yalnızca önceliklerini ve taleplerini sunmaya değil, aynı zamanda masaya ne koymak istediklerini de netleştirmeye çağırdı. BM Özel Temsilcisi, Suriye’deki siyasi çözümün Suriye tarafından yönetilmesi ve sahiplenilmesi gerektiğini vurguladığı açıklamasında ancak birçok sorunun çözümünün yalnızca Suriyelilerin elinde olmadığını kaydetti. “Ana taraflar ortak öneme sahip konularda karşılıklı adımlar üzerinde birlikte çalıştıklarında bir miktar ilerlemenin mümkün olduğuna tanık olduk” ifadesini kullandı. ABD-Rusya iletişim kanallarının BMGK’nın 2585 sayılı kararlarının kabulünün temellerinin atılmasına katkıda bulunduğunu, bu nedenle bu konunun sürdürülmesinin ve korunmasının önemli olduğunu dile getiren Geir Pedersen, BM Genel Sekreteri’nin son raporunda söylediklerine de atıfta bulunarak, “Erişimi artırmak ve erken kurtarma çabalarını genişletmek de dahil olmak üzere insani ihtiyaçlara yanıt vermek için her fırsata yatırım yapmaya devam etmek zorundayız” dedi. Pedersen, Nur Sultan şehrindeki ekibinin ‘tutuklu ve kaçırılanların serbest bırakılması, cesetlerin teslimi, kayıp şahısların akıbetinin belirlenmesi ve bu dosyanın çeşitli boyutlarında somut ilerleme için baskının sürdürülmesi’ ile ilgili çalışma grubu toplantısına katılacağını söyledi. BM yetkilisi ayrıca, ekibinin, 16 Aralık’ta çalışma grubu çatısı altında gerçekleştirilen son yayın sürecini ofisinden gözlemciler eşliğinde inceleyeceğini vurguladı. BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha geniş bir süreci ilerletmek için çabalarken aynı zamanda Suriye liderliğinde ve sahipliğinde Anayasa Komitesi’nin yeni bir oturumunu düzenlemeye çalışıyorum. Özel Temsilci Yardımcısı Sayın Havla Matar, yeni bir oturumun düzenlenmesi konusunda istişarelerde bulunmak üzere geçen ekim ve kasım aylarında Şam’a iki ziyarette bulundu. Ayrıca İstanbul’da Suriye Müzakere Komitesi ve eş başkanıyla bir araya geldi.” Heyetlerin sadece anayasal metinleri sunmalarının büyük önem taşıdığını söyleyen Pedersen ancak tüm tarafların, çevrelerinde yaşanan tartışmalar ortasında sundukları metinleri değiştirmeye hazır olmaları gerektiğini de dile getirdi. Geir Pedersen, “Tüzüğün standartlarına ve iç düzenlemelerin temel unsurlarına uygun olarak, sonuç ve ilerleme sağlamak için hızlı ve sürekli bir şekilde komite çalışabilsin diye, komitenin görev tanımı uyarınca verimli bir taslak hazırlama sürecine ihtiyacımız var” ifadesini kullandı. BM’ye üye onlarca ülke, on yıldan uzun süren savaş sırasında Suriye halkına karşı işlenen ‘en ciddi suçların hesabının sorulması’ çağrısında bulunuyor. Ayrıca sınır ötesi yardımların teslimi için bir mekanizma da dahil olmak üzere mümkün olan tüm yollarla insani yardım göndermeye devam edilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Pedersen, kısa süre önce mevcut gelişmelerin gidişatını ‘son derece endişe verici’ olarak nitelendirirken Suriye’deki mevcut durum hakkında ‘alarm zilini’ çalmıştı. Bu uyarı, Anayasa Komitesi’nin küçük grubunun altıncı tur toplantılarının, ülke için yeni bir anayasa yazma konusunda ilerleme kaydederek, siyasi süreci ilerletmek için önemli bir ilerleme kaydedememesi sonrasında geldi.
مشاركة :