Rusya - Ukrayna savaşının 37. gününde de çatışmalar sürerken, Türkiye arabulucu rolünü korumaya devam ediyor. 29 Martta İstanbulda bir araya gelen Rusya ve Ukrayna heyetinin görüşmesinin ardından Rusya, özellikle Kiev ve Çernigiv civarındaki askeri operasyonlarını ciddi şekilde azaltacağını temin etmişti. Kiev de NATOya girmeyeceklerini fakat Avrupa Birliği üyeliği süreçlerinin Kremlin tarafından engellenmesine izin vermeyeceklerini belirtmişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinin emriyle 24 Şubatta başlayan savaşın ilk gününden beri Türkiye, iki ülke arasında dengeli bir diplomasi izledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 23 Şubattaki açıklamasında "Ukraynadan vazgeç deseniz vazgeçemeyiz, çünkü ülkemizin buradaki çıkarları çok ileri derecede. Rusyadan vazgeç deseniz ondan da vazgeçemeyiz, çünkü onunla da şu anda gerçekten ileri derecede birlikteliklerimiz var" diyerek Ankaranın pozisyonunu açıkça belirtmişti. Fransız devletine bağlı yayın kuruluşu France 24e konuşan uzmanlar, Türkiyenin iki ülkeyle ilişkileri doğrultusunda savaşta izlediği diplomasiyi değerlendirdi. ABD merkezli düşünce kuruluşu Alman Marshall Vakfının Ankara bürosundan Özgür Ünlühisarcıklı, Türkiyenin Ukraynayı destekleyen fakat doğrudan Rusyaya karşı çıkmayan pozisyonuyla savaşta ikircikli bir konumda olduğunu belirtti. ABDdeki St. Lawrence Üniversitesinde Türkiye üzerine çalışmalar yapan Howard Eissenstat ise Ankaranın hesaplamalarındaki en önemli unsurun ekonomik kriz olduğunu ifade etti. Ekonomik kriz ve ticari ilişkiler France 24ün haberinde, Türk Lirasının son bir yılda yüzde 47 değer kaybettiğine ve enflasyonun resmi rakamlara göre şubatta yüzde 54,44e yükseldiğine dikkat çekildi. Eissenstat, böyle bir ekonomik kriz durumunda Türkiyenin Rusyayla düşman haline gelmek istemediğini ve Rusyadan ithal edilen buğday, petrol ve doğalgazı kaybedemeyecek kadar çok kırılgan bir konumda olduğunu söyledi. Haberde, Türkiyenin doğalgazının yaklaşık yüzde 45ini, buğdayınınsa yüzde 70ini Rusyadan ithal ettiği, dolayısıyla Moskovanın önemli bir ticaret ortağı olduğu hatırlatıldı. Ayrıca Rusyanın Türkiye için turizmde önemli bir gelir kaynağı olduğu, geçen yıl ülkeyi ziyarete gelen 4,7 milyon Rus turistin toplam turist sayısının yüzde 19una tekabül ettiğine dikkat çekildi. Öte yandan Ukrayna da Türkiye için buğday ithalatı ve turizm alanında önemli bir ticaret ortağı. Türkiye, buğdayının yüzde 15ini Ukraynadan ithal ederken, geçen yıl yaklaşık 2 milyon Ukraynalı turist Türkiyeyi ziyarete gelmişti. Bayraktar TB2 Haberde, savaşta kullanılan Bayraktar TB2 silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) da Ukrayna - Türkiye ilişkilerinde son dönemde önemli bir unsur olduğuna dikkat çekildi. Kiev yönetimi geçen yıl Bayraktar TB2lerin ortak üretimi için Ukraynada bir fabrika inşa edileceğini duyurmuştu. France 24, Batı medyasından övgü toplayan Bayraktar TB2lerin yalnızca şu anki Rusya - Ukrayna savaşında Kiev tarafından değil, 2020de Ermenistan - Azerbaycan arasında çıkan Dağlık Karabağ savaşında da Bakü yönetimi tarafından kullanıldığını belirtti. Bayraktar TB2 SİHAlarını üreten şirketin başındaki kişinin Erdoğanın damadı Selçuk Bayraktar olduğuna da dikkat çekildi. Eissenstat, Türkiyenin Ukraynadaki uzun vadeli ekonomik çıkarları nedeniyle ülkenin Rusya tarafından ele geçirilmesinde bir kazanç görmediğini savundu. Akademisyen, Ankaranın Kremlini kendisinden uzaklaştırmadan sessizce Ukraynayı desteklediği değerlendirmesini yaptı. S-400 ve 15 Temmuz Harvard Üniversitesinde Türkiye üzerine araştırmalar yapan Reilly Barry, özellikle S-400 savunma sistemi anlaşması ve 15 Temmuz 2016daki darbe girişimi sonrası Türkiyenin Batıya karşı kuşkucu bir tavır takınarak Rusyayla yakınlaştığı değerlendirmesini yaptı. Barry, darbe girişiminin ardından ilişkilerin gidişatına dair Putin, Erdoğanın aklına şüphe tohumlarını başarılı şekilde ekerek Batının kendisi için nihai bir koruyucu rol oynamadığını ya da güvenlik teminatı sağlamadığını gösterdi. Türkiye, bir NATO ülkesi için ciddi bir kırmızı çizgiyi geçerek S-400 füzelerini Rusyadan satın aldığında, Putin hedeflediği etkiyi oluşturmayı başararak NATO müttefiklerinin arasını açtı yorumunu yaptı. Akademisyen, derinleşen ilişkilerin Türkiyeyi ABD veya diğer Batı Avrupa ülkeleriyle aynı söylemleri kullanarak Rusyayı kınayamayacak kadar hassas bir pozisyona soktuğunu savundu. "Ankaranın desteğini istiyorlar" Eissenstat ise Rusya ve Ukraynanın da Türkiyeyle ilişkilerini korumak istediğini vurgulayarak Her iki ülke de Ankarayla işbirliğine yakın durdu. Moskovanın Bayraktar TB2lerle ilgili şikayetçi olduğunu görmedik. Kievin Türkiyenin Rusyaya karşı yaptırım uygulamamasından şikayet ettiğini görmedik. Her ikisi de samimiyetlerinden şüphe edilecek derecede Türkiyeyi övdü çünkü ikisi de mümkün mertebe Ankaranın kendi tarafında olmasını ve karşı tarafı desteklememesini istiyor dedi. Independent Türkçe, France 24, AP, Foreign Policy
مشاركة :