Devrim Muhafızları daha da zenginleşirken İran 2027ye kadar iflasını ilan edebilir

  • 4/16/2022
  • 00:00
  • 9
  • 0
  • 0
news-picture

Haaretz gazetesi, Zvi Bar’elin İran ekonomisini, geleceğini, Devrim Muhafızları’nın konumunu, imtiyazlarını ve payını ele aldığı bir makalesini yayınladı. İşte Bar’elin o makalesi: Geçen yıl, 4 binden fazla İranlı doktorun yanı sıra, tesisatçılar, marangozlar hatta berberler gibi binlerce meslek sahibi göç etmek için başvuruda bulundu. Çünkü tüketim malları fiyatlarındaki keskin artış ve İran riyalindeki devalüasyonla artık ülkelerinde geçinemiyorlardı. İran parlamentosunun, Ticaret Bakanı Reza Fatemi Amin, Çalışma Bakanı Hüccet Abdulmelik ve Maliye Bakanı İhsan Handuzi gibi birçok hükümet üyesinin görevden alınması çağrısında bulunduğu hatırlanmalı. İran’ın 2021-2022 mali yılı için resmi bütçe açığı 17 milyar dolar olarak açıklandı, ancak yüzde 40lık bir enflasyon oranıyla çok daha yüksek - yaklaşık 25 milyar dolar – olduğuna dair tahminler var. Bakanların görevden alınması talepleri, 21 Mart (Nevruz) yılbaşı kutlamaları sonrasına ertelendi ve o tarihten bu yana üç hafta geçti, bu nedenle talep yenilendi. Sert eleştiriler bakanlarla sınırlı değil, siyasi başarısızlık, yaptırımların İran ekonomisi üzerindeki yıkıcı etkilerini ele alan gerçekçi bir ekonomik planın olmamasına ilaveten yolsuzluk, yanlış yönetiminden kaynaklanan açıkların sonucu olan büyük kayıplar nedeniyle suçlanan Cumhurbaşkanı İbrahim Reisiyi de içeriyor. Reisiyi eleştirenler- ki bunlara daha düne kadar destekleyenler de dahil- geçen bahar seçim kampanyası sırasında verdiği boş vaatlere işaret ediyorlar. Reisi’nin kâğıt üzerinde kalan vaatlerinden biri de 1 milyon yeni konut inşası. Rakamlar insanları ikna etmiyor Bu eleştirilere karşı Petrol Bakanı Cevad Uci, İranın petrol ihracatının son 12 ayda bir önceki yıla göre yüzde 40 arttığına ve 17 milyar dolar gelir elde ettiğine işaret eden iyimser bir rapor sundu. Rapora göre bu gelirlerin dağıtımı şu şekilde; yeni petrol ve doğal gaz sahalarının geliştirilmesine yatırım yapması beklenen Petrol Bakanlığı (yüzde 14,5), misyonu krizler sırasında İran ekonomisini güvence altına almak olan Ulusal Kalkınma Fonu (yüzde 20), gelirlerin yüzde 65ine sahip olan devlet istihdam kapısı. Uci, İranın çoğu Çine olmak üzere günde 75 bin varil petrol ihraç ettiğini belirtti. Ancak bu rakamlar -doğru oldukları varsayılsa dahi- İran halkını hükümetlerinin yaptırımlara karşı koyma gücü konusunda ikna etmiyor. İnsanlar bu petrol gelirlerinin akıbeti konusunda şüpheci, zira yeni hastaneler kurulmuyor, okullar artan öğrenci sayısını kaldıramıyor, ulaşım harap durumda ve bazı illerde su kıtlığı kuraklık noktasına ulaştı. Ancak İran ekonomisinin karşı karşıya olduğu gerçek tehlikenin kaynağı, devletin bankalardan, kişi ve kurumlardan aldığı ve milyarlara ulaşan borçlar. Bu taraflar, İran hükümetinin talep ettikleri milyarları ödeyememesi durumunda zarar görecek çıkarları konusunda endişeliler. Karamsar bir rapor Maliye Bakanlığı Planlama Dairesi tarafından Ağustos 2021de yapılan ve aynı yılın ekim ayında medyaya sızdırılan bir araştırma, yaptırımların kaldırılmaması halinde İranın 2027de iflasını ilan edebileceğini ön gördü. Karamsar rapor, İran riyalinin değerinin mevcut değerinin onda birine düşebileceği konusunda uyardı. İrana yönelik yaptırımlar bugün kaldırılsa bile Tahranın borcu 68 milyar dolar civarında olacak. Yaptırımlar olduğu gibi kalırsa, bu borçlar 560 milyar dolara kadar yükselebilir. Sosyal yardım sağlayan ve yoksul ailelere yardım eden bir kurum olan İran Sağlık Sigortası Kurumunun borcu tek başına 20 milyar dolar. Hükümet, bazı yükümlülüklerini yerine getirmek için son iki yılda olduğu gibi Ulusal Kalkınma Fonuna başvurabilir, ancak bu, İran anayasasına göre bir ihlal ve Dini Lider Ali Hamaneyin özel onayını gerektiriyor. Krizi hissetmiyor Bu ekonomik krizi hissetmeyen sadece İran Devrim Muhafızları, nitekim bütçesi 2021 yılına göre ikiye katlanarak 22 milyar dolara ulaştı. Karşılaştırma yapılacak olursa, Devrim Muhafızları, İran silahlı kuvvetlerinin yalnızca yüzde 10unu oluşturmasına rağmen, İranın düzenli ordusuna yalnızca 8 milyar dolarlık bir bütçe tahsis edildi. Devrim Muhafızlarının devlet bütçesi dışında başka mali kaynakları da var. Benzin istasyonları, havaalanları ve çok yakında başlayacağı pirinç üretimi gibi sivil ve askeri ürünleri kontrol ediyor. Devrim Muhafızları bu kontrolü, İrandaki inşaat projelerinin büyük bir bölümünü üstlenen "Hatemul Enbiya" Mühendislik İnşaat Merkezi gibi sivil kuruluşlar aracılığıyla sağlıyor. Devrim Muhafızları başka kurumları da kontrol ediyor. Bazı Batılı tahminler, İran ekonomisinin yarısından fazlasını kontrol ettiğine işaret ediyor. Devrim Muhafızları, 30 bini kadrolu olmak üzere sivil ve askeri sektörlerde 200 bin sivili doğrudan istihdam ediyor. Gizli ve açıktan 1 milyon taşeron işçi istihdam ediyor ve herhangi bir kamu organının denetimine tabi olmadığı için gerçek geliri bilinmiyor. Devrim Muhafızları komutanları, yaptırımların yabancı şirketlerin doğrudan İranlı şirketler ve özel sektörle iş yapması koşulu ile kaldırılması halinde, proje ve sözleşmelerden aldıkları komisyonlarının azalmasından endişe duyuyorlar. Devrim Muhafızları’nın 2015te imzalanan nükleer anlaşmayı reddetmesinin, şimdi Viyanadaki müzakere ekibine baskı yapmasının, İran hükümetinin Devrim Muhafızlarının ABD Dışişleri Bakanlığının terör listesinden çıkarılmasındaki ısrarının da nedeni budur. Yaptırım korkusu Nükleer anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte 2016da İrana akın eden yabancı yatırımcılar, her projenin Devrim Muhafızlarından geçmesi gerektiğini biliyorlardı. Ancak Devrim Muhafızları’nın ABD terör listesine alınması, yabancı yatırımcının yaptırım korkusuyla İrandaki projelere katılmasını engelledi. Rejimin hayatta kalması, hükümetteki bakanların çoğunun (Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de dahil) mensubu olduğu Devrim Muhafızlarının siyasi ve askeri gücüne tamamen bağlı. Bu da Devrim Muhafızlarına devletin mali gelirlerinden paylar sağlıyor. İran, yeni bir nükleer anlaşma imzalanması durumunda Devrim Muhafızlarını terör listesinde tutmanın, yaptırımlar kaldırılsa bile Devrim Muhafızları ile dolaylı yoldan muhatap olma korkusuyla gelecekteki yatırımları engelleyeceğini iddia ediyor. Rejim yandaşları bir yandan hükümetlerinin bu talebini desteklerken, diğer yandan yaptırımların etkilerine çözüm bulmasını ve bakanların görevden alınmasını talep ediyor. Baskı ve uzlaşıcı çözüm ABD Kongresi üyeleri, İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, ABD Başkanı Joe Bidena İranın talebini kabul etmemesi ve Devrim Muhafızlarını terör listesinden çıkarmaması için büyük baskı yapıyor. Geçen hafta, Batılı taraflar ile İranın anlaşmaya varma çabalarına rağmen, "Devrim Muhafızları" konusundaki tartışmalar nedeniyle nükleer anlaşmaya varmanın muhtemel olmadığına ilişkin şüpheler baş gösterdi. Ancak Kudüs Gücü listede kalırken, Devrim Muhafızlarını terör listesinden çıkarmak gibi uzlaşıcı bir çözüme ulaşılabilir. İran Devrim Muhafızları meselesinin, terör listesinde kalmasının kabul edilemez olduğunu düşünen İran’ın egemenlik kavramına dokunduğu açık. Ancak ABDnin onu terör listesinden çıkarma konusundaki tutumu, teröre karşı savaşıyla ilintili. Gerçek şu ki, asıl mesele, mali gelirleri paylaştırmanın bir yolunu bulmazsa, kendisini Devrim Muhafızları ile doğrudan bir çatışma içinde bulacak İran rejiminin bekası etrafında dönen siyasi bir mücadeledir. Çeviren: Saad bin Tefla el-Acmi

مشاركة :