İran polisi, İsrail istihbarat servisleriyle bağlantılı olduğundan şüphelenilen bir casus ağının beş üyesinin gözaltına alındığını bildirdi. Polis, söz konusu kişilerin uyruklarını vermedi, ancak silahlı operasyonlar ve sabotaj eğitimi aldıklarını söyledi. İran’ın yarı resmi haber ajansı ILNA’nın haberine göre, casus ağının yakalanan beş üyesine, Mossad tarafından ülke genelindeki önemli sektörlerden bilgi toplamak karşılığında mali vaatler de dahil olmak üzere çeşitli taahhütler verildi. İran polisi, bu ağın üyelerinin İsrail’in paralı ayrılıkçı gruplarından birinin liderinin yardımıyla Siyonist istihbarat servisi tarafından tuzağa düşürüldüğünü de ekledi. Açıklamada, “Beş kişi Mossad’ın mali vaatlerine kapılarak ülkedeki önemli ve hayati bölgelerden bilgi topladı. Kundaklama eylemleri gerçekleştirdi, İran hükümetine karşı sloganlar yazdı ve ona karşı propaganda yaptı, silahlı saldırı ve sabotaj eylemleri gerçekleştirmek için düşman istihbarat servislerinden talimat ve mali destek aldı” denildi. Devrim Muhafızları’nın istihbarat şefi Hüseyin Taib’in görevden alınmasının ardından İsrail istihbarat servisiyle bağlantılı şüphelilerin takibine ilişkin benzer açıklamalar arttı. İsrail’de, dış istihbarat teşkilatı Mossad’ı denetleyen Başbakanlık, bildirilen gözaltılar hakkında yorum yapmayı reddetti. İran ve İsrail uzun süredir düşmanlar ve şu anda İran’ın nükleer programıyla ilgili bir anlaşmazlığın içindeler. İsrail, İran’ı kendisine yönelik silahlı saldırıları desteklemekle suçluyor. Tahran ise, İsrail’in, Mayıs ayında öldürülen Kudüs Gücü içerisindeki Birim 840’ın komutanı Hasan Seyyid Hüdayi de dahil, İranlı yetkililere çok sayıda suikast düzenlediğini ifade ediyor. İsrail bu tür eylemleri ne onaylıyor, ne de inkar ediyor. İstihbarat Bakanı Seyyid İsmail Hatib, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İran’ın İsrail tarafından planlanan sabotaj planlarını engellediğini söyleyerek, “Bu da İran’ın güvenlik gücü ile istihbarat kuvvetini gözler önüne seriyor” dedi. İsfahan’daki saldırı girişimi önlendi Ulusal Güvenlik Konseyi’nin platformu olan ‘Nournews’ sitesinde yer alan bir haberde, İsfahan şehrindeki hassas bir tesise patlayıcı yerleştiren Mossad casuslarının, patlamadan birkaç saat önce yakalandığı bildirildi. İran istihbaratı, söz konusu hücrenin, Mossad rehberliğinde Afrika’da eğitildikten sonra Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) üzerinden aylar önce İran’a girdiğini iddia etti. İstihbarat, hassas tesisi patlatma girişiminde bulunan hücrenin, ‘İran Kürdistan Komala Partisi’ lideri olan Kürk aktivist Abdullah Muhtadi liderliğindeki Komala silahlı grubuyla bağlantılı olduğunu da belirtti. Komala Partisi Genel Sekreterliği, İran istihbaratının açıklamasına şu ifadelerle yanıt verdi: “Batı Azerbaycan Eyaletinde Komala partisinin bazı üyelerinin güvenlik güçleri tarafından pusuya düşürülerek gözaltına alınmasından birkaç gün sonra, güvenlik güçleri kısa aralıklarla 10 kişilik bir ekibin yakalandığına dair yalan ve muğlak haberler paylaştı. Bu dönemde art arda yaşanan başarısızlıklar, istihbarat ve güvenlik servisleri tarafından aşağılamalar karşısında, yetkililer ve güvenlik güçlerinin açıklamalarındaki çelişkiler ne olursa olsun, bu senaryo temelsizdir. Böyle bir şey bekleniyordu. Çünkü Kürt hareketi ve partileri her zamanki gibi suçlamalarla karşı karşıya ve rejimin dünyaya, bölgeye ve İran halkına karşı sahte gücünün bedelini ödüyor.” Özetle parti, İran İstihbarat Bakanlığı’nın asılsız suçlamalarını reddetti ve bunu ‘Kürdistan’a’ yönelik daha fazla baskı için bahane olarak nitelendirdi. Mossad’ın IKBY’de sözde varlığıyla ilgili endişelerini sık sık dile getiren İran, Hasan Seyyid Hüdayi suikastının ardından Mart ayında bölgeye balistik füzelerle saldırı düzenledi ve İsrail’in stratejik merkezlerini hedef aldığını bildirdi. Tahran, bunun Suriye’de İran askerlerinin ölümüne neden olan İsrail’in hava saldırılarına karşı misilleme olduğunu belirtti. IKBY yönetimi ise, saldırının yabancı ülkelerin tesislerini değil sivil yerleşim alanlarını hedef aldığını bildirerek, uluslararası soruşturma çağrısında bulundu. ABD Başkanı Joe Biden ve İsrail Başbakanı Yair Lapid bu ay İran’ın nükleer silah edinmesini önlemek için ortak bir taahhüt imzaladı. Tahran, nükleer programının barışçıl olduğunu iddia ederek, nükleer silah geliştirme niyetinde olmadığını ileri sürüyor. İran Arnavutluk’ta Halkın Mücahitleri’ne saldıracak mı? Devrim Muhafızları’na bağlı Fars haber ajansında kısa süre önce yer alan bir haberde, Arnavutluk’ta bulunan Halkın Mücahitleri Örgütü’ne ait noktaların silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve balistik füzelerle vurulabileceği öne sürüldü. Haberde, “İran, Arnavutluk’taki Halkın Mücahitleri Örgütü karargahını vurmak için SİHA ve balistik füze kullanması konusunda yasal bir yasakla karşı karşıya değildir. Tahran makamları, Arnavutluk hükümetine gerekli uyarıyı yaptıktan sonra askeri harekatı gündeme almalıdır” ifadeleri kullanıldı. Halkın Mücahitleri Örgütü, geçtiğimiz hafta Arnavut yetkililerin talebini öne sürerek, güvenlik endişeleri nedeniyle Arnavutluk’taki yıllık toplantısını erteledi. ABD’nin Tiran Büyükelçiliği, bundan bir süre önce Twitter üzerinden yaptığı açıklamada toplantıyı hedef alabilecek ‘potansiyel bir tehdit’ konusunda uyarmıştı. İranlı yetkililer, başta ABD ve İsrail olmak üzere yabancı ülkelerin istihbarat servisleriyle bağlantılı kişileri sık sık gözaltına alıyor. Devlet medyası, Nisan ayında Sistan-Beluçistan eyaletinde Mossad adına casusluk faaliyetlerinde bulunduğu iddiasıyla 3 kişinin yakalandığını duyurdu. Kimlikleri ve uyrukları açıklanmayan kişilerin, Temmuz 2021’de gizli istihbarat belgelerinin yayınlanmasında rolü olduğu ileri sürüldü. İstihbarat Bakanlığı, İsrail ajanlarının tutuklandığını duyurdu ve Ahvaz ilindeki protestolarda kullanılması amaçlanan silahlara el konulduğunu açıkladı.
مشاركة :