ABD Kongresinin Başkan Joe Biden yönetimine Rusyayı ‘teröre destek veren ülkeler’ listesine alınması çağrısında bulunan ‘bağlayıcı olmayan’ bir kararı kabul etmesinin üzerinden iki gün geçtikten sonra bu tepkinin siyasi ve hukuki güçlükler ve engeller ile karşı karşıya olduğu görüldü. Zira böyle bir adımın iki ülke arasındaki mevcut diplomatik ilişkilerin ‘son kalıntıları’ üzerindeki potansiyel etkilerinin yanı sıra Rusya ile iş yapan ABD müttefikleriyle ilişkilere de belli bir yansıması olabilir. New York Timesta yer alan bir habere göre Kremlin ve Washington arasında olası bir tutuklu takası anlaşmasını görüşmek üzere Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile cuma günü ilk kez telefon görüşmesi yapan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusyanın resmi olarak teröre destek veren bir ülke olarak sınıflandırılmasına karşı çıkıyor. Rusya’yı halihazırda Kuzey Kore, Suriye, Küba ve İran’ın bulunduğu bu kategoriye alma nedenlerinin ‘duygusal çekiciliğine’ rağmen, Blinken böyle bir adıma karşı direniyor. Blinken ayrıca perşembe günü kendisine konuyla ilgili bir soru sorulduğunda hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat partilerin kongre çağrılarına ve baskılarına ‘belirsiz’ bir şekilde yanıt verdi. Diğer Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray yetkililerinin sözlerini tekrarlayarak, herhangi bir kararın mevcut yasal tanımlara dayanması gerektiğini söylerken, Rusyanın zaten birçok yaptırım altında olduğu için konunun tartışmalı olduğunu da öne sürdü. Blinken, “Rusyaya bizim tarafımızdan ve diğer ülkeler tarafından yüklenen maliyetler, terörü destekleyen ülkeler sınıfına dahil edilmesinden doğacak sonuçlarla tamamen aynı doğrultuda. Yani yaptığımız şeyin pratik sonuçları aynı” dedi. Ancak Blinken en nihayetinde bu baskılara boyun eğmek zorunda kalabilir. Senato kararı sadece yasal bir bağlayıcılığı olmayan bir harekete geçme çağrısı olsa da, perşembe günü meclisteki bir grup Demokrat, Kongre tarafından kabul edilir ve yasalaşırsa Dışişleri Bakanlığını Rusyayı teröre destek veren ülkeler listesine almaya zorlayacak yeni bir yasa tasarısı sundu. Dışişleri Bakanlığının Rusyayı teröre destek veren bir ülke olarak etiketlemesi - ‘nükleer seçenek’ olarak adlandırılan bir etiket - Moskova ile iş yapan ülkelere yönelik yaptırımlar da dahil olmak üzere Rusyanın yıpranan ekonomisine daha fazla yaptırım yüklenmesiyle sonuçlanacaktır. Ayrıca Ukrayna savaşında öldürülen veya yaralanan ABD’li gönüllülerin aileleri de dahil olmak üzere, normal vatandaşların yabancı hükümetlere tazminat davası açmasını engelleyen geleneksel hukuki engellerin de bir kenara bırakılmasına yol açacaktır. Analistler, Biden yönetiminin Moskova ile sınırlı diplomatik bağlarını kesin olarak koparabileceğini söylüyor. Blinken ise bu kanalları korumanın önemli olduğunu vurguluyor. Blinken tutuklu takası anlaşması yapmak için Lavrov ile yaptığı telefon görüşmesine atıfta bulunurken bunu kastetti. Rusyanın niyetine ilişkin şüpheler Bazıları, Rusyanın geçen yıl Almanyada cinayetten hüküm giyen Rus casus teşkilatından eski bir albayın tutuklu takası anlaşmasına dahil edilmesi yönündeki talebinin, ABDli kadın basketbol oyuncusu Brittney Grinerın devam eden davasının sonuçlanmasına kadar ciddi olmayan tekliflerde bulunarak zaman kazanma girişimi olabileceğini söylediler. CNN’e konuşan kaynaklar, Rusların bu ayın başlarında FSB olarak bilinen casus teşkilatı tarafından kullanılan gayri resmi gizli bir kanal aracılığıyla ABDye talepte bulunarak Vadim Krasikovun serbest bırakılmasını istediklerini söyledi. Krasikov, geçtiğimiz aralık ayında çıktığı mahkemede eski bir Çeçen savaşçı olan Zelimhan Tornike Kangoşviliyi 2019da Berlindeki Kleiner Tiergartende öldürmekten suçlu bulunmuş ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. CNNe konuşan kaynaklar, Krasikovun Almanyada gözaltında tutulması ve talebin resmi olarak değil de gizli bir kanalla iletilmesi de dahil olmak üzere talebin çeşitli nedenlerle sorunlu görüldüğünü söyledi. ABD hükümeti bunu kendi teklifine meşru bir karşılık olarak görmedi. Ancak Almanya hükümetinden üst düzey bir kaynak CNNe verdiği demeçte, Biden yönetiminin Almanlara tutuklu takasına Krasikovu dahil etmeye istekli olup olmadıkları konusunda gizli görüşmeler yaptığını söyledi. Alman kaynak, görüşmelerin hiçbir zaman Alman hükümetinin en üst seviyelerine ulaşmadığını ve Krasikovun tutuklu takasına dahil edilmesinin ciddi şekilde ele alınmadığını söyledi. Ancak daha önce bildirilmeyen tartışmalar, Rus yetkililerin ABDnin sunduğu öneri ile en azından bir şekilde ilgilendiklerini gösteriyor. Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Adrienne Watson, bu haber yayınlandıktan sonra CNNe şunları söyledi: “Üçüncü bir ülke tarafından tutulan bir Rus suikastçisinin serbest kalması için iki ABD’liyi haksız yere rehin tutmak sadece tehlikeli bir karşı teklif değil, aynı zamanda Rusyanın masada dikkate alması gereken anlaşmadan kaçınmak için yaptığı kötü niyetli bir girişimdir.” Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby de cuma günü aynı şeyleri söyleyerek Rusyanın talebini ‘kötü niyetli bir girişim’ olarak nitelendirdi. Çarşamba günü Blinken, Washingtonun Moskovaya tutuklu takası için ‘önemli bir teklif’ yaptığını duyurdu, ancak anlaşmanın Rus silah tüccarı Viktor Boutu kapsadığına dair haberleri doğrulamadı. Blinken, Lavrov ile ‘açık ve doğrudan bir görüşme yaptıklarını’ söyleyerek kendisine Rusya’nın Ukrayna topraklarını ilhak etmesine dünyanın seyirci kalmayacağını vurguladı. Beş aydan uzun bir süre önce Ukraynaya karşı başlatılan savaşın yol açtığı küresel gıda kriziyle ilgili olarak ise Blinken, Rus mevkidaşına Rusyanın Ukrayna tahıl ihracat anlaşması kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğini söylediğini bildirdi. Bu bağlamda ABDnin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield cuma günü yaptığı açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’yı ‘parçalayıp dünya haritasından tamamen silme’ niyetinde olduğuna dair artık hiçbir şüphe olmaması gerektiğini söyledi. Greenfield BM Güvenlik Konseyi’ne, ABD’nin Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk bölgelerinin tamamını ve güneydeki Herson ve Zaporijya bölgelerini ilhak etme girişimi için zemin hazırladığına dair gittikçe artan işaretler gördüğünü söyledi. ‘Rusyaya katılmak için sahte referandumlar veya kararnameler düzenlemek amacıyla Rusyanın elindeki bölgelere gayri meşru vekil yetkililer yerleştirilmesinin’ de bu işaretler arasında olduğunu belirtti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrovun ‘Rusya için savaşın amacının bu olduğunu söylediğini’ söyledi. Rusyanın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitry Polyanskiy cuma günü BM Güvenlik Konseyinde “Ukraynanın Nazilerden arındırılması ve silahsızlandırılması tam olarak gerçekleştirilecek” dedi. Yeni güvenlik yardımları Öte yandan ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), cuma günü yaptığı açıklamada mühimmat da dahil olmak üzere ihtiyaç duydukları ekipmanın sağlanması için Ukrayna Savunma Bakanlığı ile ‘sıkı istişarelerde bulunduğunu’ duyurdu. Yakında bu ihtiyaçları karşılamak için yeni bir güvenlik yardım paketi sunmaya hazırlandığını da belirtti. Pentagon’dan ABD’li bir yetkili, Rusyanın operasyonunun bazı yerlerde yavaşlaması veya durması, hatta bugün Herson gibi bölgelerde olduğu gibi yavaş yavaş tersine dönmesiyle birlikte doğu ve güney Ukraynada çatışmaların devam ettiğini söyledi. Yetkili, Rusyanın savaş meydanında başarısız olduğunu ve kendi ülkesinde iç sorunların sıkıntısını çektiğini söyledi. Ukraynalıların, büyük miktarda Rus teçhizatını imha etmek için Rus komuta ve kontrol merkezlerini bulmakta çok etkili olduklarını da sözlerine ekledi. Yetkili, “Rusya büyük savaştan bahsedip Ukrayna halkını tehdit etmeye devam ederken, Ukraynalılar cesur bir şekilde ilerlemeye devam ediyor” dedi. Ayrıca şu ana kadar ABD’nin sağladığı 8,2 milyar dolar değerindeki teçhizattan Ukraynalıların çok büyük fayda sağladıklarını da sözlerine ekledi. Ulusal İstihbarat Konseyinin Ukraynalıların istismar da dahil olmak üzere insanlık dışı koşullara ve bazı durumlarda infazlara maruz kaldığı en az 18 tasfiye kampını tanımlayan ‘korkunç bir rapor’ yayınladığını söyledi. Yetkili, Rusyanın iç sorunlarıyla ilgili olarak, ABDnin dünyadaki ortakları ve müttefikleriyle birlikte Rusyaya koyduğu ihracat engellerinin etkisini göstermeye başladığını söyledi. Ayrıca Rus devletine ait büyük şirketlerin pazar sermayelerinin yüzde 70 ila 90ını kaybettiğini, yaklaşık bin tane çok uluslu şirketin Rusyadaki faaliyetlerini askıya aldığını, Rusyada enflasyonun yaklaşık yüzde 20ye yükseldiğini ve Rus borsasının değerinin üçte birini kaybettiğini söyledi. Yetkili, “Bu, dayatılan yaptırımların etkisinin sadece başlangıcı” dedi.
مشاركة :