Irakta barışçıl bir adam

  • 10/1/2022
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Annahar gazetesi, Al Osboil Arabi ve Lübnanın Al-Sayad dergileri ve Kuveytin Al-Anba gazetesi için çalışan Lübnanlı yazar ve gazeteci "İstihbarat" kelimesi, her ne kadar normal olarak kabul edilse de insanların içine korku salıyor. Üçüncü dünya ülkelerinde “istihbarat” kelimesinden amacın, korku salmak kadar bilgi ve koruma sağlamak olduğu pek bilinmez. İnsanlar "istihbarat şefi"nin kim olduğunu veya ne yaptığını nadiren bilirler. İstihbarat şefi, görevinden emekli olduğunda yüzlerce sıradan çalışan gibi sessizce evine döner ve halen halk tarafından tanınmaz. Nadiren kendisinden övgü veya eleştiriyle bahsedilir. O, işini olduğu gibi hukuka, adalete ve tarafsızlığa uygun olarak yapar. Birçok çağda istihbarat şefinin adı, döneminin yöneticilerinden daha fazla anılmıştır. Meşhur istihbaratçı Lavrenti Beriya, neredeyse Stalinden daha ünlüydü. İnsanlar Suriyede es-Sirac adını hatırlıyor ancak onun zamanında devlet başkanının kim olduğunu çok az kişi biliyor. Salah Nasr ismi Arap dünyasında yolsuzluk, adaletsizlik ve zulmün bir sembolü olarak popülerdi. Diğer yandan en ünlü istihbaratçılar çağlar boyunca Iraktaydı. Bu, birbiri ardına monarşilerin kaldırıldığı bu çağda, Iraklıların dayatmayla yönetilen zor bir halk olduğu sonucunu doğurabilir. Ama bu doğru değil. Medeni davranmayı seven Lübnanlılar, iç savaşlarda daha az şiddet kullanmadı. Keza Suriyeliler, Cezayirliler, Libyalılar ve diğerleri… Irak tarihinin en bilge, en sakin, en bilgili ve en geniş görüşlü istihbaratçısı Mustafa el-Kazimiden ne istihbaratta olduğu zaman ne de iktidara geçtiğinde karanlık geçmişle ilgili bilgi alınamadı. Çok fırtınalı, gündemin sürekli sıcak olduğu bir ülkede hiç kimse ya da hiçbir şey, Kaziminin tutturduğu orta yolu değiştiremedi. Iraktaki siyasi güçler, komünizmden DEAŞ’a kadar toprakların tüm kimliklerini üstlenirken o, Irak kimliğinin arkasında sebat etti.            Bu kutuplaşmalar, bölünmeler, Yeşil Bölgedeki “çatışmalar” ve ulusal dengedeki bozulmalar karşısında Kazimi sanki sakin ve istikrarlı bir ülkeden devlet adamıymış gibi davranıyor. Kazimi Iraktaki durumu, sanki ülke politikacıları İskandinav enstitülerinden mezunmuş gibi ele alıyor. Arap dünyasında, özellikle de Irakta siyaseti yönetmek zor ve ilk defa istihbarat servisinden, hapse atılması ve kovalanması gereken kişilerin değil, barışçıl, affedici, uzlaşıcı kişilerin isim listesiyle gelen bir adam görüyoruz. İşte böyle günün birinde, savaş alanlarından yalnızca ülkesi için barışı arzulayan bir adam çıkar.

مشاركة :