Sadr, Selahaddin hariç tüm vilayetlerde Barış Tugayları’nın faaliyetlerini durdurdu

  • 10/7/2022
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, 6 Ekim’de ülkenin kuzeyindeki Selahaddin vilayeti hariç tüm Irak vilayetlerinde ‘Barış Tugayları’nın faaliyetlerinin dondurulduğunu açıkladı. Barış Tugayları, 2014 yılında DEAŞ’ın yükselişinden ve ülkenin batı ve kuzey bölgelerinin büyük bir bölümünü kontrol etmesinden sonra Sadr tarafından kurulan silahlı bir grup olarak biliniyor. 2003 yılında ABD’nin Irak’ı işgalinden birkaç ay sonra Sadr tarafından kurulan ‘Mehdi Ordusu’nun bir uzantısı niteliğinde. Muhtede es-Sadr, ‘Sadr’ın bakanı’ olarak da bilinen Salih Muhammed el-Iraki tarafından imzalanan bir bildiride, silahlı kuvvetlerin başkomutanı ve Başbakan Mustafa el-Kazımi’yi ‘terörizmden, paradan ve güçten başka bir şey bilmeyen Kays ve benzerlerinin küstah milislerini dizginlemeye’ çağırdı. Bildiride, Kays el-Hazali liderliğindeki ‘Asaib Ehlil Hak’ hareketine bağlı milislere atıf yapıldı. Sadr açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Basra vilayetinde fitneyi bertaraf etmek için, silahlı kuvvetlerin mevcut başkomutanının talimatlarına göre Selahaddin, Samara ve çevresi dışındaki tüm vilayetlerde Barış Tugayları da dahil tüm silahlı grupların faaliyetlerinin dondurulduğunu ve silah kullanımının yasaklandığını duyuruyoruz. Bunun dışındaki diğer önlemleri daha sonra açıklayacağız. Sivilleri korkutmak,  terörize etmek ve iç savaş yasaktır.” Son günlerde Nasiriye ve Basra vilayetlerinde ciddi güvenlik gerginlikleri yaşandı. Ayrıca, Haşdi Şabi ve bazı grupların bulunduğu başkanlık sarayları bölgesinde meydana gelen şiddetli çatışmalarla ilgili olarak Sadr Hareketi, Asaib Ehlil Hak ve diğer silahlı gruplar arasında karşılıklı suçlamalar yapıldı. Sadr, son kararı öncesinde Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu (UNAMI) Başkanı Jeanine Hennis-Plasschaert’in Brleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde verdiği brifinge de açık desteğini dile getirmişti. Plasschaert, brifingde Basra’daki son çatışmadan söz ederken, bu çatışmayı ‘tehlikeli bir savaş’ olarak nitelendirmiş ve ‘ülkenin tam bir kaosun eşiğinde olduğu’ konusunda uyarmıştı. Başkentin göbeğinde ve diğer bölgelerde siyasi gerginlikler silahlı çatışmalara dönüştü. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Sadr, söz konusu brifinge ve konsey üyesi devletlerin açıklamalarına desteğini dile getirdiği açıklamasında şunları söyledi: “BMGK oturumunda katılımcılar tarafından belirtilen kısıtlamayı destekliyorum. Bu nedenle devletin çerçevesi dışında kontrolsüz silah sorunu hakkında gündeme getirilenlere ek olarak itidal, hiçbir tarafın şiddete ve silaha başvurmaması ve faillerin mensubiyeti ne olursa olsun süratle cezalandırılması çağrısında bulunuyorum. Ama en önemli konu, kontrolsüz silahların devlet çerçevesinde olmaması, muhaliflere ve devrimcilere karşı, nüfuz güçlendirme ve derin devletin kök salması amaçlı kullanılmamasıdır.” Diğer yandan Sadr’ın özellikle Şii arenadaki iç gerginlikleri ortadan kaldırma arzusu bağlamında ise birkaç haftadır Şii Koordinasyon Çerçevesi güçlerine ve İran hükümetine sözlü saldırıda bulunan güncel haber platformlarının ve şahsiyetlerinin hızını kontrol etmekle ilgili başka talimatlar da yayınlanıyor. Öyle ki Sadr’ın bakanı Salih Muhammed el-Iraki konuya dair şu açıklamada bulundu: “Talimatları münhasıran yayınlama hakkına sahip özel internet sitelerinin, başkomutanın, özel ofisinin ve arabulucu Muhammed Salih’in özel Twitter sayfaları olduğunu bildirmek isteriz. Diğerleri  hareketi resmi bir sayfa olarak temsil etmeyen, daha ziyade kendi ve kişisel yönelimlerini ifade eden zararlı sayfalardır. Şiddet ve fitneye teşvik etmektedir. Lütfen bu tür zararlı sayfaları boykot edin, bunlara yanıt vermeyin ve onlardan talimat almayın. Çünkü bunlar, hareketin ve Sadr ailesinin itibarını zedelemekte ve yayınlarında bayağı bir üslup sergilemektedir.” Diğer taraftan Federal Mahkeme, geçen çarşamba günü ‘istifa eden milletvekillerinden özel bir vekaletname almadığı’ gerekçesiyle Avukat Selahaddin Şaalan el-Budeyri’nin Irak Parlamentosu’nda Sadr Hareketi’nin beş üyesinin istifasına yönelik yaptığı temyiz başvurusunu reddetti. Başvuru, Sadr Hareketi’nin istifa eden 73 üyesinin meclise geri dönebilmeleri için mahkemeye kişisel başvuruda bulunmaları halinde bunun gerçekleşme kapısını açmayı amaçlıyordu.

مشاركة :