‘Sorun bizde değil’ oyunu devam ediyor… Hamaneyden sonra Reisi de ABD’yi İranın ‘istikrarını sarsmaya’ çalışmakla suçladı

  • 10/14/2022
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

İran rejimi, dış güçleri ülke çapındaki kitlesel protestoları kışkırtmakla suçlayarak ‘suçlu biz değiliz’ oyununu oynamaya devam ediyor. Ayrıca İranlılar, artan sistematik baskıya rağmen 27. günde de gösterilere yorulmadan devam ediyor. Dini Lider Ali Hamaneyin ardından, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de ABDyi, ülkesini ‘istikrarsızlaştırmaya’ çalışmakla suçladı. ABD’yi Tahrana yönelik bu politikası nedeniyle eleştiren Reisi, Asyada İş birliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansının (AİGK) Kazakistandaki zirvesinde yaptığı konuşmada, “Kendilerinin de kabul ettikleri gibi, İran ulusu Amerikan askeri seçeneğini engelledi ve yaptırımlar ve azami baskı politikasını ağır bir yenilgiye uğrattı” dedi. İran’ın önemli kararlarında son sözü söyleyen Hamaney, ABD ve İsraili, genç kadın Mahsa Amininin ölümünün ertesi günü patlak veren ‘isyanlara’ karışmakla suçladı. Hamaney, 3 Ekimde, "Bu ayaklanmalar ve kargaşalar, ABD ve zorba Siyonist rejim, onların uşakları ve yurtdışında onlara yardım eden bazı hain İranlılar tarafından planlandı" dedi. Çarşamba günü resmi internet sitesinde yayınlanan bir açıklamaya göre Dini Lider, ‘düşmanı’ yeniden suçlayarak ‘düşmanların son ayaklanmalara karışması konusunun herkes tarafından kabul edildiğini’ söyledi. Müftünün görüşü Yönetimin açıklamalarına rağmen İranlılar bu konuda farklı görüşlere sahip. Mescid Makinin Cuma İmamı ve Zahedanda ehlisünnet müftüsü olan Mevlevi Abdülhamit İsmail Zahi paylaştığı bir tweetinde şunları söyledi: “Senendec ve Zahedan sakinleri birbirine benziyor ve bu iki şehirdeki cinayetler çok acımasızcaydı. Bu insanları ayrılıkçılıkla suçluyorlar, Kürtler ve Beluciler ise tarih boyunca ülkenin toprak bütünlüğünü korumak için fedakarlık yapan en özgün İran milletleri arasında yer alıyor." İranlılar öfkelerini ifade etmek için Çarşamba-Perşembe gecesi yeniden sokaklara çıktı. Oslo merkezli İran İnsan Hakları Örgütü ve Norveç merkezli Kürt Hakları Grubu (Hengau) tarafından yayınlanan videolarda, Kürdistan Bölgesinin kuzeybatısındaki İsfahan, Kerec ve Mahsa Amininin doğduğu Sakkız kasabasında göstericilere ateş açıldığı görüldü. AFP tarafından yayınlanan bir videoda Tahranda bir sokakta kız öğrenciler başörtüsü takmadan yürürken "Diktatöre ölüm" sloganları attı. Avukatlar gözaltına alındı Yine İranın başkentinde güvenlik güçleri, İran İnsan Hakları Örgütü tarafından yayınlanan başka bir videoda avukatların "Kadın, yaşam, özgürlük" sloganları attığı bir gösteriyi dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı. Reformcu Eş-Şark gazetesi en az üç avukatın gözaltına alındığını bildirdi. Sosyal medyada yayınlanan videolarda, göstericilerin "Kadın, özgürlük, yaşam" sloganları attığı sendika genel merkezinin önüne polisin göz yaşartıcı gaz kapsülleri attığı görülüyor. Tahran Üniversitesi de dahil olmak üzere başkentin bazı bölgelerinde gösteriler düzenlendi. Başkentin merkezinde bir yolu kapatan en az 100 kişinin toplandığı bir videoda göstericiler, "Top, tank veya havai fişeklerle mollalar gitmeli" sloganları attı. Twitterda geniş kesimler tarafından takip edilen Tasvir 1500 hesabı, Tahranda ‘Ahlak Polisi’nin bir kadını başörtüsü yüzünden gözaltına aldığını gösteren bir video paylaştı. Videoda "Bırak onu!" diye bağıran bir kadın sesi duyuluyor. Başka bir videoda, yangın çıkan bir caddede konuşlanmış düzinelerce polis görülüyor. Resmi IRNA haber ajansı, güvenlik güçlerinin ‘şiddete başvurmadan düzeni sağlamak’ için müdahale ettiğini bildirdi. Bu, rejime bağlı grupların ve milislerin vahşi şiddet eylemlerini gösteren, internetin kesilmesine rağmen yurt dışına aktarılabilen videolarla yalanlandı. İranın kuzeyindeki Gilan eyaletinin başkenti Reştte sosyal medyada yayınlanan bir videoda onlarca protestocunun "Kürdistandan Gilana İran için canımı feda ederim" sloganları attığı görüldü. Gösteriler Kürdistan bölgesinde yoğunlaştı Protestolar özellikle İran Devrim Muhafızlarının on milyonu aşkın Kürt azınlığı bastırma ve zulmetme konusundaki siciline tanık olan Mahsa Amininin memleketi Kürdistan bölgesinde yoğunlaştı. Hengau Örgütü, Amininin memleketi Sakkız ve Bukan şehrinde grevler olduğunu bildirdi ve iki şehirde kapanan dükkanları gösteren videolar yayınladı. Hengau Örgütü, Kürt bölgelerindeki protestolarda yedi kişinin öldürüldüğünü bildirdi. İranın Kürdistan bölgesinin başkenti Senendecdan bir kaynak Reuterse verdiği demeçte, çevik kuvvet polisinin evleri aradığını ve düzinelerce genci tutukladığını belirterek, şehrin sokaklarında yüzlerce polisin bulunmasının durumu çok gergin kıldığını belirtti. Güvenliğinden endişe ettiği için kimliğinin açıklanmasını istemeyen bu kaynak, "Bane ve Sakkız kasabalarından da bilgi aldık. Dünden bu yana, ergen yaştaki çocuklar da dahil olmak üzere düzinelerce genci tutukladılar” dedi. Hengau grubu, 10 şehirdeki protestocuların Çarşamba akşamı güvenlik güçleri tarafından şiddete maruz kaldığını açıkladı. Güvenlik güçlerinden gelen doğrudan ateş, Kirmanşah şehrinde iki kişinin ölümüne neden oldu. Ölenlerden biri olduğu belirtilen 18 yaşındaki gencin cesedinin fotoğrafı yayınlandı. Kirmanşahta Çarşamba-Perşembe gecesi sosyal medyada yayınlanan bir videoda, "Kirmanşah cehennemdir, savaştır, savaştır" sloganları duyuldu. Hengau, Kirmanşahta güvenlik güçlerinden üç kişinin öldürüldüğünü ve yaklaşık 40 kişinin de yaralandığını, Mahabadda güvenlik güçlerinin dördüncü bir üyesinin öldürüldüğünü ve güvenlik güçlerinin ateş açmasının Senendecde halktan bir kişinin daha ölümüne yol açtığını aktardı. İrandaki Norveç merkezli İnsan Hakları Örgütü, Çarşamba günü, 23ü çocuk olmak üzere en az 201 sivilin öldüğünü doğruladı. Örgütün 8 Ekimde yayınlanan bir önceki raporunda ölü sayısı 185 kişi olarak belirtilmişti. ‘Göstericilere acımayın’ talimatı Öte yandan İranlı yargıçların, ‘isyanın ana unsurları’ olarak görülenler hakkında verecekleri cezalarda ‘yumuşak olmama’ talimatı aldıkları bildirildi. Mizan Online internet sitesi, Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei’nin ‘yargıçlara konuyu basitleştirmemeleri, haksız yere sempati göstermemeleri ve bu ayaklanmaların ana unsurlarına hafif cezalar vermemeleri için talimat verdiğini’ bildirdi. Ejei, bu kişilere yönelik indirimli cezaların ‘halka ve geleceğe yapılan haksızlık’ olduğunu değerlendirdi, ancak ‘isyanları kışkırtmadan protestolara katılanlara hoşgörü gösterilmesi’ gereğini vurguladı. Ejei, “Daha az suç işleyen kişilere biraz müsamaha gösterilmeli” diyerek hafif suçluların ‘mahkeme işlemleri başlayana kadar serbest bırakılmaları’ ve ‘serbest bırakılmaları sırasında pişmanlık duymaları halinde hafif cezalar verilmesi’ gerektiğine işaret etti. Ejei ayrıca, suçluların, haklarında karar verildikten sonra iyi hal sergiler ve suçlarını tekrar işlemeyecekleri kesinleşirse, kendilerine ayrıca bir adli hoşgörü gösterileceğini vurguladı. Mizan Online sitesine göre, sadece Çarşamba günü İran yargısı, Tahran ve güneydeki Hürmüzgan eyaletinde protestolara katılan 100den fazla ‘isyancıyı’ suçlu bulmuştu.

مشاركة :