Sudan, siviller ve askerler arasında ‘çerçeve anlaşma’nın imzalanması konusunda farklı görüşler var. Anarşi durumundan ve bunun sonucunda ortaya çıkan siyasi, ekonomik ve güvenlik krizlerinden etkilenen birçok vatandaşın krizlerle boğuşuyor. Anlaşma geniş bir kitle tarafından desteklenirken, bir kesiminde çekinceleri mevcut. Bazı siyasi seçkinler, sol partiler ve direniş cemiyetler kategorik olarak çerçeve anlaşmaya karşı çıktılar. Anlaşmanın ‘devrime ve şehitlerin kanına’ ihanet olarak görerek, onu devirmeye ant içtiler. Şarku’l Avsat farklı meslek gruplarından vatandaşlarla anlaşma hakkında röportajlar gerçekleştirdi ve onlara çerçeve anlaşmayı destekleyip desteklemediklerini sordu. Bilgisayar teknisyeni Ahmed eş-Şeyh, Şarku’l Avsata çerçeve anlaşmanın imzalanmasını desteklediğini belirterek, “Ülkede istikrara yönelik büyük bir adım olduğu için ve toplum olarak siyasetçilerin ve ordunun mücadelesinden bıktığımız için çerçeve anlaşmanın imzalanmasını yürekten destekliyorum” dedi. Ancak işçi Beşir İbrahim Hamid anlaşmayı reddettiğini ifade ederek, “Halkın büyük kısmı anlaşmadan memnun değil ve destek vermiyor, bundan dolayı amacına ulaşamayacak. Ben anlaşmaya karşıyım. Çünkü Sudan halkını temsil etmiyor” açıklamasında bulundu. Devlet memuru Ali Cafer, anlaşmanın imzalanmasının ülkenin ve vatandaşların uzun süredir maruz kaldığı siyasi krizden bir çıkış yolu olduğunu ancak bunun nihai bir çözüm olmadığını belirterek, bunun sebebinin iki tarafın da bu anlaşmayı uygulama garantilerinin olmamasında yattığını söyledi. Çay ocağı sahibi Ebu Reyda ise anlaşmayı desteklediğini söyleyerek ülkedeki krizden çıkmak için herkesi anlaşmayı imzalamaya davet ederek ‘Yorulduk’ dedi. Defallah Hamis, imzacı taraflara güvenmediği için anlaşmayı reddettiğini ifade ederken, “Halkın çoğu buna katılmıyor” dedi. Tüccar Bekri Avad Muhammed Sati, anlaşmayı ve siyasi beyanatları memnuniyetle karşılayarak, “Anlaşmayı yürekten destekliyorum, çünkü ülkeye istikrar getirecek.” İfadelerini kullandı. Çalışan Reyyan Ömer ise anlaşmanın detaylarını takip etmediğini ve bilmediğini söyledi. Gazeteci Abdulmunim Salih, çatışmaların etkisi ve tarafların anlaşmayı uygulamadaki ciddiyetsizliği konusunda uyarılarda bulundu. Muhammed Osman, “Anlaşma güzel bir şey. Çünkü ülkenin buna ihtiyacı var... İmzaya katılmadım ama anlaşma yapıldığını duydum ve destekliyorum. Çünkü ülkenin içinden geçmekte olduğu krizden çıkmanın tek yolunun bunda olduğunu görüyorum. Ülkenin şu anda herhangi bir anlaşmaya ihtiyacı var” şeklinde konuştu. Tıpkı kamuoyunun geneli arasında görüşlerin değiştiği gibi, siyasiler arasında da farklılıklar göze çarpıyor, kimi anlaşmayı desteklerken, kimi reddediyor. Anlaşma, bazı halk direniş cemiyetleri ve sol görüşteki ‘Komünist Parti’ ve ‘Arap Sosyalist Baas Partisi’ gibi siyasi partiler tarafından ‘yumuşak iniş’ olarak değerlendirildi. Komünist Parti dün yaptığı açıklamada, deklarasyonun imzalanmasının darbeyi meşrulaştırdığını ve eski rejimin üyelerini devlet aygıtını devralmak için seferber ettiğini ve ekonomik ve siyasi çıkarları korumak için bölgesel ve uluslararası bir komplo kurduğunu söyledi. Arap Sosyalist Baas Partisi ise, anlaşmanın arkasında duran ‘Özgürlük ve Değişim Güçleri (ÖDG) ittifak üyeliğini sürdürmesine rağmen, Resmi Sözcü Adil Halefullah, anlaşmanın sokak ile ÖDG arasındaki uçurumu genişleten çatlaklarla siyaset sahnesini karıştırmaktan ve zaman kazanmaktan başka bir şey olmadığını dile getirdi.
مشاركة :