ABD İran’a iki yeni yaptırım paketi uyguladı. Yaptırımlar, İranlı kuruluşların uluslararası finansal sisteme erişimini sağlayarak ‘gölge bankacılık’ ağı oluşturan kuruluşları, Ukrayna savaşında ve deniz trafiğine saldırıda kullanılan İran insansız hava aracı (İHA) tedarik ağını destekleyen Çin merkezli kuruluşları kapsıyor. Karardan bir gün önce de ABD istihbarat teşkilatları, İran rejimini ABD ve Suudi Arabistan da dahil olmak üzere Orta Doğu’daki ortaklarının çıkarlarına tehdit oluşturmakla ve ayrıca nükleer silah yapmak için yeterli bölünebilir malzeme üretme yeteneğine ‘çok yakın’ olmakla suçlamıştı. ABD Hazine Bakanlığı, yaptırımların Gulf Petrochemical Industries Company ve Trilliance Petrochemical Company gibi yaptırım uygulanan İran kuruluşlarının uluslararası finans sistemine erişimini sağlayan ve müşterilerle ticaretlerini gizleyerek ‘gölge bankacılık’ ağı oluşturan 39 kuruluşu kapsadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yaptığı açıklamada “Birden fazla yetki alanında 39 kuruluştan oluşan gölge bankacılık ağına yaptırım uyguluyoruz” dedi. Bu ağın yaptırımlara tabi İran kuruluşları için yasadışı finansman sistemleri, uluslararası finansal sisteme erişim ve yabancı müşterilerle ticaretini gizlemesi olanağı sağladığını belirten Blinken, İran döviz bürolarının ‘İranlı müşterileri adına ticaret yapmak ve ABD yaptırımlarından kurtulmalarına yardımcı olmak’ için yurtdışında paravan şirketler kurduğunu kaydetti. ABD’li Bakan, Bu şirketlerin İran rejimi için farklı alanlarda on milyarlarca dolar ürettiklerini vurguladı. ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo ise “Yabancı alıcılar, sarraflar ve düzinelerce paravan şirket iş birliği içinde yaptırım uygulanan İran firmalarının ticarete devam etmesine yardım ederken, İran dayaptırımlardan kaçınmak için karmaşık ağlar oluşturuyor” dedi. Adeyemo, ABD’nin yeni eyleminin ‘ABD’nin yaptırımları uygulama taahhüdünü ve İran’ın kara para aklamak için kullandığı yabancı finansal ağlarını bozma yeteneğini gösterdiğini’ de dile getirdi. Hazine Bakanlığı ayrıca, uçak parçalarını Tahran’ın ‘petrol tankerlerine saldırmak’ için kullandığı ve Rusya’ya ihraç ettiği İHA’ları üreten İranlı bir şirkete gönderdiği suçlamaları nedeniyle Çin merkezli bir ağa karşı ikinci yaptırım paketini ilan etti. Bakanlık, yaptırımların İHA satın alma çabalarını desteklemekle suçladığı 5 şirket ve 1 kişiyi içerdiğini açıkladı. Ayrıca Çin merkezli bu ağın, İHA uygulamaları için kullanılabilecek bileşenler de dahil olmak üzere binlerce havacılık bileşeninin İran Uçak Üretim Endüstrisi Kurumuna (HESA) satışından sorumlu olduğu aktarıldı. ABD Hazine Bakanlığı, Terörizm ve Mali İstihbarattan sorumlu Hazine Müsteşarı Brian Nelson, “İran’ın, Rusya’nın Ukrayna’da İran İHA’ları kullanması sonucu meydana gelen sivil kayıplarda doğrudan parmağı var” dedi. İstihbarat görevlileri görüştü Bu ortak rapor hakkında ABD Senatosu tarafından düzenlenen bir oturumda ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, FBI Direktörü Christopher Wray, ABD Siber Kuvvetler Komutanı ve Ulusal Güvenlik Ajansı Başkanı Orgeneral Paul Nikasone ile İran hakkındaki çeşitli sorulara açıklık getirdi. Oturumda, Haines ile Senato İstihbarat Komitesi üyesi Tom Cotton arasında, İran’ın nükleer ilerlemesinden Başkan Joe Biden’ın mı yoksa eski Başkan Donald Trump’ın mı suçlanması gerektiği konusunda bir tartışma yaşandı. Öyle ki Trump, 2018 yılında ABD’yi resmi olarak 2015 Ortak Kapsamlı Eylem Planı olarak bilinen nükleer anlaşmadan geri çekme kararı almıştı. Haines, İran’ın ‘zenginleştirme programını hızlandırma’ kararının, Kasım 2020’de bilim adamı Muhsin Fahrizade’nin öldürülmesinin ardından Trump döneminde alındığını ve Trump’ın anlaşmadan çekilmesiyle bağlantılı olduğunu belirtti. Cotton ise Fahrizade suikastının geçmişte bir ‘dönüm noktası’ olduğu göz önüne alındığında, suçun Biden’a yüklenmesi gerektiğini vurguladı. Avril Haines ayrıca, istihbarat analistlerinin ‘eylem planından çekilmeyi, İran’ın anlaşmanın nükleer sınırlarını ihlal etmesinin gerçek nedeni" olarak gördüklerini dile getirdi. Senatör Marion Michael Rounds’un bir başka sorusuna yanıt olarak ise Haines, “Endişeleniyoruz. Nükleer silah yapmaya çok, çok rahatsız edici bir şekilde yaklaşıyorlar” dedi. Ulusal İstihbarat Direktörü ayrıca, “Tahran yaptırımları hafifletmezse, İranlı yetkililer muhtemelen bir nükleer silah üretmek için gereken yüzde 90 seviyesine kadar uranyum zenginleştirmeyi düşünecekler” diyerek, İran’ın füzeler, İHA’lar ve Hizbullah ile diğer vekillere verdiği destek nedeniyle ABD’yi ve İsrail’i de tehdit ettiğini vurguladı. Avril Haines, ayrıca nükleer programı nedeniyle ve Orta Doğu’da devam eden hareketliliği nedeniyle hem İsrail’i hem ABD’yi ve hem de her iki ülke vatandaşlarını da tehdit ettiğine dikkati çekti. İstihbarat raporu, İran’ın muhtemelen gelişmiş savaş uçakları, eğitim uçakları, helikopterler, hava savunma sistemleri, yarı deniz devriye gemileri ve ana muharebe tankları gibi yeni konvansiyonel silah sistemleri edineceğini belirtiyor. Ayrıca “Ancak bütçe kısıtlamaları ve mali açıklar bu sistemleri edinme hızını ve ölçeğini yavaşlatacaktır” ifadelerine yer verilen raporda, ‘halihazırda bölgedeki en büyük balistik füze stokunu içeren İran’ın balistik füze programlarının Orta Doğu ülkeleri için hala tehdit oluşturduğu vurgulanıyor. Raporda, “İran’ın Simurgh füzesi de dahil olmak üzere uzaya fırlatma araçları üzerindeki çalışması, onu geliştirme kararı verirse kıtalararası bir balistik füze için zaman çizelgesini kısaltır. Uzay fırlatma araçları ve kıtalararası balistik füzeler benzer teknolojileri kullanıyor” denilirken, İran’ın İsrail’e yönelik saldırgan siber saldırılarının, ‘İran’ın siber operasyonlar yürütme konusundaki artan deneyimini ve arzusunu yansıttığı’, ayrıca ‘onu ABD ve müttefik ağları ve verilerinin güvenliği için önemli bir tehdit haline getirdiğinin kanıtı olduğu’ belirtiliyor.
مشاركة :