Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Resmi Gazetede yayımlanacak bu kararın ardından, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) iki aylık seçim takvimini başlatacaktır. Buna göre, inşallah iki ay sonraki ilk pazar günü olan 14 Mayısta milletimiz, cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir. Seçimlerin yenilenmesi kararımızın ülkemize, milletimize, Türkiye Büyük Millet Meclisimize ve siyasi partilerimize hayırlı olmasını diliyorum." "Alternatif olarak da 14 Mayıs tarihini teklif ettik" Seçimlerin tarihinin 14 Mayıs olarak güncellenmesi kararını, yılbaşından hemen sonra kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Bizi, seçim tarihini yaklaşık bir ay öne çekme kararını almaya yönelten sebeplerden bazıları şunlardı, her şeyden evvel 18 Haziran, milyonlarca gencimizin geleceğini ilgilendiren üniversite sınav takvimiyle çakışan bir tarihti. Yine bu tarih, yurt içinden ve yurt dışından yüzbinlerce vatandaşımızın hac farizasını ifa etmek üzere mübarek topraklara gittiği bir döneme denk geliyordu. İlk ve orta dereceli okulların seçim tarihinden hemen önce tatile girmesi sebebiyle her yıl olduğu gibi bu sene de milyonlarca vatandaşımız, memleketine veya tatil beldelerine gitmek üzere yola çıkacaktı. Bunların başını çektiği sebeplerle, 18 Haziranın milletimizin iradesini sandığa yansıtmasını teminde sağlıklı bir tarih olmadığını değerlendirdik. Alternatif olarak da 14 Mayıs tarihini teklif ettik. Demokrasi geçmişimiz bakımından anlamlı bir yıl dönümüne de tekabül eden bu tarihin milletimiz nezdinde hüsnü kabul gördüğünü biliyoruz. Ancak ülkemizin 6 Şubatta ardı ardına yaşadığı iki büyük deprem, seçimle ve seçim tarihiyle ilgili tartışmaları gündemimizden çıkardı. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa, Diyarbakır, Kilis, Adana ve Elazığ illerimizde, yüreklerimizi yakan can ve mal kayıplarına yol açtı." "Depremde 47 binin üzerinde insanımız vefat etti" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Depremin ilk günlerindeki ağır kış şartları, hasar gören altyapı ve 500 kilometreyi bulan yıkım alanının büyüklüğü işimizi hayli güçleştirmiş olsa da, ya bir yol bularak ya bir yol açarak insanlarımızın yardımına koştuk. Bu 11 ilimizde yaşayan 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen, geniş bir çevrede hissedilen depremde 47 binin üzerinde insanımız vefat ederken, 115 binden fazla insanımız da yaralı olarak kurtarıldı." dedi. Depremde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve millete başsağlığı dileyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şehirlerimizi yerle yeksan eden bu afette, milyonlarca vatandaşımız evini kaybederken, milyonlarca vatandaşımız da ardı arkası kesilmeyen sarsıntılar sebebiyle evine giremez hale geldi. Felaketin ilk anından itibaren, devlet ve millet olarak, tüm gücümüz ve imkanlarımızla depremzede vatandaşlarımızın yanındayız. Cumhurbaşkanıyla, bakanlıklarıyla, belediyeleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, gönüllüleriyle, dost ülkelerden gelen kardeşlerimizle, felaket gününden beri sadece depremle uğraştık." "Hedefimiz depremde zarar gören şehirlerimizi adeta sıfırdan kurmaktır" Arama-kurtarma faaliyetlerinin tamamlandığı yerlerde hemen enkaz kaldırma ve yeni konutların inşası çalışmalarına başladıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Aynı şekilde, yiyecek, içecekten barınmaya kadar, bölgede yaşayan insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayacak mekanizmaları kurduk, geliştirdik. Sayıları hızla artan konteyner kentlerimizle zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi veren depremzedelerimize, nispeten daha iyi barınma imkanları sağlıyoruz. Kalıcı konutlarımızın inşasına da her gün yeni temeller atarak devam ediyoruz. Amacımız ilk etapta bir yıl içinde 244 bin konut ve 75 bin köy evinden oluşan 319 bin haneyi tamamlayarak hemen hak sahiplerine teslim etmektir. Esas hedefimiz ise toplamda 800 binden fazla konutu barındıran yıkık, yıkılacak, ağır hasarlı, orta hasarlı 270 bin binayı ortadan kaldırarak, depremde zarar gören şehirlerimizi adeta sıfırdan kurmaktır. İnşa ve ihya faaliyetlerimizi, kadim şehircilik geleneklerimizi yaşatan, tarihi ve kültürel değerlerimizi koruyan bir anlayışla yürütüyoruz. Tüm bu konutları etap etap tamamlayarak 3,5 milyon insanımıza yeni, güvenli, huzurlu hayat alanları oluşturana kadar durup dinlenmeden çalışmakta kararlıyız. Aynı şekilde, ülkemiz genelinde uyguladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle, afete dirençli şehirlerin inşasını hızlandırıyoruz." Tüm dikkatlerini depremin yaralarını sarmaya ve şehirleri yeniden inşa ve ihya edip, insanları bir an önce yuvalarına kavuşturmaya vermişken, seçim takviminin de işlemeyi sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, "Üstelik bizim bu süreçte, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yıkımın yaralarını, yine dünyada eşine rastlanmamış süratle saracak bir program uygulamamız gerekiyor. Depremin doğrudan ve dolaylı etkilerinin üstesinden bir an önce gelerek, bölgeyi ve ülkemizi en kısa sürede normalleştirmenin yolu, güçlü bir siyasi irade tarafından alınacak kararların dirayetle uygulanmasından geçiyor." diye konuştu. Seçim sürecinin uzamasının beraberinde getireceği siyasi gerilimler ve belirsizliklerin ister istemez, deprem yaralarının sarılmasına ve ülkenin kayıplarının telafisine yönelik çalışmaların aksamasına yol açma riski taşıdığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Sadece son bir haftanın siyasi gündemi dahi tek başına bu tehdidin ne kadar reel, büyük ve endişe verici olduğunu göstermeye yeterlidir. Ülkenin bir bölümü yaşadığı can kayıplarının ve yıkımın altında adeta feryat ederken, öteki taraftaki bir kesimin kendi siyasi hesapları uğruna sergilediği aymazlığın faturasını, milletimizin tamamının sırtına yükleyemeyiz. Kabine toplantımızın ardından yaptığımız açıklamada da belirttiğim gibi Türkiyenin ne vakit kaybına ne dikkat dağınıklığına ne de enerjisini gereksiz yere harcamaya tahammülü vardır. Depremzedelerimizin yaralarını sarmak, felaketin tüm izlerini silmek, şehirlerimizi yeniden inşa etmek, üretimi ve istihdamı tekrar yükseltmek için ülkemizin seçim gündemini bir an önce geride bırakması şarttır. Bu anlayışla ve Anayasanın bize verdiği yetkiyle, daha önce açıkladığımız seçimleri, 14 Mayıs tarihinde yenileme kararımızı uygulamaya geçiriyoruz." "11 ilin 11inde de aynı hassasiyetle çalışmalarımızı sürdürüyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, imzaladıkları kararın Resmi Gazetede yayımlanmasıyla birlikte Yüksek Seçim Kurulunun seçim takvimini hazırlayıp ilan edeceğine dikkati çekerek, "Bugün mükerrer sayıda yayınlanması da muhakkak olacaktır. Bu vesileyle olayın ne kadar hızla devam ettiğini özellikle hatırlatmak istiyorum. Seçim sürecinde bizim gündemimiz yine depremzede vatandaşlarımızın yaralarının sarılması ile bu felaketin ülkemize verdiği ekonomik ve sosyal zararların telafisi çalışmalarından oluşacaktır." dedi. Parlamentoda ana muhalefetin bazı temsilcilerinin, "garip garip" konuşmalarını dinlediğini dile getiren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bizim bölgeye ne zaman gittiğimizden haberi olmayan bu garipler, bu zavallılar daha bizim ikinci gün... İlk gün arkadaşlarım, bakan arkadaşlarım tamamıyla deprem bölgelerindeydi. Bürokratlarımız, teknokratlarımız hepsi deprem bölgelerindeydi ve bütün bunlarla beraber belediye başkanlarımız deprem bölgelerindeydi ve ben de hemen ikinci gün deprem bölgesine ulaştım ve bir turu böyle tamamladıktan sonra ardından ikinci turda da Cumhur İttifakı olarak, Devlet Beyle beraber buraları dolaşmaya başladık. Yine aynı şekilde Sayın Desticiyle beraber de dolaştık. Biz yaralıyız, biz dertliyiz. Hanımefendi konuşuyor, öyle senin konuştuğun gibi değil. Hatay milletvekiliymiş. Hatay milletvekili olmak seni bir yere kadar bağlar ama Hatay milletvekili olmanın ötesinde Cumhurbaşkanı olarak biz sadece Hatay değil, 11 ilin 11inde de aynı hassasiyetle çalışmalarımızı sürdürdük, sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz." "Bizim derdimiz var ama bunların derdi yok" Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah Hatayın Kırıkhan ilçesinden depremzede bir kadını arayarak görüştüğünü belirterek, şunları söyledi: "O ne anlayıştır, o ne kadar güzel bir yaklaşımdır, Cumhurbaşkanım bizim şu anda hiçbir sıkıntımız yok, her şey geliyor. Ben çadırda kalıyorum. Çadırda kalmama rağmen halimden memnunum. Konteynerler gelirse daha iyi olur ama şikayetçi değilim. İşte o da bu milletin bir evladı. Doğma, büyüme Hataylıyım. dedi, Kırıkhanlı. Bir ona bakıyorum bir de milletvekili olarak parlamentoya gelmiş olan bayana bakıyorum. Dürüst olalım, dürüst. İskenderunda ne var? diyor, İskenderunda kruvaziyer gemi var. Bunun yanında İskenderunda çadır da var, konteyner de var. Şimdi dersin ki İskenderuna geldin mi? Evet, geldim ama senin haberin yoksa ben ne yapayım? Arkadaşlarım sürekli oraya gittiler. Ve oradaki çalışmalarda sağ olsun belediye başkanı arkadaşımız büyük bir gayretle, ailece çalışıyorlar ama belki onun, ondan da haberi yoktur. Dedim ya biz dertliyiz, bizim derdimiz var ama bunların derdi yok." İskenderunda, Hatayın diğer ilçelerinde ve özellikle Antakyada enkazların bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Hatayın en büyük enkazının olduğu yer Antakyadır. Belki bundan da haberi yok çünkü onun gittiği yerler bellidir. Ama biz her yeri dolaşıyoruz ve dolaşacağız. İnşallah şimdi tekrar üçüncü tura başlıyorum, tekrar dolaşacağım." dedi. "AK Partiden milletvekili adayı olmak için başvuracaklarla ilgili bir karar aldık" Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerde yaşamını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: "Şu anda konut yapımlarına başladık ve bu konut yapımlarını da hızla devam ettireceğiz. Bir diğer taraftan Türkiyenin risk yapılanması üzerinde de çalışmalarımızın birinci turunu İstanbulda yaptık, ikinci turu yapılıyor ve bunu da devam ettireceğiz. Tüm bu çerçevede bir ilk adım olarak genel başkanı olduğum AK Partiden milletvekili adayı olmak için başvuracaklarla ilgili bir karar aldık. O da şu, partimize adaylık başvurusu yapacak herkes önce ilgili birimimizce belirlenecek asgari rakam tutarını AFADın deprem yardım hesaplarına bağış olarak yatıracaktır. Yapacakları cömert bağışlarla deprem yaralarının sarılmasına katkıda bulunacak tüm arkadaşlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum. Bu kararın diğer partilere de örnek olacağına inanıyorum." "Türkiye, kayıplarını tümüyle telafi etmeden geleceğine güvenle bakamaz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, 6 Şubat depremlerinin yol açtığı yıkıntıları tamamen kaldırmadan, ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıplarını tümüyle telafi etmeden geleceğine güvenle bakamaz. Seçime katılan Cumhurbaşkanı adayları, ittifaklar ve siyasi partiler olarak, attığımız her adımda, söylediğimiz her sözde, açıkladığımız her programda bu hakikate bağlı kalmalıyız." değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, şunları kaydetti: "Geçmiş seçimlerde sıkça yaşadığımız gibi 14 Mayıs süreci, kısır siyasi çekişmelerin, yalan ve iftira üzerine kurulu kampanyaların mecrası haline dönüştürülürse, bunu başaramayız. Böyle bir durumda, önce depremzede vatandaşlarımız, onlarla birlikte 85 milyon insanımız önünde vebale gireriz. Bizim böyle bir vebali göze almaya, inancımız da ahlakımız da siyaset anlayışımız da elvermez. İşte bunun için Türkiye için hemen şimdi diyerek 14 Mayısı, 6 Şubat yıkımının izlerini silecek hayırlı bir yarışa dönüştürmek istiyoruz. Cumhur İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olarak bizimle yarışacak ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilmek için mücadele edecek herkesten bu samimi çağrımıza destek bekliyoruz." "Müziksiz bir kampanya olacak" Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin 14 Mayısta yenilenmesi kararının hayırlı olmasını dileyerek, "Bu seçimde Cumhur İttifakı olarak kendimize hazırladığımız bütün müzikleri yasaklıyoruz. Müziksiz bir kampanya olacak, ruberu, ikili görüşmeler suretiyle biz bu kampanyamızı sürdüreceğiz. Ne yaptık, ne yapacağız bütün bunları vatandaşlarımıza anlatmanın gayreti içerisinde olacağız." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimin hem ülke hem de millet için hayırlara vesile olmasını temenni etti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, deprem bölgesinde bulunanlar dışındaki kabine üyeleri ile AK Partili yetkililer de Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde hazır bulundu.
مشاركة :