Körfez İşbirliği Konseyi: Suudi Arabistan-İran anlaşması, bölgedeki farklılıkları diyalog yoluyla çözmeye yönelik bir adım

  • 3/23/2023
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin dışişleri bakanları, Çinin himayesinde iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin sürdürülmesine ve misyonlarının yeniden açılmasına yönelik Suudi Arabistan-İran anlaşmasını memnuniyetle karşıladılar. Bakanlar, bu girişimin tüm bölgesel anlaşmazlıkları diyalog yoluyla çözmek için olumlu bir adım olacağını umduklarını ifade ettiler. Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi, dün Riyaddaki genel sekreterlik merkezinde düzenlenen KİK Bakanlar Konseyinin 155’inci oturumunun başkanlığını yaptığı sırada, söz konusu anlaşmanın KİK ülkelerindeki güvenlik, istikrar ve iyi komşuluk temellerini güçlendirmeye yönelik ortak hedefler bağlamında önemli bir adımı temsil ettiğini belirterek ‘bu anlaşmanın, karşılıklı güven ve saygıya dayalı yeni bir iş birliği aşamasını başlatacağını, insanların rahata ve tüm ülkelerin refaha kavuşacağını umduğunu’ dile getirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, toplantının ‘bugün her zamankinden daha fazla ortak Körfez eyleminin güçlendirilmesi, bölgenin ve tüm dünyanın her düzeyde tanık olduğu büyük zorluklarla başa çıkmaya tam olarak hazır olmayı gerektiren bölgesel, Arap ve uluslararası gelişmeler ışığında yapıldığına’ dikkati çeken Busaidi, “Uluslararası toplumun her şekliyle; devletlerin, bölgesel grupların veya uluslararası kuruluşların, konseyimizle ilişkilerini aktif olarak güçlendirmeye çalıştığı bir zamanda, konseyimizin sahip olduğu yüksek uluslararası prestij ve üst düzey güvenilirlik nedeniyle KİK ile olan bağlantıyı belgelemek ve etkinleştirmek için çalışılıyor” dedi. Körfez ülkelerinin dışişleri bakanları, Suudi Arabistan ile İran arasındaki anlaşmayı, ülkeler arasında anlayış, karşılıklı saygı, iyi komşuluk, egemenliğe saygı, içişlerine karışmama, Birleşmiş Milletler (BM) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tüzüklerine ve uluslararası yasa ve normlara bağlılık temelinde ilişkiler kurmak için bir adım olarak dört gözle bekliyorlardı. Arap ulusal güvenliği vurgusu Bakanlar Konseyi, Irak, Lübnan, Suriye, Yemen ve diğer ülkelerdeki terörist gruplara ve mezhepçi milislere yönelik devam eden dış desteği kınayarak bunların Arap ulusal güvenliğini tehdit ettiğini, bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ve uluslararası koalisyonun DEAŞ ile mücadele çalışmalarını engellediğini vurguladı. Bakanlar, İranın barışçıl kullanımlar için gerekli olan uranyum zenginleştirme yüzdesini aşmama taahhüdünün önemini ve yükümlülüklerini yerine getirmesi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile tam iş birliği yapması gerektiğini vurguladılar. Körfez ülkelerinin bu konudaki tüm bölgesel ve uluslararası müzakere, görüşme ve toplantılara katılması gerektiğine dikkati çektiler. Dışişleri bakanları, bölgedeki deniz güvenliğini sağlamanın, su yollarını korumanın ve KİK ülkelerindeki deniz nakliye hatlarını, uluslararası ticareti ve petrol tesislerini tehdit edebilecek her şeyi ele almanın önemini vurguladılar. Yemen, Suriye ve Nahda Barajı dosyaları Bakanlar Konseyi, Yemen dosyasında, Yemende güvenlik ve istikrarın sağlanmasında Yemen Başkanlık Konseyi ve onu destekleyen kuruluşlara tam desteğini teyit ederek, Husileri, Konsey tarafından yapılan davete yanıt vermeye çağırdı. Körfez girişimi ve uygulama mekanizmasına, kapsamlı Ulusal Diyalog Konferansı sonuçlarına ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararına uygun olarak Yemenin egemenliğini, birliğini, toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını koruyacak şekilde siyasi bir çözüme ulaşmak için BM himayesinde müzakere edilmesi talebinde bulundu. Bakanlar Konseyi, Suriyenin toprak bütünlüğünün korunması, bağımsızlığına ve toprakları üzerindeki egemenliğine saygı gösterilmesi, iç işlerine bölgesel müdahalenin reddedilmesi ve Suriye krizine BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı dahil tüm BM kararları uyarınca siyasi bir çözümün desteklenmesi yönündeki kararlı tutumunu yeniden teyit etti. Nahda (Rönesans) Barajı ile ilgili olarak KİK dışişleri bakanları, Sudan ve Mısırın su güvenliğinin Arap ulusal güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, Nil sularında haklarını etkileyen her türlü eylem ve tedbiri reddettiklerini ifade ettiler. Suudi Arabistanın Ukrayna-Rusya dosyasında arabuluculuk çabalarına ve Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhanın Rusya ve Ukraynaya yaptığı ziyaretlere de övgüde bulunan Bakanlar Kurulu, ateşkes çabalarına, krizin siyasi olarak çözümüne, diyalog dilinin hakimiyetine ve anlaşmazlığın müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğine verdiği desteği yineledi.

مشاركة :