Madrid yönetimi Brexitte yeni bir gerilime neden oldu

  • 11/21/2018
  • 00:00
  • 16
  • 0
  • 0
news-picture

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülke geçen hafta Brüksel ve Londra arasında uzlaşıya varılan İngiltere’nin AB’den çıkışı (Brexit) anlaşmasını önümüzdeki pazar günü oylayacak. Zirveden, İngiltere ile AB arasındaki ilişkilerin geleceğini belirleyen siyasi bir bildiri çıkması bekleniyor. Ancak İngiltere’nin Brexit sürecinin önünde yeni bir engel oluşmaya başladı. İspanya, Brexit anlaşmasının mevcut taslağı uyarınca Cebelitarıkın geleceğinin AB ile İngiltere arasındaki müzakerelere dahil edilmesini kabul etmeyeceğini söylüyor. Madrid, Brexit anlaşmasının İspanya ile İngiltere arasında yapılacak müzakerelerin de kapsamasını talep ediyor. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez salı günü yaptığı açıklamada Cebelitarık konusundaki anlaşmazlıklara ilişkin müzakerelerin yer alacağı bir değişiklik yapılmaması halinde anlaşma taslağına “ret” oyu vereceğini söyledi. Madrid’de düzenlenen bir organizasyonun açılışında konuşan Sanchez, “Brexit anlaşmasında Cebelitarıkın statüsünde değişiklik yapılmaması halinde İspanya, anlaşmanın mevcut taslağına ‘ret’ oyu verecek” dedi. İspanya Başbakanı, ABnin önümüzdeki pazar günü yapılması planlanan özel zirvesi sırasında anlaşmanın 184’üncü maddesinde değişiklik yapılmaması halinde veto haklarını kullanacakları uyarısında bulundu. İspanya Dışişleri Bakanı Josep Borrell de pazartesi günü yaptığı açıklamada taslak anlaşma metninin daha fazla “yasal netlik” gerektirdiğini söyledi. İspanyanın güneyinde yer alan ve üzerinde birçok kez hak iddia ettiği Cebelitarık, 1713te imzalanan Utrecht Antlaşmasıyla İspanya tarafından İngiltereye devredilmişti. İspanya Başbakanı “Cebelitarık, İngiltere’ye ait değil. Yalnızca onu temsil ediyor” diye konuştu. İspanya hükümetinin bu tutumu, İngiltere Başbakanı Theresa May hükümetinin kabul ettirmeye çalıştığı taslak anlaşmayı, özellikle de Kuzey İrlanda ile ilgili olan kısmını daha da karmaşık hale getiriyor. Başbakan May, iktidar ortağı Demokratik Birlik Partisi’nin (DUP) karşı çıkmasına rağmen Brexit anlaşmasının Kuzey İrlanda için “harika” olduğunu savunuyor. Kuzey İrlandanın önde gelen yayın organlarından Belfast Telegraph gazetesi için bir makale kaleme alan May, geçen hafta yayımlanan taslak anlaşmanın ekonomik işleri ve kurumları koruduğunu belirterek “Anlaşma bizi güvende tutuyor ve 2016 yılında Brexit için yapılan referandumun sonuçlarına saygı göstererek birliğimizi koruyor” ifadelerini kullandı. May makalesinde Brexit anlaşmasının Kuzey İrlandayı gelecekte mükemmel bir konuma getireceğini de belirtti. May’ın makalesi, Kuzey İrlanda partisi DUP’un milletvekillerinin hükümeti desteklemeyi reddetmesinin ardından geldi. Yapılan yorumlar bu durumun hükümetin oylama için yeterli sayıya ulaşamamasına neden olabileceği yönünde. Hükümeti büyük oylamada destekleyen DUP, May’ı iki taraf arasında yapılan “temel anlaşmayı” ihlal etmekle suçluyor. DUP’un Brexit Sözcüsü Sammy Wilson, May’in tüm Birleşik Krallığı kapsayan bir anlaşma müzakere etme sözünü geride bıraktığını söyledi. BBC’ye verdiği demeçte Wilson, “Parti, hükümete anlaşmanın kendi tarafına düşene uyması gerektiğine dair siyasi bir mesaj göndermek istedi. Aksi takdirde anlaşmanın bizim tarafımızdaki kısmına bağlı kalmamız gerektiğini hissetmeyeceğiz” diye konuştu. Dün Bakanlar Kurulu toplantısına katılan May’in İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon ile bir araya gelmesi bekleniyor. Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada May’in çarşamba günü de AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ile Brexit sonrası İngiltere ve AB arasındaki ilişkilerin geleceğine ilişkin devam eden müzakereler çerçevesinde görüşeceği bildirildi. May’in lideri olduğu Muhafazakar Parti, Brexit metni karşıtı oyları fazlaca olan milletvekilleri nedeniyle bölünmüş durumda. Muhafazakar Parti’nin Brexit’ten şüphelenen milletvekilleri May’in parti liderliğinin oylamaya sunulması için çalışıyor. Şu ana kadar May’a karşı güven oylaması yapılmasını isteyen en az 25 milletvekili var. Ancak yetkili komite, parti liderine karşı güven oylaması yapılması için 315 milletvekilinden en az 48inin imza vermesi gerektiğini duyurdu. Söz konusu şüpheci milletvekillerinden olan Jacob Rees-Mogg, gazetecilere yaptığı açıklamada vatandaşları May’in neden olacağı muhtemel zorluklar karşısında “sabırlı” olmaya davet etti. Rees-Mogg hükümeti, İngiltere’yi “AB’ye mümkün olan en güçlü şekilde bağlı” tutmaya çalışmakla suçladı. Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz ise İngiltere’nin AB’den ayrılmasının Avrupa’nın devam eden büyümesi üzerinde açık riskleri barındırdığını söyledi. Schultz, Almanya Federal Parlamentosu’nda (Bundestag) salı günü yaptığı açıklamada Euro Bölgesi ülkelerinin İngilterenin AB’den çıkışının ardından daha fazla mali yüke maruz kalacağı uyarısında bulundu. Bu nedenle Fransız meslektaşı Bruno Le Maire ile Avrupa mekanizmasının daha da gelişmesini sağlayacak bir proje üzerinde çalıştığını belirten Bakan Scholz söz konusu mekanizmayı güçlü bir Avrupa para fonuna dönüştürmek istediklerini söyledi. Yeni oluşumun zorluklarla karşılaşan Euro Bölgesi ülkelerine daha fazla yetkinlik ve imkanlar sunacağını kaydeden Bakan, söz konusu mekanizmanın parlamento gözetiminde olacağının altını çizdi.

مشاركة :