İngilterenin Yemen Büyükelçisi: 2216 sayılı karar çözümün temelini oluşturuyor

  • 11/21/2018
  • 00:00
  • 9
  • 0
  • 0
news-picture

İngilterenin Yemen Büyükelçisi, İsveçin Stockholm kentinde bu ayın sonunda Yemenli taraflar arasında gerçekleştirilmesi planlanan istişarelerin öncesinde, Husi milislerini Yemen halkına yiyecek ve buğday ithalat kredilerinin açılmasını engellemekle ve insani krizin daha da kötüleşmesine neden olmakla suçladı. İngiltere Yemen Büyükelçisi Michael Aron, Yemendeki çatışmanın tarafları tarafından ilan edilmemiş ateşkesin yaklaşan istişareler için uygun bir platform olduğuna işaret ederek, bunun Yemenliler adına barış ve istikrar elde etmek için önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat ile telefon görüşmesi sırasında açıklamalarda bulunan Aron, “BM elçisi, Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun, taraflar hazır bulunmaksızın müzakereler için uzun süre beklemeyeceklerini” vurgulayarak, Husilerin Stockholm’de hazır bulunmadıkları takdirde uluslararası toplumdan şiddetli bir tepki alacaklarını belirtti. Önceki gün roket atışlarının ve drone saldırılarının durdurulduğuna dair yapılan açıklamaya atıfta bulunan Aron, Husilerin istişarelere katılımı hususunda iyimser olduğunu dile getirdi. İngiliz büyükelçi, dün Güvenlik Konseyinde ülkesinin Yemen’e ilişkin sunduğu karar taslağı hakkındaki karşılıkları gidermek sadedinde, kararın siyasi olmaktan ziyade insani olduğuna işaret ederek, çözüm ve müzakerelerin temeli olan 2216 sayılı kararın alternatifi olmadığı dile getirdi. Aron ayrıca, İngiltere Merkez Bankasının Yemen hükümet fonlarını dondurması kararına, bunun sebeplerine sebepleri, Yemendeki olumsuz İran rolüne ve bunun çözüm üzerindeki etkisine değindi. Ayrıca İngiltere’ye yönelik Hudeyde ve diğer noktalarda bulunan Husileri kurtardığı suçlamalarına yanıt verdi. İlk olarak, Stockholm’de gerçekleştirilecek müzakerelere ilişkin hazırlıkları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Husilerinin taahhütleri hakkında ne düşünüyorsunuz? - Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in ve ekibinin iyi bir ekip olduğunu ve arabuluculuk konusunda önemli deneyime sahip olduğunu düşünüyorum. Martin her iki tarafla da çok çalışıyordu. Umarım her iki heyetinde Stockholm’de hazır bulunması ile ilgili tüm sorunlar aşılmıştır. Bu fırsatın Yemendeki barış ve istikrar adına çok önemli olduğuna inanıyorum. Tarafların ciddi olduğunu düşünüyor musunuz? Özellikle son yapılan istişarelere katılmayan Husiler söz konusu olduğunda bu hususta neler söylersiniz? - Evet, ciddi olduklarını düşünüyorum. Bekleyip göreceğiz. Husiler tarafından roket atışlarının ve drone saldırılarının durdurulduğuna dair yapılan açıklamayı memnuniyetle karşılıyoruz. Aynı zamanda koalisyonun ateşkes ilan etmesini de memnuniyetle karşıladık. Husiler ciddi olduklarını söylüyorlar. Ancak bu ciddiyetin sadece kelimeler değil, müzakereler ve birtakım eylemler ile gösterilmesi gerekiyor. Husiler ile ilgili olarak, Cenevre ve Kuveyt’te gerçekleştirilen istişarelerde edinilen tecrübeler ile birlikte son olarak Eylüldeki Cenevre istişarelerine katılmamaları göz önüne alındığında, önümüzdeki istişarelere ilişkin gevşeklik gösterdikleri takdirde nasıl bir tepki ile karşılaşacaklarını düşünüyorsunuz? Uluslararası toplumdan gerçek tepkiler bekliyor muyuz? - Elbette. BM elçisi iki ay önce Cenevredeki müzakerelerin başlangıcında bulunmaları için Husilere çağrıda bulundu. Eğer bu tür problemler bir kez daha tekrarlanırsa, Martine göre durum oldukça zor olacak. Martin, biz, uluslararası toplum ve Güvenlik Konseyi her iki taraf müzakerelerde hazır bulunmaksızın beklemeyi sürdüremez. Bu yüzden, Stockholm’e katılmadıkları takdirde uluslararası tepkinin oldukça güçlü olacağını düşünüyorum. Fakat ben, Husilerin istişarelere katılımı hususunda iyimserim. Önceki gün roket atışlarının ve drone saldırılarının durdurulduğuna dair açıklamada bulundular. İngiliz Dışişleri Bakanının Yemendeki krizle ilgili çabalarını nasıl görüyorsunuz? - İngiltere Dışişleri Bakanı geçen hafta Riyad ve Abu Dabiyi ziyaret ederek, Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Şeyh Muhammed bin Zayed ve Şeyh Abdullah bin Zayed ile bir araya geldi. Bütün bunlar, bir haftalığına bölgeye yaptığı ziyaretin öncesinde Martin Griffiths ile çabalarına ilişkin İngiltere’nin rolünü tartıştıkları Londra’daki görüşmelerinden sonra gerçekleşti. Martin ona bölgeye ziyarette bulunmasını ve koalisyonu ve meşru hükümeti barış için adım atmaya teşvik etmesini önerdi. Ziyaret başarılı oldu ve önceki Cenevre sorununun temel nedenlerinden biri olan yaralı Husilerin yurtdışında tedavi edilmelerine ilişkin sonuçlar alındı. Bakan ayrıca, Güvenlik Konseyindeki karar tasarısını görüşmek üzere koalisyondaki meslektaşlarıyla da temas halinde. Suudi Arabistan ve BAE, Yemen kriziyle ilgili ziyareti sırasında İngiliz Dışişleri Bakanına ne anlattı? - Suudi Arabistan, BAE ve Yemen meşru hükümeti, Yemen için barış ve istikrar arzularını ve BM elçisinin çabalarına yönelik desteklerini vurgulayarak, Stockholm istişarelerinin çok önemli olduğunu düşündüklerini belirttiler. Daha önce olduğu gibi şu ana kadar resmi bir ateşkes ilan edilmedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? - Karadaki askeri duruma göre bir ateşkes söz konusu. Husilerin önceki gün roket saldırılarını durdurduklarına dair ateşkes ilan ettiklerini biliyoruz. Bence koalisyon resmi bir deklarasyonla ateşkes istemiyor. Bunun Husiler üzerindeki baskıyı azaltabileceğini düşünüyorlar. Ayrıca Husilere yönelik askeri baskının onları müzakerelere katılmaya teşvik etmek için önemli olduğunu fikrindeler. Bu nedenle, iki tarafın resmi olmasa da bir ateşkes ilan etmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Dün Güvenlik Konseyi’ndeki İngiliz karar taslağı ile ilgili durum nedir? Bazıları İngilterenin amacını soruyor. Bu karar Yemendeki duruma ilişkin 2216 sayılı kararı etkileyecek mi? - İngiliz karar taslağı, BM İnsani İşler ve Acil Yardım Koordinatörü Genel Sekreteri Mark Lowcock tarafından yapılan açıklamaya cevap sadedinde geldi. Mark Lowcock Yemen’deki insani krizin ele alınması hususunda 5 talep dile getirdi. Taslak fikri bu talepleri uygulamayı amaçlıyor. Dolayısıyla siyasi bir karardan ziyade insani yardım çerçevesinde hazırlamış bir taslak. Yemende sorunun çözümüne temel teşkil eden 2216 sayılı karara alternatif olarak düşünülmüyor. Bu husus taslakta açık bir şekilde görünüyor. İngiltere Merkez Bankası neden dondurulmuş Yemen Merkez Bankası hesabını yeniden açmak için politik birtakım şartlar öne sürdü? - Dün bu konu ile ilgili olarak Yemen Merkez Bankası Başkanı ile görüşmelerde bulundum. Onunla oldukça iyi bir ilişkimiz var. İngiltere, kayıtsız şartsız bir şekilde Aden’deki merkez bankasını tanıdı. Ancak Adendeki merkez bankasına mektup gönderen İngiltere Bankası, bağımsız bir kurumdur. Burada iki soru var. Bunlardan ilki cumhurbaşkanı tarafından merkez bankası başkanının atanması ile ilgili iken, diğeri ise bankanın Sana’dan Aden’e taşınmasına ilişkindir. Bunların cevabı bekleniyor. Vali Muhammed Zemam, hukuk müşavirleriyle iletişim halinde olduğunu, İngiltere Merkez Bankasının mektubuna cevap vereceğini ve sorunun kısa sürede çözülmesi konusunda iyimser olduğunu dile getirdi. Bu bağlamdaki diğer bir husus ise Yemen Merkez Bankası ile “kredi açılması” sorununa ilişkin birlikte çalışıyoruz. Hail Said gibi Yemen özel şirketlerinin gıda tedarikine ilişkin endişelerimiz var. Diğerleri ise Yemene sürekli olarak buğday ve gıda ithal ediyorlar. Bu Yemen halkı için hayati bir önem taşıyor. Kredilerin açılmasını kolaylaştırmak ve hızlandırmak için Suudi tarafı ve Yemen Merkez Bankası Başkanı ile yakın işbirliği içinde çalıştık. Ancak Sanadaki fiili otorite tarafından alınan önlemler ve bankacılık sisteminin işleyişine müdahale edilmesi, ithalat prosedürlerini karmaşıklaştırıyor ve insani felaketi şiddetlendiriyor. Bundan dolayı Husilerin ve Sanadaki merkez bankası çalışanlarının aldıkları bu yeni önlemleri durdurmalarını ve kredi açma sürecini kolaylaştırmalarını umuyoruz. Merkez bankasının elinde söz konusu kredilere yönelik Suudi yardımı hazırda bekliyor. Ayrıca ithalat için özel sektöre yönelik prosedürler kolaylaştırıldı. Fakat Sana’daki yetkililer ile ilgili sorun hala devam ediyor. Bu yaptırımları, başta Hudeyde ve Taiz gibi ihtiyaçların şiddetli olduğu şehirlerdeki nüfus olmak üzere Yemen halkı üzerindeki etkileri sebebiyle kınıyoruz. Koalisyon’un yakın zamanda ortaya çıkardığı gibi, Sana Havalimanı’nın Suudi Arabistan ve BAE’ye balistik füzelerin fırlatılması ve insansız uçakların (drone) gönderilmesi için kullanılması ve Birleşmiş Milletler uçaklarının tehdidi hakkında ne düşünüyorsunuz? - Suudi Arabistan ya da BAEye karşı füzelerin ya da dronların herhangi bir şekilde kullanılmasını ve bunun için Sana Havaalanı’nın kullanılmasını şiddetle kınıyoruz. Bu, kabul edilemez. Bu nedenle, temsilcinin güven tesis eden bir uygulama olarak gösterdiği çabalara yardım ediyoruz. Sana Havalimanı sivil bir havalimanı olarak kullanılmalı, askeri olarak değil. Yemen ekonomisini desteklemek için İngiliz-Suudi işbirliğinden bahsettiniz, Suudi Arabistan’ın Yemen ekonomisini istikrarlı hale getirme ve Yemen Merkez Bankasını destekleme çabalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? - Suudi Arabistan, meşru hükümeti mali olarak destekleyen en büyük ülke. Riyadda geçen Çarşamba günü, ABD ve BAE ile meşru hükümete yardım etmek için nasıl işbirliği yapacağımız konusunu görüşmek üzere bir araya geldik. Suudi Arabistan, Yemen Merkez Bankasına yardım eden, Yemene yakıt desteği veren ve maaşları ödeyen en büyük ülke olarak kabul ediliyor. Bu çabaların hepsini takdir ediyoruz. Kaynaklar, ABDnin Husileri terörist bir grup olarak sınıflandırmayı planladığını söyledi. İngilterede de benzer bir yönelim var mı? - Hayır, İngiltere’de terörist grupların sınıflandırılması konusunda ölçütlerimiz var ve henüz bu sınıflandırmaya yönelik bir niyet yok. Darbe hükümeti bakanlarının son bölünmeleri hakkında ne düşünüyorsunuz? - Bunların politikacıların kendi tutumları olduğuna inanıyorum. Eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salihin öldürülmesinden sonra, Sanadaki siyasi sorunların büyüdüğü açık. Bu, Husilerin çözüm bulması gereken bir durum. Sanadaki durum bu şekilde devam edemez. Tüm taraflar arasında bir anlaşma olması ve bütün Yemenleri temsil eden bir ulusal birlik hükümeti kurulması çok önemli. İngiltere Dışişleri Bakanı bugün Tahranda ve şüphesiz Yemendeki durumu ve İranın rolüne değinecek. Bu ziyaretin sonuçlarıyla ilgili beklentileriniz neler? - İran’ın sorunun bir parçası olduğuna inanıyoruz, ancak çözümün bir parçası olmalarını umuyoruz. En iyisi, İranlıların Yemenden çıkması ve Yemenli tarafların iç siyasi krizi çözülmesi ve iç işlerine müdahale edilmemesi konusunda anlaşmaları.

مشاركة :