Libya’nın içinden geçtiği trajik ortamın ve Arap Baharı’nın yol açtığı gerilim ve kaosun artığı bir dönemde işgalci güçler için kolay bir lokmaya dönüşen ülkedeki tehlikeli vaziyete dikkat çekmek gerekiyordu. Bu trajik ortamda Libya’nın devlet başkanıyla birlikte Kral İdris el-Senusi döneminde yürürlükte olan yürütme organını ve monarşi rejimini yeniden benimsemesi gerekiyor. Halihazıraki konjonktürün ve zamanın değişmesinden dolayı Libya, ülkeyi bu büyük kaostan kurtaracak bir rejime, ülkenin istikrarını engelleyen mevcut örgütlerin, oluşumların ve milislerin feshedilmesine, kabilelere saygı göstermeye ve kabileleri karar alım sürecine dâhil etmeye hazır durumdadır. Devlet başkanının yetki ve görevlerinde bazı değişikliklerin yapılmasıyla birlikte Libya’nın mevcut durumuna uygun olmasından ve yetki çokluğundan dolayı Kral İdris döneminde yürürlükte olan rejimin Libya’yı kurtarabileceğini söylemek mümkündür. Bu oluşumların ülke yönetimindeki merkeziyetçiliğe son vereceğini, kabileleri rahatlatacağını, yönetimdeki tekelciliği bitireceğini ve kuralların ihlal edilmesini engelleyeceğini düşünüyoruz. Kral; başbakan ve bakanlar kurulundan oluşan yürütme organını tayin ettiği zaman bu durum devlet başkanının yetkilerini azaltarak söz konusu yetkileri ve nüfuzu Millet Meclisi’ne verebilir. Zira Millet Meclisi yeniden “Halk Meclisi” olarak isimlendirilebilir. Öyle ki Halk Meclisi; Senato ve Temsilciler Meclisi’nden ya da Avam Kamarası’ndan oluşuyordu. Peki bu konuyu neden şimdi gündeme getiriyoruz? Arap Baharı diye isimlendirilen kaosun ardından Libya’da iktidar çatışması meydana geldi. Herkes yönetmek ve kontrol etmek istiyor. Kaos ülkenin tamamına yayıldı. Yabancılar gözlerini Libya’ya dikti. Bazı kabileler, kendilerinin kenara itildiğini ve diğer kabilelerin de baskı ve zorbalık yaptığını düşünüyor. Bunun için biz, ülkeyi kurtarmak, yetkileri dağıtmak, kabileleri razı etmek ve yönetimi paylaştırmak için Libya’da kralsız bir monarşi rejiminin esas alınması gerektiğini düşünüyoruz. Şu an Libya, merkeziyetçilikten kurtulmak için Temsilciler Meclisi’ni, Senato’yu, Bakanlar Kurulu’nu, Başbakanı, Mutasarrıflık ve belediye başkanları sistemini acil bir şekilde yeniden yürürlüğe koymalıdır. Bunun için bu kurullar ve meclisler, Libya’yı yeniden düzene sokup daha güvenilir bir yere dönüştürebilir ve milletvekilleri aracılığıyla tüm Libyalıların yönetime katılmasını sağlayabilir. Ülkedeki bu kritik durumun devam etmesi mümkün değildir. Libyalılar, ekonomilerini ve ülkelerini bilinçsiz bir şekilde parçalamaya, hatta torunlarının ve gelecek nesillerin hayatını tahrip etmeye çalışırken diğer milletler kendi ekonomilerinde önemli atılımlar gerçekleştirmeye çalışıyor. Böyle bir ortamda ülkedeki gelişme sekteye uğratılamaz. Dış planların arkasından sürüklenmek gelecek nesiller için felaket olabilir. Her partinin sevinmek yerine ülkenin varacağı noktayı gözlemlemesi gerekiyor. Dünya her geçen gün petrolün alternatiflerini keşfediyor. Libyalılar, petrol bitmeden önce gelişmeyi sağlamak ve alt yapıyı inşa etmek için acil olarak petrollerini değerlendirmeliler. Libya’nın doğusunda ve diğer yerlerinde öğrenciler sabahları “Doğuya batıya hayır! Libya ulusal birliktir” sözlerini tekrarlıyor. Yankısının herkesin kulağına ulaşması için öğrencilerin tekrarladığı bu açık mesaj, tüm Libya halkının beklediği ekmek ve banka kuyruğunda Libya’nın samimi vizyonunu teyit ediyor. Savaş yapıcıları ve yöneticiler ise lüks yaşam sürüyor. Doğudan batıya ve güneye farklı kökene sahip insanların kaygılarını günlük olarak duyabilirsiniz. Hepsi de savaşın ve siyasi bölünmüşlüğün sıkıntısını yaşıyor. Genel olarak halk Hiç şüphesiz ülkede zayıf da olsa bir hükümetin olmasının başarısız iki hükümetten daha iyi olduğunu düşünüyor. Sabah sırasındaki okul öğrencisinin ve ekmek kuyruğuna giren sokaktaki adamın düşüncesi, doğru yolda olmasa da kendi grubunun arkasından giden politikacının düşüncesi gibi değildir. Gerçekler, Libya’nın birlik olacağını gösteriyor. Durumları kontrol etmek ve yönetimi tekeline almak için belirli grupların boş girişimleri yanıt bulmayacak. Libya’nın yapısı, ideolojik çatışmalardan dolayı parçalanmayacak. Libya krizinin akıbeti çözüm, uzlaşma ve ittifaktır. Bundan dolayı halkın kuruluş yükünü taşımak için omuz omuza verdiği Libya geri dönecek ve ülke uluslararası düzlemde bir konuma sahip olacak. İktidar çatışması, yönetimi ve koltukları paylaşmaya imkân tanıyan ulusal programlar çerçevesinde silahtan seçim sandığına geçiş yapacak. Libya merkezli olmadığı için Cenevre, Suheyrat, Salale, Roma, Paris ve Palermo süreçlerinin başarısız olmasının ardından çözüm tamamen Libya merkezli olmalıdır. Hem bölgesel hem de uluslararası dış güçlerin müdahale etmediği ulusal parametreler çerçevesinde yönetim, uzlaşılarak paylaşılmalıdır. Libya’daki sıkıntının sebebi ülke topraklarında çatışan bölgesel ve uluslararası güçlerdir. Ulusal partiler, aktif bir rol oynamak için siyasi olgunluk sürecine geçiş yapmalıdır. Bu geçiş, siyasi eşitlikten geçer. Bu da “Siyaset, imkânsızın peşinden koşmak değil, mümkün olanı araştırma sanatıdır” anlayışıyla gerçekleşmelidir. Birlikte yaşam, iktidarın paylaşılmasıyla mümkündür. Aksi takdirde Besus, Dahis ve Gabra gibi savaşlar devam edecektir. Bunun için bu çözüm, toplumdaki birçok kesimin isteklerini karşılayabilir. Şöyle ki bu öneri, toplumdaki oluşumları söz konusu meclislerde temsil edilmesi için etkin araçlar bulmaya sevk edecektir. Bugün Libya’da köklü olduğunu iddia edebilecek partiler yok. Çünkü hepimiz, “Hizipçilik yapan haindir” sloganının Libya’da 40 yıldır devam ettiğini biliyoruz. Bundan dolayı hiç kimse parti kuramadı. Yine 40 yıl önceki krallık döneminde de partiler yasaklandı. Bunun için çatışma yerine yönetimin barışçıl bir şekilde paylaşılmasını sağlayacak ortak bir vizyonun bir araya getirdiği ulusal ittifaklar yapmak daha uygundur. Zira çatışma, toplumdaki krizin uzamasına neden olacaktır. Demokratik geçişin ana başlığı birbiriyle çatışan partiler kurmak değil aksine demokratik uyumu sağlamak ve seçim sandıkları aracılığıyla iktidara gelmektir. Dolayısıyla bütün partiler oy sandıkları üzerinden iktidara gelmeyi kabul ettiği zaman kriz çözülecek ve kaybeden tarafta da darbe kültürü yok olacaktır. Libya, nüfusu az olmasına rağmen coğrafi bakımdan geniş alana yayılmış bir ülkedir. Bu da merkezi yönetimi halkın sıkıntı yaşadığı başka bir krize dönüştürmektedir. Dolayısıyla Libya’daki krizi çözmek için –ki aslında bu bir iktidar krizidir- kabile liderlerini ikna edecek Senato fikri önerildi. Bu çözüm, merkezi yönetime son vererek federal ya da diğer isimlendirmelere bakılmaksızın yerel yönetime kapı aralayacaktır. Önemli olan yerel yönetimi güçlendirmek ve merkeze başvurmadan kendisine geniş yetkiler vermektir. Böylece bölgeler, başbakanın ya da devlet başkanının iptal etmemesi için anayasanın garantisi altında, merkezi hükümete gerek duymadan tıkanıklıkları ve sorunları çözebilir.
مشاركة :