Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Maliki, uluslararası topluma Filistin sorunun çözümünde sorumluluk alma çağrısında bulundu. Maliki, “Uluslararası toplumun Filistin meselesiyle ilgili sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle Filistin davasının 70 yıl boyunca çözümsüz kalmasının yol açtığı bir hayal kırıklığı var” dedi. İtalya’nın başkenti Roma’da önceki gün düzenlenen ‘Akdeniz Diyaloğu’ toplantısına katılan Maliki, “Uluslararası toplumun acil harekete geçmesini gerektiren dünya ülkelerindeki mültecilerin karşılaştığı sıkıntıların varlığına rağmen, 5.5 milyon Filistinli mülteci dönüş hakkını bekliyor. Uluslararası toplum, Filistin sorununu çözmek için çalışmalıdır. Filistin davası çözüm bekliyor. Uluslararası toplumun buna yönelik sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir” dedi. “ABD, İsrail’in koruyuculuğunu meslek edindi” ABD’nin İsrail’in yanında yer almasını eleştiren Maliki, “ABD, tarih ve adalet yönünden yanlış tarafı seçti. Filistin halkımıza yönelik işlediği suçlara rağmen İsrail’in koruyuculuğunu meslek edindi” ifadelerini kullandı. AB’ye Filistin sorunun çözümünde sorumluluğunu yerine getirme çağrısında bulunan Maliki, Filistinlilerin barış sürecini yeniden canlandırma vizyonunun uluslararası tarafların katılımıyla gerçekleşecek bir uluslararası barış konferansına dayandığını vurguladı. Maliki, “Devletlerin, İsrailin Filistinlilere yönelik ihlallerine karşı çıkmaları ve Filistin halkına adalet vakti geldi demeleri yönünde umut var. Arap ülkeleri, İsrailin Arap dünyasında İsrail ile ilişkilerde bir yumuşamanın olduğu yönünde bazı faaliyetleri abartma girişimlerine rağmen, Filistin davasına karşı ciddi ve mutlak tavır alıyor” ifadelerini kullandı. Maliki, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in Şura Meclisi oturumunda Filistin davasının öncelikleri olduğunu vurguladığı konuşması ve Zahranda gerçekleştirilen Arap Zirvesinin Filistin Zirvesi olarak adlandırılmasına işaret ederek, bu gelişmelerin Arap ülkelerinin Filistin davasına bağlılığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Maliki, konuşmasının devamında, “Arap ülkelerinin hem siyasi hem de ekonomik anlamda verdiği desteğe baktığınızda, Arap dünyasındaki ortaklarımızla olan ilişkilerimizin güçlü ve sabit olduğunu görürsünüz. Herhangi bir Arap ülkesinin, Filistin topraklarında devam eden işgale ve bir Filistin devletinin yokluğuna rağmen İsrail ile ilişkilerinin normalleştiğini ilan etmesi imkansızdır. Filistin ve Arap devletleri, Beyrut Zirvesinde ilan edilen Arap Barış Girişiminin şartlarına bağlıdır” ifadelerini kullandı. Arap Barış Girişimi’ne göre, İsrail ile ilişkilerin normale dönmesinin şartı, İsrail’in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarından ve Lübnandaki Arap toprakları ile Suriyedeki Golanın geri kalan bölgelerinden geri çekilmesi gerekiyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bunun aksini istediğini belirten Maliki, “O (Netenyahu) Filistinlilere baskı yapmak için Arap ülkeleriyle ilişkileri normalleştirmek istiyor. Fakat Arap ülkeleri buna kesinlikle izin vermez. Filistin davası halen birinci derecede Arap davasıdır” dedi. İki devletli çözümü talep ettiklerini ifade eden Maliki, “Filistin halkı ve yönetimi iki devletli çözüme ulaşmak için 50 yıl geçirdi, yeni bir çözüm formülü bulmak için 50 yıl daha harcamak istemiyorlar. İki devletli çözüme bir tek İsrail inanmıyor. Uluslararası toplum, İsrail’in istediğini yapmasına izin vermemesi gerekir” açıklamasında bulundu. İsrail’in yerleşim politikalarıyla iki devletli çözümü sona erdirmeye çalıştığını söyleyen Maliki, “İki devletli çözümün alternatifi yok. Çünkü tek devletli bir çözüm İsrailin apartheid rejimini dayatmasıyla sonuçlanacak. Bunu zaten şu an Batı Şeria’da fiili olarak uyguluyor. Güney Afrikadaki son apartheid rejiminin ortadan kalkmasından sonra bu rejimin 21. Yüzyılın dünyasında hiç kimse tarafından kabul edilmesi beklenemez” ifadelerini kullandı.