Irak’ın mevcut başbakanı Adil Abdülmehdi dışında başka birisi olsaydı, Kürtlerin self-determinasyona yönelik desteklerini ve bunun sonuçlarını öğrenmek için Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Eylül 2017’de düzenlediği referandum nedeniyle 2003’ten bu yana Bağdat-Erbil ilişkilerinde yaşanan tehlikeli ve sert krizin ardından Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı(KDP) Mesud Barzani’nin bu zamanda Bağdat’ı ziyaret etmesi zor olurdu. Zira Eylül 2017’de düzenlenen referandumdan dolayı en büyük Kürt partilerle Bağdat hükümeti arasında tam bir yıl boyunca anlaşmazlık yaşandı. Bağdat ve Erbil, Abdülmehdi’nin 2003 yılında Saddam Hüseyin rejiminin yıkılmasından önceki sürece uzanan Kürt partilerle özellikle de KDP’yle sağlam bir ilişkisi olduğunu gördü. Nitekim Abdülmehdi, Kürt hareketinin ve Peşmerge güçlerinin himayesinde IKBY’de uzun bir süre Baas rejimine muhalif biri olarak yaşadı. Saddam rejiminin yıkılmasının ardından Abdülmehdi, mevcut siyasi süreci inşa etmek ve pekiştirmek için Irak Geçici Yönetim Konseyi zamanında ve sonraki hükümetler döneminde Bağdat’ta Kürt liderlerle yakından çalıştı. Bu sağlam ilişkiden dolayı Barzani, geçen hafta Bağdat’a geldiğinde Abdülmehdi tarafından güzel bir şekilde karşılandı. İki lider, karşılıklı konuşmalarında iki arkadaş gibi birbirlerine Ebu Mesrur(Barzani) ve Ebu Haşim(Abdülmehdi) diye hitap etti. Kürt lider, sadece Abdülmehdi tarafından sıcak bir şekilde karşılanmadı. Aksine bundan önce Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi, Fetih Koalisyonu Başkanı Hadi el-Amiri ve bir grup üst düzey devlet yetkilileri Barzani’yi havalimanında karşıladı. Daha sonra Barzani, etkin siyasi güçler ve bloklarla görüşmeler gerçekleştirdi. Aslında Barzani, Abdülmehdi’nin Irak’ın yeni Başbakanı olarak görevlendirilmesini açık bir şekilde destekliyordu. Bu görevlendirme, büyük bir blok ortaya çıkartmayan Mayıs seçimlerinin ardından yeni hükümetin başına geçecek adayın kim olacağıyla ilgili Şii siyasi güçler arasında meydana gelen büyük sorunu çözdü. Ayrıca Abdülmehdi’nin başbakan olması, zamanlaması uygun olmayan referandumdan dolayı meydana gelen gedik ve çatlaklıkları onarmak amacıyla vakit kazanmak için uzun mesafeleri yakınlaştırdı ve Bağdat-Erbil arasındaki ilişkilerde ilerleme kaydedilmesini sağladı. Barzani’nin Bağdat ziyareti, her iki taraf için de uygun olan bir zamanda gerçekleşti. Bağdat, uzun bir süredir hükümet oluşturma krizi yaşıyor. Bağdat ve Erbil’in birbirlerine açılım göstermesi, hükümetin ve Abdülmehdi’nin bakanlık programını uygulamaya başlaması için hükümetin kurulmasını hızlandırması bekleniyor. Bunun yanı sıra Erbil’le ilişkilerin normalleşmesi, genel olarak Irak’ın yararına olan bir durumdur. Zira Kerkük petrolünün IKBY toprakları üzerinden Türk limanlarına yeniden ihraç edilmesi gerekiyor.(Petrol ihracatı fiilen başladı.) Şu an Irak’ın bu petrol ihracatına gerçekten ihtiyacı var. Çünkü petrol fiyatları, uluslararası piyasalarda gerilmeye başladı. Ayrıca petrol fiyatları, ABD’nin politikası nedeniyle daha da gerileyebilir. Diğer yandan Bağdat ve yeni hükümet, bakanlık programında -ki bu, bitkin kamu hizmetlerini iyileştirmek konusunda yeni hükümet için büyük bir sınav olacaktır- yer alan kalkınma vaatlerini yerine getirebilmek için petrol satışlarından elde edilen gelirleri artırması gerekiyor. Geçtiğimiz yaz meydana gelen protestoların tekrarlanmaması ve bakanlık programının uygulanması için kısa vadede on milyarlarca doların harcanması gerekiyor. Nitekim Başbakan Haydar İbadi’nin tekrar göreve seçilmemesi ve onun yerine Abdülmehdi’nin seçilmesi, bu protestoların temel nedeniydi. Diğer yandan Erbil, Bağdat’la ilişkilerde özel dosyaları yeniden açmak için Kürt dostu bir şahsiyetin yönetime gelmesinin uygun olduğunu düşünüyor. Zira Bağdat’la ilişkiler, referandum hadisesinden önce de oldukça karmaşık bir haldeydi. Çatlaklıklar, önceki Başbakan Nuri Maliki döneminde başladı ve halefi Haydar İbadi zamanında daha da karmaşık hale geldi. Bunun IKBY halkı üzerinde ağır etkileri oldu. Şu an IKBY halkı, yaşam koşullarının iyileşmesi için yeni hükümetin kurulmasını bekliyor. Yaşam koşullarının iyileşebilmesi de ancak Erbil ve Bağdat arasındaki istikrarlı ve normal ilişkilerle mümkündür. Bağdat’ın önceki iki hükümet döneminde izlenen politikayı aynen izlemesi mümkün değildir. Zira bu politika, KDP ve Barzani’nin rolünü pasifize etme üzerine kuruluydu. Şu an KDP, sadece en büyük Kürt partisi(IKBY parlamentosunda 45 sandalyeye sahip) değil, aynı zamanda en büyük Irak partisidir.(Öyle ki KDP, federal Temsilciler Meclisi’nde 25 sandalyeye sahip. Temsilciler Meclisi’nde aynı sayıda sandalyeye sahip olan başka bir parti mevcut değil.) Bundan dolayı KDP ve lideri, Irak’ın iç ve dış politikasında temel bir rol oynamaktadır. Barzani’nin Bağdat’taki etkin siyasi güçlerle gerçekleştirdiği görüşmeler sırasında yapılan açıklamalarda “yeni bir sayfa” ifadesi sık sık dile getirildi. Gerçekten bu ziyaret, Bağdat-Erbil arasındaki ilişkilerde ve Irak’ın çağdaş tarihinde yeni bir sayfa açabilir. Fakat iki tarafın da göstermiş olduğu iyi niyetler, hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor.
مشاركة :